Son zamanlarda kent genelinde kene görünürlüğündeki belirgin artış üzerine, İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü ve İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ortak bir girişim başlattı. Bu işbirliğinin amacı, şehirdeki kenelerin türünü belirlemek ve potansiyel zararlarını tespit etmekti. Bu çerçevede, şehrin çeşitli noktalarından toplanan kene numuneleri laboratuvar ortamında detaylı bir analize tabi tutuldu.
Yapılan incelemeler neticesinde, İstanbul’da yaygın olan kenelerin, insan sağlığı için tehlike oluşturmayan “Rhipicephalus” türü olduğu saptandı.
İl Sağlık Müdürü Doç. Dr. Abdullah Emre Güner, zoonotik yani hayvandan insana bulaşan hastalıkların takibinin yılın 12 ayı boyunca büyük bir hassasiyetle sürdürüldüğünü ifade etti.
Doç. Dr. Güner, bulaşıcı hastalıklar biriminin takip ettiği başlıklardan birinin de keneler olduğunu belirterek, yaz mevsiminin gelmesiyle kene popülasyonunda bir artış gözlemlendiğini ve bu durumun halk arasında bir endişeye yol açtığını dile getirdi.
İstanbul’da yaz aylarında kene vakalarının sıklaştığını vurgulayan Doç. Dr. Güner, bu endişeleri gidermek amacıyla İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ile ortak bir çalışma yürüttüklerini belirtti. Güner, konuyla ilgili şu açıklamayı yaptı: “İstanbul’daki kenelerle ilgili basında ve sosyal medyada yer alan çekinceler doğrultusunda toplanan numunelerin tiplendirmesini, İl Tarım Müdürlüğümüzün katkılarıyla Veteriner Enstitümüzde gerçekleştirdik. Analiz sonucunda, İstanbul’daki kene türünün Kırım Kongo Kanamalı Ateşi’ne (KKKA) yol açan türlerden olmadığını kesinleştirdik. Mevcut kenenin zararsız ‘Rhipicephalus’ türü olduğunu tespit ettik.”
Kene ısırmaları nedeniyle sağlık kurumlarına yapılan müracaatların olduğunu aktaran Doç. Dr. Güner, sözlerini şöyle sürdürdü: “2025 yılı içinde 9 bin 445 vatandaşımız kene ısırması veya şüphesiyle sağlık merkezlerimize başvurdu. Özellikle haziran ayında sıcaklıkların yükselmesi ve konunun gündemde daha fazla yer almasıyla bu başvuruların 5 binden fazlası gerçekleşti. Ancak vatandaşlarımız gönül rahatlığıyla şunu bilsinler ki, bugüne dek İstanbul kaynaklı tek bir KKKA vakası yaşanmadı. Yine de kendimizi keneden korumak adına bazı tedbirler almalıyız. Kırsal ve piknik alanlarında, çayır ve çimenlik yerlerde dolaşırken pantolon paçalarımızı çoraplarımızın içine sokmak etkili bir yöntemdir. Bu şekilde kenenin tutunabileceği açık bir deri yüzeyi bırakmamış oluruz. Kene ısırdığında ne yapılacağını bilmek de çok mühimdir. Vatandaşlarımızdan, bir kene ısırması durumunda keneyi kendileri çıkarmaya çalışmadan en yakın sağlık kuruluşuna başvurmalarını ve profesyonel yardım almalarını rica ediyoruz.”
Doç. Dr. Güner, kene ısırması sonrasında KKKA şüphesi bulunan vatandaşlardan alınan kan örneklerinin, ileri tetkik için Ankara’daki referans laboratuvarlara gönderildiğini belirtti.
İstanbul’daki enfeksiyon kliniklerinde KKKA vakalarının büyük bir titizlikle izlendiğini aktaran Doç. Dr. Güner, şu bilgileri paylaştı: “2025 yılında İstanbul’da KKKA şüphesiyle 67 kişiden numune alındı ve bu kişilerden 10’unun testi pozitif çıktı. Bu hastalarımızdan 9’u iyileşerek taburcu edilirken, 1 hastamızın tedavisi halen devam etmektedir. Fakat altını çizmek gerekir ki, bu vakaların hiçbiri İstanbul kaynaklı değildir. Tamamı, Anadolu’nun farklı bölgelerinde kene tutunması sonrası tedavi amacıyla şehrimize gelen vatandaşlarımızdır.”