“KARDEŞİMİ ZORLA ALIKOYUYORDU”
Ayşe’nin ikiz kardeşi olan Esra Tokyaz, yaşananları şu sözlerle anlattı: “Kız kardeşimi kaçırmıştı ve onu zorla yanında tutuyordu. Küçükçekmece’deki evine, kardeşimin yanına gittim. Kardeşimin yüzü ve gözleri mosmordu. İçeri girip eve geçtim. Ayşe’ye ‘Benimle gel, gidelim. Seni tehdit mi ediyor?’ diye sordum. O da ‘Evet, beni tehdit ediyor, siz gidin. Hepinizi korumak için ben buradayım’ yanıtını verdi. Benim yanımdayken ‘Ayşe istersen gidebilirsin’ gibi şeyler söylüyordu fakat aslında bilgisayar klavyesiyle Ayşe’yi tehdit ediyordu. Ertesi gün beni evden kovdu ve eşyalarımı dışarı attı.
Ben de ‘Ya kardeşimle burada kalırım ya da onu alıp giderim’ dedim. Bana ‘Hayır. Sen gideceksin, kardeşin burada kalacak’ diye karşılık verdi. Kapının önünde bir süre bekledikten sonra yurda gittim. Ayşe bana, ‘Ben iyiyim, bir sorunum yok. Bunlar her zaman olan şeyler, biz sürekli tartışıyoruz’ dedi. Ben de bunun üzerine tamam diyerek yurda döndüm. Ancak Ayşe’yi aradığımda ulaşamadım çünkü telefonunu kırmış ve atmıştı. Şüphelinin kendi telefonu üzerinden iletişim kurabildim. Ayşe ile görüntülü konuştuk; uyuyordu, onu uyandırdı. Aradan bir gün geçtikten sonra sürekli aramama rağmen telefonları açmadılar. İletişim kurma çabalarım sonuçsuz kaldı. Kim olduğunu bilmiyoruz.”
“İÇERİDE YOK, BURADAN GİT”
Esra Tokyaz, olayların devamını şöyle aktardı: “Ayşe’nin ve benim, yani ailemin bütün geçmişini araştırmış. Eve tekrar gittiğimde kapıyı C.K. tutuyordu. ‘Ayşe nerede?’ diye sordum. Bana, ‘Ayşe burada yok, onu AVM’ye bıraktım’ dedi. ‘Yalan söyleme, Ayşe içeride mi?’ diye üsteledim. ‘İçeride değil, git buradan’ diyerek bana bağırmaya başladı. O sırada kapının önünde Ayşe’nin ayakkabılarını fark ettim. ‘Eğer Ayşe gittiyse ayakkabıları neden burada?’ diye sordum. ‘Ayakkabılarını unutmuştur’ cevabını verdi. Cuma gecesi Halkalı Karakolu’na giderek ifademi verdim. Karakoldan sabah saat 08.00’de ayrıldım.”