Elazığ’da Tarihi Değiştiren Keşif: 6 Bin Yıllık Tapınak Gün Yüzüne Çıktı
Kültür ve Turizm Bakanlığı koordinesinde, İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü ile Elazığ Müze Müdürlüğü tarafından Tadım köyündeki kale ve höyükte yürütülen arkeolojik kazılar, bölge tarihine ışık tutuyor. Geçen yıl başlayan çalışmalarda ortaya çıkarılan yapılar ve eserler, kentin 6 bin yıllık geçmişini aydınlatırken, bölgedeki uygarlıkların yaşam tarzı ve sosyoekonomik yapısı hakkında paha biçilmez bilgiler sunuyor.
Bu yılki kazılar, yaklaşık 35 metre yüksekliğe ve 210×160 metrelik bir alana yayılan kale ve höyüğün 80-81 No’lu karelaj bölgesinde yoğunlaştı. Bu çalışmalarda, Geç Kalkolitik ve Erken Tunç dönemine ait, bölge için bir ilk olan bir tapınak alanı ortaya çıkarıldı.
Tapınaktaki Kurban Ritüelleri ve Sunak Taşı
Tapınak alanında yapılan incelemelerde, “kan oluğu” olarak tanımlanan bir kanal içerisinde insan ve hayvan kemiklerine rastlandı. Ayrıca üzerinde bıçak izleri bulunan bir sunak taşının keşfedilmesi, dönemin inanç sisteminde tanrılara ibadet amacıyla insan ve hayvan kurban edildiği tezini güçlendiriyor.
Alanın Diğer Önemli Bulguları
Kazı alanında tapınakla ilişkili olarak çok sayıda önemli eser bulundu. Bu buluntular arasında şunlar yer almaktadır:
- Tanrılara hediye bırakmak için kullanıldığı düşünülen 4 adet podyum
- Kutsal bir ocak
- Tarımsal ürünlerin takasında kullanılan bir damga mühür
- Nahçıvan tarzı çanak ve çömlekler
- Ok uçları
- Yün ve ip eğirme aleti olan ağırşaklar
- Çeşitli seramik parçaları
Yetkililerden Açıklamalar: “Bölgemizin İlk Tapınağını Keşfettik”
İl Kültür ve Turizm Müdürü Ahmet Demirdağ, Fırat Üniversitesi’nin de katkılarıyla Elazığ’da Harput Kalesi, Palu Kalesi ve Salkaya köyü dahil olmak üzere 4 farklı noktada kazı çalışması yürütüldüğünü belirtti. Tadım Kalesi ve Höyüğü’ndeki bu yılki bulguların önemine dikkat çeken Demirdağ, şu ifadeleri kullandı:
“Bu yıl şehrimizin, bölgemizin ilk tapınağı diyebileceğimiz bir tapınak alanını keşfettik. Bölgenin 6 bin yıllık tarihine ışık tutacak çok önemli bir değer ortaya çıkarıldı. Tapınak alanında tanrılar için sunaklar ve kurban kesim alanı olduğunu görüyoruz. Bu kurbanların insanlar ve hayvanlar olduğunu alandaki işaretlerden anlıyoruz. Bununla beraber kurbanların kanının akıtıldığı bir oluk ve ulaştığı derin bir çukur söz konusu.”
Demirdağ, kazı alanının genişliğine vurgu yaparak, gelecekte daha derinlere inerek bölge tarihini daha da eskilere götürecek bulgulara ulaşmayı umduklarını ekledi.
“Bu bölgenin çok önemli bir yaşam alanı olduğunu düşünüyoruz. Tarihteki yaşam şekline ait önemli buluntular elde ettik. Bunlar içerisinde günlük yaşamda kullanılan aletler, ok uçları, idoller (bir kült nesnesi olarak kullanılmak üzere taş, pişmiş toprak, kemik ve ahşap gibi malzemeden yapılan stilize heykelcikler) yani o dönemin sanatını ortaya koyan ürünler var. Bununla beraber tarımsal faaliyetlerde, hububatın değişiminde kullanılan bir çeç damga mührü elde ettik. Kutsal ocaklar, yine çok eski tarihlere dayalı çanaklar, özellikle Nahçıvan tarzı çanaklar bulundu. Bölgeyi kazmaya devam edeceğiz.”
Uzman Görüşü: “Kentleşmenin Arttığı Görülmekte”
Kazı alanı sorumlusu Ergün Demir ise kale ve höyükteki yapıların mimari özelliklerine dikkat çekti. Yapıların moloz ve yarı düzeltilmiş taşlar üzerine kerpiç duvarlar inşa edilerek oluşturulduğunu belirten Demir, bu tekniğin istila ve doğal afetlere karşı koruma sağladığını ifade etti.
“Tadım Kalesi ve Höyüğü’nde 80-81 No’lu açmalar içerisindeki mekanlarda bitişik nizam yapılaşmayla birlikte bu dönemde kentleşmenin de arttığı belirgin bir şekilde görülmektedir.”