CHP’den 15 Temmuz Darbe Girişimi Yıldönümü Açıklaması
CHP Genel Başkan Yardımcısı Yankı Bağcıoğlu, 15 Temmuz hain darbe girişiminin 9’uncu yıldönümü vesilesiyle önemli bir yazılı açıklama yaparak, yaşanan süreci ve sonrasını değerlendirdi.
Milletin Direnişi ve TSK’nın Kararlı Duruşu
Bağcıoğlu, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) tarafından gerçekleştirilen saldırının, milletin onurlu direnişi, güvenlik güçlerinin kararlı tutumu ve Cumhuriyet’e bağlı TSK personelinin üstün gayretiyle bozguna uğratıldığını belirtti.
Darbe girişiminin bertaraf edilmesinde Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) personelinin çok büyük çoğunluğunun, yani yüzde 98‘inin, anayasal düzenin yanında yer alması belirleyici olmuştur. Özellikle yıllarca süren hukuksuz kumpas süreçlerine rağmen görevini onurla sürdüren Atatürkçü askeri personelin kararlı duruşu tarihsel bir rol oynamıştır.
“Geçici Refleksler Kalıcı Hasara Yol Açmamalı”
Açıklamasının devamında Bağcıoğlu, 15 Temmuz sonrası yapılan bazı yapısal düzenlemelerin ve kurumsal değişikliklerin, TSK’nın kurumsal bütünlüğü, caydırıcılığı ve milli güvenlik açısından yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini vurguladı.
Gözden Geçirilmesi Gereken Başlıklar
Bağcıoğlu, stratejik riskler, uygulama sorunları ve uzun vadeli etkiler bakımından kapsamlı bir şekilde değerlendirilmesi gereken konuları şöyle sıraladı:
- TSK komuta ve kuvvet yapısı
- Askeri eğitim ve disiplin sistemi
- Askeri sağlık sistemi
- Personel temin, atama, terfi ve sicil uygulamaları
- Askeri yargı sistemi
- Jandarma ve Sahil Güvenlik Komutanlıklarının TSK ile bağlarının koparılması
- Savunma sanayisinde yaşanan zafiyetler
Bağcıoğlu, “Geçici reflekslerle yapılan bazı dönüşümlerin kalıcı zararlara yol açmaması adına kapsamlı bir gözden geçirme süreci zaruridir,” diyerek liyakat, milli güvenlik ihtiyacı ve kurumsal hafızanın önemine dikkat çekti.
“Benzer Oluşumların Sızması İhmal ve Güvenlik Zafiyeti Değil Mi?”
Yankı Bağcıoğlu, 15 Temmuz ve öncesindeki sürecin milli güvenliğe büyük zarar verdiğini ifade ederek, cevaplanması gereken kritik sorular yöneltti:
- FETÖ’nün 2005-2015 döneminde devletin stratejik kurumlarına sızmasına neden engel olunamamıştır?
- Hedef alınan TSK personelinin tasfiyesiyle, kritik görevlerde güvenlik zaafiyeti oluşmasına kimler zemin hazırlamıştır?
- Milli savunma projelerinde çalışan uzmanların tasfiyesiyle savunma sanayimizin uğradığı kayıpların sorumluluğu kimdedir?
- Kumpas davaları sürecinde yaşanan ihmallerden ders çıkarılmaması ve benzer oluşumların TSK’ya sızmaları bir ihmal ve güvenlik zafiyeti değil midir?
Açıklamasını, “15 Temmuz, sadece bir direniş değil, aynı zamanda kurumsal akıl ve güvenlik stratejisi açısından tarihsel bir dönüm noktasıdır. TSK’nın yeniden kurumsal bütünlüğüne kavuşturulması, liyakat ilkesinin esas alınması ve savunma kapasitemizin artırılması, demokrasimizin teminatıdır,” sözleriyle tamamladı.