Osmanlı’dan Miras Kalan 500 Yıllık Sanat: Sivrihisar İncili Küpesi
Eskişehir’in Sivrihisar ilçesine özgü, kökleri Osmanlı dönemine dayanan geleneksel el sanatı Sivrihisar incili küpesi, günümüzde sadece birkaç ustanın elinde hayat buluyor. Bu sanatı 40 yıldır icra eden 56 yaşındaki Erkan Gürol, genç yaşta çırak olarak başladığı mesleğini, askerlik sonrası Tepebaşı ilçesinde kurduğu kendi atölyesinde sürdürüyor.
Coğrafi işaret tescili bulunan ve her bir çifti tam 186 parçadan oluşan bu özel küpeyi üreten şehirdeki iki ustadan biri olan Gürol, bu değerli mirası geleceğe taşımak amacıyla 19 yaşındaki oğluna da mesleğin inceliklerini öğretiyor.
Ustalık ve Sabır Gerektiren Üretim Süreci
Erkan Gürol, 1985 yılında başladığı bu sanatın sadece yetenek değil, aynı zamanda büyük bir sabır gerektirdiğini vurguluyor. Küpenin yapım aşamaları, her biri ayrı bir özen ve dikkat isteyen karmaşık adımlardan oluşuyor.
“Bu işi sanat gözü olan, eli pense tutabilen birinin yapması lazım. Herkesin yapabileceği bir iş değil çünkü ince işçilikle ortaya sanat çıkarıyorsunuz.”
Altının Hazırlanması ve İnce İşçilik
Usta Gürol, üretim sürecini şu şekilde anlatıyor: “Küpeyi yaparken önce altını eritme aşamasıyla başlıyoruz. Eritme ocağında erittikten sonra kalıplara dolduruyoruz. Silindir makinesiyle istediğimiz mikronlara ulaştırıyoruz. 13 mikrondan fazla kullanmıyoruz. Bir gazete kağıdı 7-8 mikron kalınlığındadır. Çok ince malzemeyle çalışıyoruz. Tellerimiz de 25 ila 30 mikron kalınlığında. Yılların deneyimiyle biz bu inceliğe alışkınız ama dışarıdan gelen biri zorlanabilir.”
“Bunu Yapan İnsan Adeta Psikolojik Tedavi Görüyor”
İncilerin ve metal topların tek tek seçilmesi, boyutlandırılması ve kaynaklanması gibi aşamalar, sanatın en meşakkatli kısımlarını oluşturuyor. Gürol, bu sürecin meditatif bir yönü olduğunu belirterek, “Bunu yapan insan adeta psikolojik tedavi görüyor. İnci seçmeleri, top yapmaları başlı başına ayrı işler. Bu da uzun bir süreç,” diyor.
Gelecek Nesillere Aktarma Endişesi ve Azalan Talep
Mesleğin devamlılığı konusunda endişelerini dile getiren Gürol, “Bizden sonra meslek bitiyor gibi görünüyor. Biz çalışabildiğimiz kadar çalışacağız ama birisine öğretmek istesek de maddi imkansızlıklardan dolayı bu mümkün olmuyor,” ifadelerini kullanıyor. Bir çırağın bu küpenin yapımını tam anlamıyla öğrenmesinin en az 4 yıl sürdüğünü belirtiyor.
Zamanla azalan talep de üretimi etkilemiş durumda. Gürol, “Eskiden aylık 200-300 çift sattığımız oluyordu, şimdi ortalama 30 çift satıyoruz. Model hep aynı, sadece daha küçük versiyonlarını çıkardık,” diye ekliyor. Bugün Eskişehir’de bu sanatı sürdüren sadece 2 usta kaldığını ve daha önce 5 çırak yetiştirdiğini belirten Gürol, gücü yettiğince mesleğine devam etmekte kararlı olduğunu söylüyor.