Türkiye’de Üretilecek Yeni Otomobiller: Sektörün Geleceği ve Beklenen Teşvikler

Türkiye’de Otomotiv Sektöründe Yeni Üretim Hamleleri

Otomobil üreticileri, ABD Başkanı Donald Trump döneminde gündeme gelen gümrük vergileri gibi küresel ticaret sorunlarına karşı yeni stratejiler geliştiriyor. Bu kapsamda, üretim ağlarını çeşitlendirmek amacıyla dünya genelinde farklı ülkelerde yatırım faaliyetleri hız kazandı. Türkiye de bu yeni yatırım dalgasından payını alıyor.

Çin menşeli BYD‘nin Manisa’ya yapacağı yatırım kamuoyunda büyük yankı uyandırırken, sektörü hareketlendiren üç yeni gelişme daha yaşandı. Bu yatırımlar, Türkiye’nin otomotiv üretimindeki konumunu güçlendirmeyi hedefliyor.

Eskişehir’de Üretim Başlıyor: SWM ve JAC Modelleri

ATMO Group ile Urzema Holding’in ortak girişimi olan Urzat Otomotiv AŞ, Eskişehir’de önemli bir yatırıma imza atıyor. Bu iş birliği kapsamında iki yeni modelin üretimi gerçekleştirilecek. Urzema Holding CEO’su Murat Ertaş, 2 yıl gibi kısa bir sürede üretilen model sayısının 5’e çıkarılacağını müjdeledi.

  • SWM G01 Pro: Üretimin Eylül ayında başlaması ve en geç Ekim ayında satışa sunulması hedefleniyor.
  • Elektrikli JAC E30X: Bu modelin ise 2026 yılında satışa çıkması planlanıyor.

Renault’nun Bursa’daki Yeni Kozu: Boreal

Fransız otomotiv devi Renault, yeni Boreal modelini Bursa’daki Oyak Renault fabrikasında üreteceğini duyurdu. Bu stratejik kararla, Bursa’da üretilecek olan araçların 50’den fazla pazara ihraç edilmesi amaçlanıyor. Oyak Renault, daha önce 2027 yılına kadar Bursa’da 4 yeni model üretme planını açıklamıştı. Bu planın ilk adımı Renault Duster olmuştu ve Boreal ikinci model olarak bu seriyi devam ettiriyor.

Yerli Gurur Togg’dan Yeni Model: T10F

Türkiye’nin yerli otomobili Togg da ürün gamını genişletiyor. Uzun süredir merakla beklenen sedan modeli Togg T10F‘in çok yakında satışa sunulması bekleniyor. Bu gelişme, yerli markanın pazardaki varlığını daha da güçlendirecek.

Yerli Üretimin Durumu ve Teşvik Beklentileri

Türkiye’de üretilen yeni modellerle birlikte, otomobillerden alınan Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) için yeni bir düzenleme beklentisi oluştu. Sektör temsilcileri, bu düzenlemede yerli üretime özel bir avantaj sağlanması gerektiğini vurguluyor. Yerli üretimin teşvik edilmesi, ithal araç payını azaltarak dış ticaret açığını düşürebilir ve ülke ekonomisine önemli katkılar sağlayabilir.

Tüketicinin yerli üretime yönelmesiyle birlikte üretim ve istihdam artar, ithal ürünlere ödenen döviz yurt içinde kalır ve döviz çıkışı azalır. Bu durum, ekonomik bağımsızlık için kritik bir öneme sahiptir.

Mevcut Teşvikler Yetersiz mi Kalıyor?

Şu anda Türkiye’de üretilen otomobiller için en belirgin destek, yerlilik oranı %40’ın üzerinde olan araçların Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) muafiyeti ile satılabilmesidir. Bunun yanı sıra, Türkiye’de üretilen elektrik motorlu araçlar için daha yüksek hacimli ve uzun vadeli kredi imkanları sunulmaktadır. Ancak bu kredi avantajından şu an için yalnızca Togg T10X faydalanabilmektedir.

Yerli Üretim Pazar Payında Tarihi Düşüş

Otomotiv pazarı, yılın ilk yarısında 630 bin adede yakın satışla rekor kırmasına rağmen, bu satışların yalnızca %29’unu Türkiye’de üretilen araçlar oluşturdu. Bu oran, iç pazarda yerli üretim satışlarının son 10 yılın en düşük seviyesine gerilediğini gösteriyor. Yılın ilk beş ayındaki otomobil ithalat ve ihracat verileri incelendiğinde ise yaklaşık 3 milyar dolarlık bir dış ticaret açığı ortaya çıkıyor.

Çözüm Önerisi: Kredi Avantajı Genişletilmeli

Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) kuralları, ülkelere doğrudan yerli mallara yönelik vergi indirimi gibi ayrımcı politikalar uygulama izni vermemektedir. Ancak, Togg örneğinde olduğu gibi dolaylı teşviklerin uygulanması mümkündür. Beklenen ÖTV düzenlemesine ek olarak, elektrik motorlu yerli otomobillere sağlanan kredi avantajının kapsamının genişletilmesi kritik bir adım olacaktır. Yalnızca tek bir modeli değil, Türkiye’de üretilen tüm otomobilleri daha cazip hale getirecek adımların atılması gerekmektedir.