15 Temmuz Direnişi: Emperyalist Planları Bozan Küresel Bir Dönüm Noktası

15 Temmuz Direnişi: Küresel Dengeleri Değiştiren Zafer

15 Temmuz 2016 tarihinde Türkiye’ye yönelik gerçekleştirilen işgal ve darbe girişiminin üzerinden dokuz yıl geçti. Türk milletinin bu hain girişime karşı sergilediği destansı direniş, hem ülke içinde hem de uluslararası arenada önemli dönüşümlere neden oldu. Bu zafer, bölgesel ve küresel denklemleri temelden sarsarak, emperyalist planları, senaryoları ve prangaları alt üst etti.

Emperyal Stratejiye Vurulan Ağır Darbe

Bölgesel emperyal strateji, temel olarak İsrail sömürgeciliği, enerji kaynaklarının kontrolü ve Ortadoğu’da ABD dışında bir hegemon gücün yükselişini engelleme hedeflerine dayanıyordu. Ancak 15 Temmuz direnişi, bu stratejiye büyük bir darbe indirdi. İslam dünyasının ‘çelik çekirdeği’ olarak nitelendirilen Türkiye’nin iradesi kırılamadı. Bu durum, Batılı kolonyalizmin Ortadoğu’daki üç temel dayanağını da zayıflattı. Kendini güvende hissetmeyen İsrail’in paniği artarken, Türkiye tüm sömürgeci güçlerin kimyasını bozmaya devam etmektedir.

Domino Etkisinin Yayılımı

Türkiye’nin 15 Temmuz’da gösterdiği direnişin yarattığı domino etkisi, yalnızca Ortadoğu ile sınırlı kalmadı. Bu etki, Kuzey Afrika, Orta ve Güney Asya, Kafkaslar, Doğu Avrupa ve Doğu Akdeniz gibi geniş bir coğrafyada, Anadolu’nun kesişim noktasında bulunan üç kıtada emperyal ezberleri bozmaktadır.

Çanakkale Ruhuyla Gelen Halk Direnişi

Anadolu halkı, bağımsızlığına kasteden bu çok uluslu işgal girişimini, Çanakkale ve Kut’ül-Ammare zaferlerini aratmayan bir direniş ruhuyla püskürttü. Haçlı zihniyetinden ilham alarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı hedef alan ve hükümeti devirmeye çalışan işgalcilerin maşası FETÖ’cü hainlere en güçlü cevabı millet bizzat sokaklarda verdi. Ezanlar ve salalar eşliğinde meydanlara inen halk, darbecilere asla unutamayacakları tarihi bir ders verdi.

Çengelköy’de şehit olan gazeteci dostum Mustafa Cambaz ve diğer kahramanların direnişiyle sembolleşen bu istiklal ruhu, işgalci aklın yüzüne bir Osmanlı tokadı gibi inmiştir. Daha önce istedikleri gibi darbe yapabilenler, bu defa bellerini bir daha doğrultamayacakları tarihi bir yenilgiye uğradılar.

Planlı Bir Saldırı: 15 Temmuz’un Sembolik Anlamı

Darbe girişiminin, Haçlıların 1099’da Kudüs’ü işgal ettikleri tarih olan 15 Temmuz’da gerçekleşmesi bir tesadüf değildi. Zira emperyalist siyasette tesadüflere yer yoktur; yalnızca tasarlanmış rastlantılar vardır. Bu Haçlı zihniyetine en güzel cevap, bugün Kudüs ittifakı ve Malazgirt ruhu ile verilmektedir.

Darbe gecesi Washington’a ‘Turkish uprising/Türk intifadası başladı’ şeklinde zafer mesajı gönderen Ankara’daki ABD elçiliği, bugün Türkiye’nin tezlerini dile getirmektedir. Hatta eski ABD Başkanı Donald Trump, Türkiye’yi hedef alan İsrail’e tüm dünyanın gözü önünde ayar vermek zorunda kalmıştır.

Medyanın Rolü ve Suçüstü Yakalananlar

Sadece ABD elçiliği değil, benzer düşüncelere sahip Avrupalı ortaklar ve bölgedeki diğer işbirlikçiler de 15 Temmuz’da suçüstü yakalandı. Bu işgal girişiminin organize bir Haçlı saldırısı olduğunun en büyük kanıtlarından biri, Batı medyasının darbeciler sokağa çıkar çıkmaz başlattığı dezenformasyon faaliyetleriydi.

Arap basını ve İslam ülkeleri ‘Türkler, vatan ne demek iyi biliyor!’ diyerek direnen halkımıza destek verirken, Haçlı medyası “Erdoğan Almanya ve İngiltere’den sığınma istedi” gibi yalan haberler yayıyordu. Darbenin başarısız olacağı anlaşılınca ise hep bir ağızdan ‘Bu bir tiyatro’ propagandasına sarıldılar.

Büyük Türkiye’nin Yolculuğu Yeni Başlıyor

Geçen dokuz yıl boyunca Batı medyasında demokrasi destanı yazan kahraman milletimiz hakkında tek bir olumlu satır dahi yer almadı. Aksine, ABD ve müttefiklerinin hayallerini yıktığımız için ülkemize karşı besledikleri kin daha da arttı. Bu nedenle zafer sarhoşluğuna kapılmadan, rehavete düşmeden uyanık olmak gerekir. Unutulmamalıdır ki, büyük Türkiye’nin asıl yolculuğu şimdi başlıyor. Dünya, 15 Temmuz’un küresel domino etkisini bu yeni dönemde çok daha derinden hissedecektir.