İstanbul Üniversitesi’nin Tartışmalı Duyuruları: Taziye Mesajı Akademik Tarafsızlığı Sorgulattı

İstanbul Üniversitesi’nin Tartışmalı Duyuruları Gündemde

İstanbul Üniversitesi, resmi sosyal medya hesaplarından yaptığı paylaşımlarla bir kez daha tartışmaların odağına oturdu. Tarım ve Orman Bakanı’nın kayınvalidesi için yayımlanan taziye mesajı, kurumun akademik duruşu ve tarafsızlığı hakkında ciddi soru işaretleri doğurdu.

Bakanın Kayınvalidesi İçin Taziye Mesajı

Üniversitenin resmi Instagram hesabından yapılan paylaşımda, Tarım ve Orman Bakanı Sayın İbrahim Yumaklı‘nın kayınvalidesinin vefatı nedeniyle bir başsağlığı mesajı iletildi. Paylaşımda kullanılan ifadeler şu şekildeydi:

“Tarım ve Orman Bakanımız Sayın İbrahim Yumaklı’nın kıymetli kayınvalidesinin vefatını derin bir teessürle öğrenmiş bulunuyoruz… İstanbul Üniversitesi ailesi olarak acılarını paylaşıyor, dualarımızla yanlarında olduğumuzu ifade ediyoruz.”

Bu duyuru, sosyal medyada birçok kişi tarafından eleştirildi. Devlet üniversitelerinin siyasi makamlardaki kişilere bu denli yakın bir kurumsal hassasiyet göstermesi, “akademik tarafsızlık ilkesine aykırı” bir davranış olarak değerlendirildi.

Geçmişteki Otel Krizi Yeniden Hatırlandı

Bu olay, İstanbul Üniversitesi’nin daha önce yaşadığı benzer bir kurumsal tartışmayı akıllara getirdi. Üniversite yönetimi, daha önce de kurumsal kimliğini kişisel bir mesele için kullanmakla eleştirilmişti.

Image

17 Aralık 2023 tarihinde üniversitenin resmi internet sitesinde yayımlanan “Konya Dedeman Otel Hakkında Basın Açıklaması” başlıklı bir duyuru ile Rektör Prof. Dr. Osman Bülent Zülfikar ve ailesinin otelde yaşadığı bir konaklama sorunu kamuoyuna duyurulmuştu.

Üniversitenin Otel Açıklaması

Üniversite tarafından yapılan o açıklamada şu ifadelere yer verilmişti:

“Hiç de hoş olmayan, büyük üzüntü duyduğumuz bir hadise vuku bulmuştur… Rektörümüz ve ailesi sabahın erken saatlerinden akşam 17.00’ye kadar bekletilerek mağdur edilmiştir. Bu hatayı Rektörümüz nezdinde telafi edecek bir tutum sergilemelerini beklediğimizi duyururuz.”

Her iki olay da, bir eğitim kurumunun kamusal kaynaklarını ve resmi kimliğini ne ölçüde kişisel veya siyasi ilişkiler için kullanabileceği yönündeki tartışmaları alevlendirdi.