Esenyurt’ta Kayyum Tartışması: Prof. Dr. Günday’dan Hukuki Analiz
İdare hukukçusu Prof. Dr. Metin Günday, Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer hakkında ‘kent uzlaşısı’ soruşturması çerçevesinde verilen tahliye kararının ardından, belediyeye atanan kayyumun hukuki dayanağını yitirdiğini belirtti. Günday, Anayasa’nın 38/4. maddesinde güvence altına alınan masumiyet karinesine vurgu yaparak, kesinleşmiş bir mahkûmiyet olmadan kimsenin suçlu ilan edilemeyeceğini hatırlattı.
“Kayyum Atamasının Hukuki Dayanağı Ortadan Kalkmıştır”
Prof. Dr. Günday, mevcut duruma ilişkin yaptığı açıklamada, kayyum uygulamasının devam etmesinin hukuken mümkün olmadığını ifade etti. Günday’ın açıklamaları şu şekilde:
“Esenyurt Belediye Başkanı Sayın Ahmet Özer’in tutuklu yargılandığı davada verilen tahliye kararıyla birlikte, kayyım atamasına gerekçe gösterilen fiil ortadan kalkmıştır. Her ne kadar hakkında başka bir soruşturma kapsamında tutukluluk hali sürüyor olsa da, bu tutukluluk doğrudan görevle bağlantılı ve kesinleşmiş bir mahkûmiyet içermediği sürece, 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun kayyım atamaya ilişkin hükümlerini devreye sokmaz. Hukuka uygun olan, kayyım atamasının kaldırılması ve Belediye Meclisi’nin 45. madde uyarınca kendi içinden yeni başkan vekilini seçmesidir.”
Anayasal Haklar ve Masumiyet Karinesi Vurgusu
Günday, tahliye kararına rağmen kayyum uygulamasının sürdürülmesinin Anayasa’ya aykırı olduğuna dikkat çekti ve bu durumun ciddi hak ihlallerine yol açtığını belirtti.
“Tahliye edilmiş bir kişiyi, kesinleşmiş mahkûmiyet kararı olmaksızın görevinden uzaklaştırmaya devam etmek, masumiyet karinesine açıkça aykırıdır. Bu durum sadece hukuk devleti ilkesine değil, seçme-seçilme hakkının da ihlaline neden olur.”