Yapay Zekâ Destekli Platform Ono, Selin ile İşe Alımda Liyakatsizliği Tarihe Karıştırıyor

Sevilay ÇOBANsevilay.coban@dunya.com

‘One New One’ ifadesinin kısaltması olan ve ‘Ono’ adını taşıyan girişim, 2019 senesinde faaliyete geçti. Işık Üniversitesi Fizik Mühendisliği bölümünden mezun olan ve Ono’nun kurucusu olan Tunç Erman, Türkiye ve İngiltere’de insan kaynakları sektöründe yaklaşık 20 yıllık bir deneyime sahiptir. DÜNYA Gazetesi’ne verdiği demeçte Erman, yapay zekâ alanında henüz kayda değer gelişmelerin yaşanmadığı 2019’da, işe alım süreçlerinde bu teknolojinin potansiyelini değerlendirmeye yönelik projeler üzerinde çalışmaya başladığını ve 2021’e kadar süren bir Ar-Ge dönemi geçirdiklerini ifade etti. Erman, “Ardından 2023’e kadar yoğun bir çalışma temposuna girdik. 2023 yılında İTÜ Çekirdek bünyesine katıldık ve İTÜ’nün Big Bang yarışmasında ilk yatırımımızı almayı başardık. O dönemde şirketimizin değeri 1 milyon dolardı ve 100 bin dolarlık yatırım aldığımızda ekibimiz sadece 3 kişiden oluşuyordu. Yapay zekâlı işe alım platformumuzun güncel versiyonunu Ocak 2024’te yayınladık. Bu verimli sürecin ardından, toplamda 750 bin dolara varan iki ayrı yatırımla büyümeyi sürdürdük. Şu anda Türkiye haricinde İngiltere, Almanya, Bulgaristan, Çekya, Azerbaycan ve Rusya olmak üzere 6 farklı ülkeye hizmet ihraç ediyoruz ve toplamda 66 firmayla çalışıyoruz. Bu firmaların tamamı kendi sektörlerinde lider konumda. Çok yakında İtalya pazarına da adım atacağız. Müşteri portföyümüz genellikle bankacılık, sigorta ve perakende sektörlerinde yoğunlaşıyor. Yıl sonu hedefimiz ise 13 ülkede varlık göstermek ve bu ülkelerin en az 5’inde sektör liderliğine yükselmek” diye ekledi.

Son yatırım turuyla birlikte kendi yapay zekâ modellerini geliştirmeye odaklandıklarını belirten Erman, platformlarının yerli ve milli teknolojiyle üretilmiş 14 farklı yapay zekâ modeli barındırdığını ve bu rakamı 22’ye çıkarmayı amaçladıklarını kaydetti. Erman, bugün 40 kişiye yaklaşan ekiplerinin yarısının yapay zekâ yazılımcılarından oluştuğunu da belirtti.

Artık yalnızca işe alım hizmeti vermediklerini, asıl odaklarının yeteneği keşfetmek ve sonrasında şirket içinde tutmak olduğunu söyleyen Erman, şu bilgileri paylaştı: “Amerika Birleşik Devletleri’nde bir kişiyi işe yerleştirmenin ortalama maliyeti 4 bin 200 doları bulurken, bu süreç yaklaşık 42 gün sürüyor. Biz bu maliyeti 12 dolara, süreyi ise 12 güne düşürdük. Amerika pazarına yönelik kapsamlı bir operasyonla giriş yapma hazırlığındayız. Bu yılın sonunda Amerika’ya öğrenciler üzerinden giriş yapacağız. Oradaki öğrencilerin kariyer planlamalarına yönelik etkili bir projemiz var.”

Şirket çalışanlarından birinin avatarı ile Selin isminde bir yapay zekâlı İK asistanı geliştirdiklerini açıklayan Erman, asistanın yetkinliklerini şöyle sıraladı: “Aday tespit edildikten sonra mülakat aşamasına gelindiğinde süreci Selin devralıyor. Örneğin Selin, bir editörle sanki yılların tecrübeli gazetecisiymiş gibi 22 farklı dilde hem yazılı hem de sözlü mülakat gerçekleştirebiliyor. Üstelik aynı anda 8 bin adayla mülakat yapma kapasitesine sahip. Yeni bir dili öğrenmesi ortalama 1,5 hafta alıyor. Mesela önce Bulgaristan’ın kültürünü öğrenip ardından dilini konuşmaya başlıyor. Selin’in 5 saniye içinde 18 bin CV’yi analiz etme ve adaylarla hem telefonla hem de WhatsApp aracılığıyla iletişim kurma yeteneği bulunuyor.”

