Türkiye’de Kredi Darboğazı Zirve Yaptı: Veriler Tarihi Sıkışmayı Onaylıyor

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) yayımladığı “Kredi – GSYH Açığı” indikatörü, ülke ekonomisindeki kredi sıkışıklığının ne denli ciddi boyutlara ulaştığını net bir şekilde ortaya koymaktadır. Bankanın en güncel grafiği 2023 yılının ilk çeyreğine ait verileri içerse de, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) tarafından sağlanan datalar, söz konusu daralmanın 2024 ve 2025 senelerinde daha da şiddetlendiğine işaret etmektedir.

2023 yılı itibarıyla mevcut veriler, kredi hacminin gayrisafi yurt içi hasılaya (GSYH) oranının, olması gereken trend düzeyinin tam 23,3 puan gerisinde kaldığını göstermektedir. Bu rakam, 1997’den bu yana gözlemlenen en büyük kredi açığına tekabül ediyor. Bu durum, geçmişte bu oranın uzun yıllar boyunca trendin üstünde bir performans sergilediği dönemlerle büyük bir tezat oluşturmaktadır.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan yıllık GSYH rakamları ile BDDK’nın toplam kredi hacmi verileri karşılaştırıldığında, kredi kullanımının 2020’de tepe noktasına ulaştığı anlaşılmaktadır. Pandemi döneminde uygulamaya konulan teşvik paketlerinin etkisiyle %70,8’e yükselen bu oran, sonraki senelerde yıllık bazda yaklaşık 10 puanlık düşüşler yaşayarak Nisan 2025 itibarıyla %37,4 düzeyine inmiştir. Bu tablo, kredi arzında yaşanan tarihsel daralmanın boyutlarını açıkça ortaya koymaktadır.

İbrahim Ekinci’nin ekonomim’deki analizine göre, Merkez Bankası’nın grafiği, finans dışı özel kesimin kullandığı toplam kredilerin GSYİH’ye oranını, bu oranın uzun dönemli trendini ve aradaki fark olan Kredi-GSYİH açığını birlikte sunmaktadır. Bu açık, temel olarak Kredi/GSYİH oranının uzun vadeli eğiliminden sapmasını ifade eder. 2023’ün ilk çeyreği itibarıyla grafikteki trend değeri 90.80 iken, toplam kredi kullanım endeksi 67.50’de kalmış ve aradaki fark 23.30 puan olarak gerçekleşmiştir. Önceki dönemlerde bu denli büyük bir fark gözlemlenmemişti, bu da kredi kullanımında çok ciddi bir gerileme yaşandığını teyit ediyor.

Peki, BDDK verileri bu durumu nasıl teyit ediyor? 2024 ve 2025 yıllarındaki tabloyu netleştirmek amacıyla BDDK’nın toplam kredi istatistikleri ile TÜİK’in yıllık GSYH verileri incelendiğinde, durumun daha da ciddileştiği görülmektedir. BDDK verilerine göre, 2014’ten 2021’e kadar olan sekiz yıllık periyotta kredi kullanımının GSYH’ye oranı ortalama %64,95 olarak kaydedilmiştir. Buna karşılık, 2022-2025 döneminde bu ortalama %42 seviyesine gerilemiştir. Yıl bazında bakıldığında ise oranın 2024’te %36,6, 2025’te ise %37,4 olduğu görülmektedir. Önceki sekiz yılın ortalaması ile son dört yılın ortalaması arasında ortaya çıkan 22,8 puanlık fark, Merkez Bankası’nın hesapladığı 23,30 puanlık açığa oldukça yakın bir sonuç sunarak bulguları desteklemektedir.

Sonuç olarak, kredi kullanımının GSYH’ye oranından türetilen “kredi açığı” verisi, ekonomideki mevcut kredi darboğazının net bir fotoğrafını çekmektedir. İki farklı dönemin ortalamaları arasındaki 22,8 puanlık devasa fark ve TCMB’nin verileri, son 28 yıllık süreçte benzeri görülmemiş bir kredi sıkışıklığı döneminden geçildiğini kanıtlar niteliktedir.

Bankalarda 513 milyarlık batık kredi yığıldı

BDDK’dan ihtiyaç kredisi ve kredi kartı düzenlemesi