İsrail’in Gazze’deki Yıkım Ekonomisi: Bina Başına Primle Evler Yok Ediliyor

Oluşturulma Tarihi: Temmuz 14, 2025 07:00

İsrail’in, Gazze Şeridi’nde bir “tampon bölge” oluşturma iddiasıyla binlerce konutu dozerlerle imha etme eylemi, her bir yıkımın finansal bir kazanca dönüştüğü bir sistem ortaya çıkardı. Gazze’deki evleri yerle bir eden İsrailli operatörlere, yıktıkları her bina için prim ödemesi yapıldığı bildiriliyor.

Gazze’de bombardımanların yanı sıra binlerce konutu buldozerlerle sistematik olarak yıkan İsrail ordusu, bu eylemlerini sürekli askeri zorunluluklara dayandırsa da İsrail medyasında yayımlanan raporlar, Tel Aviv idaresinin kasıtlı bir yıkım stratejisi yürüttüğünü gözler önüne seriyor. İsrailli muhalif gazete Haaretz ve ona bağlı ekonomi yayını The Marker tarafından ifşa edilen bilgilere göre, İsrail ordusu ile Savunma Bakanlığı, Gazze’deki binaları yıkan iş makinesi kullanıcılarına bina başına binlerce şekel tutarında ödeme gerçekleştiriyor. Bu durum, İsrail’in haksız işgalini müteahhitlik şirketleri ve yasadışı yerleşimciler için bir kazanç kapısı haline getirdiğini gösteriyor.

**YIKIMIN MALİ KARŞILIĞI: AYLIK 30 BİN ŞEKEL**

The Marker’ın haberine göre, Gazze’de ne kadar çok bina ne kadar hızlı yıkılırsa, operatörlerin elde ettiği gelir de o ölçüde artış gösteriyor. Üç katlı bir yapının yıkımı için operatörlere 2 bin 500 şekel (30 bin 281 TL) ödenirken, daha yüksek binalar için bu rakam 5 bin şekele çıkıyor. İsrail Savunma Bakanlığı, iş makinelerinin sahiplerine ise günlük 5 bin şekel (60 bin 563 TL) ödüyor. Büyük çoğunluğu aşırı sağcı yerleşimcilerden meydana gelen operatörler, günde ortalama 1200 şekel kazanıyor ve bazı operatörlerin aylık geliri 30 bin şekeli (363 bin 382 TL) aşabiliyor. Araçların Gazze’ye nakliyesi ve tüm yakıt masrafları da İsrail Savunma Bakanlığı tarafından karşılanıyor.

**KUZEY VE GÜNEY İÇİN AYRI EKİPLER GÖREVLENDİRİLDİ**

İsrail’in yürüttüğü bu yıkım operasyonları, Savunma Bakanlığı’nın koordinasyonunda çalışan iki sivil organizasyon ekibi tarafından idare ediliyor. Middle East Eye’ın aktardığına göre, Kuzey Gazze’deki yıkım faaliyetlerinin başında eski bir üst düzey ordu subayı olan Golan Vach bulunuyor. Güney bölgesindeki operasyonların sorumluluğunu ise İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun Şin Bet başkanlığı için aday gösterdiği David Zini’nin kardeşi Bezalel Zini üstleniyor. Operatörlerin çoğu sivil olsa da, bu iki organizasyon tüm faaliyetlerini ordu ile sıkı bir işbirliği içinde yürütüyor.

**PARA İÇİN BAŞLADI, İNTİKAM DUYGUSUYLA SÜRDÜRDÜ**

İsrail ordusunun resmi web sitesinde yer alan “Her komutanın yanında güçlü bir buldozer ve operatör olmalıdır” şeklindeki ifade, yaşanan tahribatın yalnızca askeri gerekçelerle sınırlı olmadığını ortaya koyuyor. Bir operatör, The Marker’a yaptığı açıklamada, “Bu işe başlangıçta para için girdim, ancak sonrasında intikam hissiyle devam ettim” sözlerini kullandı. Habere göre, Gazze’de yıkım gerçekleştiren operatörlerin büyük bir kısmı günlerini Gazze’de geçirip, evlerine yalnızca hafta sonları dönüyor.

**GAZZE’NİN %90’I HARABEYE DÖNDÜ**

Birleşmiş Milletler (BM) Uluslararası Göç Örgütü’nün (IOM) nisan ayı verileri, Gazze’deki konutların yüzde 90’ından fazlasının yıkıldığını gösteriyor. BM’ye göre, bir zamanlar Gazze’nin canlı mahallelerini oluşturan alanlarda şimdi yaklaşık 51 milyon tonluk bir enkaz yığını bulunuyor.

İsrail’in hem askeri operasyonlar hem de finansal teşviklerle sürdürdüğü Gazze’deki yıkım, uluslararası arenada büyük tepki çekiyor. Başta BM olmak üzere çok sayıda kurum, Gazze’de sivil mülklerin sistematik olarak hedef alınmasının uluslararası hukukun ihlali olduğunu belirtiyor. Human Rights Watch, Uluslararası Kızılhaç Komitesi ve Save the Children gibi önde gelen insan hakları ve yardım kuruluşları İsrail’in bu uygulamalarını kınarken, yıkımlara karşı çıkan İsrailli insan hakları grupları ise bu süreci “kurumsallaşmış bir işgal” olarak nitelendiriyor.

**İSRAİL HAPİSHANESİNDE DÜNYAYA GELDİ, İSRAİL FÜZESİYLE CAN VERDİ**

İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik saldırılarında her gün yüzlerce Filistinli yaşamını yitirirken, insanlık dramını gözler önüne seren trajik öyküler yaşanıyor. Bu öykülerden biri de, İsrail’in önceki gün Gazze kent merkezine gerçekleştirdiği saldırıda hayatını kaybeden 17 yaşındaki Yusuf ez-Zek’e ait. Yusuf, 2008 yılında bir İsrail hapishanesinde dünyaya gelmiş ve yine bir İsrail füzesiyle can vermişti. Filistinli Tutsaklar Medya Ofisi’nin bildirdiğine göre, bir İsrail insansız hava aracı sabah saatlerinde Gazze Şehri’ndeki El-Thavra Caddesi’nde Yusuf ve ailesinin ikamet ettiği daireyi vurdu. Saldırı sonucunda Yusuf hayatını kaybederken, ailesinden de yaralananlar oldu. Yusuf’un annesi Fatima ez-Zek, 2008’de hamileyken tutuklanmış ve oğlunu bir İsrail hapishanesinde doğurmuştu. Fatima, oğlunu yaklaşık iki yıl boyunca tıbbi ihmal, yetersiz beslenme ve kötü bakım gibi zorlu hapishane şartlarında büyütmek zorunda kalmıştı. Filistinli Esirler Basın Ofisi’ne göre, annesinin tutukluluğu sırasında fotoğraf çekilmesine izin verilmediği için Zek’in bebekliğine ait hiçbir fotoğrafı bulunmuyor. Anne ve oğlu 2009 yılında serbest bırakılmıştı. Yusuf’un hayatı, doğduğu andan itibaren İsrail’in işgal politikalarının bir simgesi olmuştu.