Türkiye ve dünya genelinde işe alım süreçlerinde en çok gündeme gelen konulardan biri ‘liyakat’. Geliştirdikleri platformun ‘liyakat’ sorununa kesin bir çözüm getirdiğinin altını çizen Erman, “Bu sistemi kullanan bir firmanın böyle bir endişesi olmaz. Çünkü yapay zekâ sistemi; kayırmacılık, kadın-erkek ayrımı gibi kavramlardan tamamen uzaktır. Değerlendirme yapılırken tamamen adayın niteliklerinin pozisyonla uyumlu olup olmadığına, bu yeteneğini geliştirip geliştiremeyeceğine odaklanılıyor. Dolayısıyla bu, şirketin liyakatini artıran ve çalışan kalitesini yükselten bir sistemdir” dedi. Müşterileri arasında yarı kamu statüsünde kurumların da yer aldığını belirten Erman, belediyelerle de temas halinde olduklarını söyledi. Erman, özellikle belediyelerin işe alımlarını bu sistemle yapmalarının önemine dikkat çekerek, “Neden mi? Çünkü bir mülakatı en objektif ve tarafsız biçimde yapabilecek olan şey bir yapay zekâdır” şeklinde konuştu.

İK alanındaki en meşakkatli süreçlerden birinin de pasif durumdaki adayı ikna etmek olduğunu sözlerine ekleyen Erman, “Bu zorlukla bilhassa Avrupa’da karşılaştık. Orada işsizlik düşük olduğu için bir profesyonelin iş değiştirmesi tamamen ikna kabiliyetine bağlı. Şu anda bu ikna sürecini geliştirmek için çalışıyoruz ve belirli bir seviyeye ulaştık. Hatta Türkiye’deki Starbucks ile denemelerini gerçekleştiriyoruz. Hedefimiz yıl sonuna doğru bu ikna sürecini tam anlamıyla hayata geçirmek” bilgisini verdi. Ayrıca, mevcut çalışanlar için performans değerlendirme sistemi geliştirme çalışmalarının da başladığını belirtti.

İnsan kaynakları alanında çeşitli ihtiyaçlara cevap verebilmek amacıyla şirket satın alarak büyüdüklerini aktaran Erman, “Kısa bir süre önce, yeteneklerin şirkette kalmasını sağlama (tutundurma) alanında yapay zekâ teknolojisi geliştiren Buddy adlı bir Türk şirketinin tamamını satın aldık. Bu şirket, çalışanların kuruma bağlılığını artırmaya yönelik çözümler üretiyor. Biz de kendi yapay zekâ modellerimizle bu alandaki yeteneklerimizi daha da ileri taşıyacağız” dedi.

İşe alım sürecinde kullandıkları teknolojiden bahseden Erman, “Teknolojimiz sayesinde 17 farklı analiz yaparak on binlerce CV’yi saniyeler içinde süzgeçten geçirebiliyoruz. Bu analizin hemen ardından adayı en doğru işverenle yine saniyeler içinde eşleştiriyoruz. Dünya genelinde entegre olduğumuz 70 İK yönetim sistemi ve 36 kariyer sitesi (jobbord) bulunuyor” ifadelerini kullandı.

ONO aracılığıyla 2024’te yapılan 5.600 istihdamın %40’ının gri yakadan oluştuğunu aktaran Erman, şunları söyledi: “Geri kalan %60’ın %40’ı beyaz yaka, %20’si ise mavi yakadan oluşuyor. Şu anda Almanya ve Türkiye’de mavi yaka segmentinde çok ciddi bir atılım içindeyiz. Çünkü Almanya’da hemşire, elektrikçi veya kaynakçı gibi nitelikli mavi yaka açığı kritik seviyede. Bu, çoğu Avrupa ülkesinin en temel sorunu. Nitelikli mavi yaka konusunda yeni bir proje başlattık. Mevcut 5 milyonluk aday havuzumuzun 1 milyonu mavi yakalılardan oluşuyor. Mavi yakadaki en büyük problem ise fabrikaya gelip form dolduran adayın, değerlendirme süreci bitmeden başka bir iş bulma ihtimalinin yüksek olması. Bu yüzden süreçlerin olabildiğince kısaltılması gerekiyor. Mavi yaka mülakatlarında Selin, fabrikaya gelen adaya bir QR kod okutarak sadece 4 kritik soru yöneltiyor. Değerlendirmeyi saniyeler içinde tamamlayıp, birim yöneticisine adayları raporluyor. Seçilenleri daha onlar kapıdan çıkmadan mülakata çağırarak işe alım sürecini hızlandırıyor ve nitelikli personelin firmada kalmasını sağlıyor.” Yapay zekâ asistanı Selin’in bir öneri mekanizması sunduğunu anlatan Erman, “Kararı yine insan vermek durumunda. Bana göre karar her zaman insana ait olmalıdır” diyerek sözlerini noktaladı.