15 Temmuz Gecesinin Unutulmaz Anları
Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi’nde yazı işleri müdürü olarak görev yapan 45 yaşındaki Kağızmanlı, görevde yükselme sınavı için bulunduğu Ankara’da FETÖ’nün hain darbe girişiminin ortasında kaldı. O gece yaşadıklarını ve 9 yıldır boynunda taşıdığı mermi parçasının hikayesini anlatan gazi, o anları unutamıyor.
Darbe girişimini, dönemin Başbakanı Binali Yıldırım‘ın açıklamasıyla öğrendiğini belirten Kağızmanlı, o anları şöyle anlattı:
“Eşyalarımı topladım, abdest aldım ve dışarıya çıktığımda tanklar caddedeydi. Kızılay Meydanı’na doğru yürüdüm, tanklar ve belediyenin kamyonları vardı, bir ara araçlar ve insanlar kalmadı, tek başıma sokaklarda yürüdüm.”
Kağızmanlı, Sıhhiye’ye ulaştığında insanların meydanlara akın ettiğini ve hatta lüks araçlarını tankların ilerlemesini engellemek için barikat olarak kullandıklarını ifade etti.
Genelkurmay Önünde Yaşanan Dehşet
Kalabalıkla birlikte Genelkurmay Başkanlığı’na doğru yürüdüklerini ve Meclis’in bombalanmasıyla sıçrayan taşların üzerlerine geldiğini söyleyen Kağızmanlı, olayların gelişimini aktardı.
“Üzerimize Kurşun Sıkmaya Başladılar”
Kağızmanlı, o dehşet anlarını şu sözlerle dile getirdi:
“Genelkurmay önündeki askerler ilk havaya, ardından yere daha sonra üzerimize kurşun sıkmaya başladı. Vurulanları kenara taşıyıp tekrar yerimize geçiyorduk. Bayağı yorulunca bir yere oturdum, yanıma 11-12 yaşlarında bir kız çocuğu oturdu. Bir anda helikopterden açılan ateşle hepimiz ürktük.”
Bir Kız Çocuğuna Siper Oldu
Helikopterin caddeyi taramaya başlamasıyla refleksle hareket ettiğini belirten gazi, “Refleksle kız çocuğunun üzerine kapandım. Oradakilerin cadde ve sokaklara dökülmesindeki amaç devleti ve bayrağı koruma iç güdüsüydü. Çocuk yanımda olunca onu korumaya aldım. Belki benim boynuma ve sırtıma şiddetli gelen mermi parçaları ona denk gelebilirdi. O kız çocuğunun üzerine kapanmasaydım, mermi parçaları ona isabet etseydi belki de hayatını kaybedecekti.” dedi.
Bu sırada ilk mermi parçasının boynuna, doğrulmaya çalışırken ise üç parçanın omuriliğine isabet ettiğini belirten Kağızmanlı, “Soluğum kesildi, nefes almakta zorlanmaya ve şehadet getirmeye başladım. Daha sonra kalktım, caddeye doğru baktığımda herkes yaralıydı. Biri kolumdan tutup çekti ve caddenin sonundaki özel hastaneye götürdüler.” diye ekledi.
“O Mermi Parçası Benim İçin İkinci Nişan Gibi”
Kağızmanlı, o gece tankların üzerine çıkan ve darbeci askerleri etkisiz hale getirmeye çalışan grubun içinde yer aldığını ve dünya gündemine oturan o fotoğraf karesinde bulunduğunu da belirtti. Bir aydan fazla süren tedavisinin ardından sırtındaki parçaların temizlendiğini ancak boynundakinin alınamadığını söyledi.
“Sırtımı temizlediler ama boynumdaki parça şah damarımın altından girdiği için alamadılar. Doktorlar, parça içeriye doğru iyice kayınca tehlikeli olacağından müdahale etmedi, şu an bir sıkıntısı yok öyle yaşıyorum. Olayın 9’uncu yılı mermi parçası hala boynumda, onu gururla taşıyorum. Bize verilen fiziki madalyanın yanındaki ikinci nişan gibi benim için çok değerli. Kötü bir geceydi Allah bir daha yaşatmasın. O manzara bir dönem psikolojimi bozdu, gözümün önünden hiç gitmedi. O gece bizim birlik ve bütünlük içerisinde olduğumuzun kanıtıdır. O gece herkes tek vücut olmuştu.”
