15 Temmuz Gazisi Mesut Zeybek’in Direniş Öyküsü
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından Cumhurbaşkanlığı Protokol Müdür Yardımcısı olarak görevlendirilen Gazi Mesut Zeybek, 15 Temmuz ihanet gecesinde yaşadıklarını ve vatan savunmasından onurlu görevine uzanan hikayesini anlattı. O gece Ankara Altındağ’daki evinden duyduğu uçak sesleriyle yola çıkan Zeybek, gazi olduğu Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ne doğru ilerlerken hissettiklerini ve tanık olduğu direnişi paylaştı.
“Kızılay’da market ve bankamatiklerde kuyruklar vardı, görünce kabullenemedim. Türkiye’yi ve lideri teslim edemezdik. Cumhurbaşkanımızın orada olabileceğini düşünerek Külliye’ye doğru giderken arabada açık olan radyodan o an Cumhurbaşkanımızın sesini duymayı çok arzu ettim. Vardığımda 3 helikopter milletin evine ateş yağdırıyordu. Kayıtsız kalamazdık, milletin evi düşmemeliydi. Birbirimizi hiç tanımadığımız 50-70 kişilik bir grupla çıplak ellerimiz ile helikopterlere ve tanklara karşı direndik. Tankların önünü kesince, bizi dağıtmak için helikopterle üzerimize ateş açtılar. Jandarma Genel Komutanlığı tarafındaki köprüde 9 kurşun isabet aldım. Kendimi bir aracın altına sakladım. O gece korku ile cesaret yer değiştirmiş gibiydi. Bir an olsun korkmadık. Hastanede şuurum yerine geldiğinde ilk sorduğum, ‘Cumhurbaşkanımız nasıl, darbecileri yendik mi?’ oldu.”
İhanet Gecesinin Perde Arkası
SABAH gazetesine konuşan Cumhurbaşkanlığı Protokol Müdür Yardımcısı Gazi Mesut Zeybek, o geceye dair detayları aktardı.
Uçak Sesleriyle Gelen Huzursuzluk
“Bayram tatilinin son günüydü, memleketten Ankara’ya doğru yola çıktım. Ankara’ya vardığımda önce uzun süredir uğrayamadığım Ankara İlahiyat’taki kitabevime uğrayıp kitaplar arasında biraz vakit geçirdim. Ardından evime geçip bir şeyler atıştırdım ve yorgunluktan kanepeye uzandım. Bir süre sonra açık kalan pencereden gelen uçak sesleriyle uyandım. Başta bir prova uçuşu sandım ama sesler artınca içime bir huzursuzluk çöktü. Derken İstanbul’dan bir arkadaşımdan gelen mesajla içimde fırtınalar koptu. İlk başta inanmak istemedim ama televizyonu ve sosyal medyayı kontrol ettiğimde gerçek ortaya çıkmıştı: Türkiye’de yine karanlık bir el darbe teşebbüsünde bulunmuştu.”
“Darbeye Karşı Durmamız Gerektiğini Düşündüm”
“O an zihnimde geçmişin acı hatıraları canlandı; merhum Menderes, Erbakan Hoca… Zulümle bastırılan iradeler… Kalbim daraldı. Vakit kaybetmeden yatsı namazını kıldım ve bu haksızlığa karşı durmalıyım diyerek dışarıya çıktım. Caddeye çıktığımda insanlar bankamatik önlerinde sıraya girmişti, bazıları kafelerde darbeyi canlı yayında izliyordu. Vatan işgal edilmeye çalışılırken bu ilgisizlik içimi acıttı. Genelkurmay Başkanlığı’nın arka tarafına kadar yürüdüm. Havada helikopter vardı ve önce bizim sanmıştım; meğer ihaneti taşıyormuş gökyüzünde.”
“Külliye Düşmemeliydi”
“Külliye’ye doğru kafamda tek bir düşünce vardı: Külliye düşmemeliydi. Radyoyu karıştırarak iyi bir haber duymaya çalıştım. Gözlerimde Rabiatül Adeviyye Meydanı canlandı. Artık Mısır’da olanları eleştiren ben, aynı imtihanla yüzleşiyordum. Alparslan Türkeş Anıtı’nı geçip Külliye’nin karşısına ulaştığımda ışıkları kapalıydı. Üç helikopterin Külliye’yi hedef aldığını gördüm. O an anladım: Bu bir darbe değil, açık bir işgaldi. Devletin ve milletin kalbine saldırıyorlardı. Ben kalmayı seçtim.”
Tanklara ve Helikopterlere Karşı Çıplak Ellerle Direniş
Tanklara Direndik
“Millet Camii kavşağında bir zırhlı polis aracı yolu kesmişti. Polis, Özel Harekat binasının F-16’larla vurulduğunu, tüm personelin şehit olduğunu söyledi. Saat 23.30’du. AK Parti Genel Merkezi’ne gitmeye karar verdim. Bir adam koşarak geldi ve Külliye’nin tanklarla kuşatıldığını, oraya gitmemiz gerektiğini söyledi. 50-60 kişiyle birlikte Jandarma Komutanlığı’na yürüdük. F-16’lar üzerimizdeydi. Barikatı aşıp tanklara ilerledik ve askerlerle konuşmaya çalıştık ama emir aldıklarını söyleyip bizi geri çevirdiler.”
Helikopterden Üzerimize Ateş Açtılar
“Ardından çatışma çıktı, havaya ateş açıldı, barut kokusu etrafı sardı. Derken bir uğultuyla Atak helikopterleri üzerimize mermi yağdırmaya başladı. Saat 01.04’tü. Vücuduma mermi isabet etti. Sürünerek bir arabanın altına kendimi attım. Nefesim daraldı, gözlerim karardı. Çocuklarım, ailem, hatıralarım bir film gibi gözümün önünden geçti. Bir halı yıkama aracı bizi, 15 yaralıyı hastaneye taşıdı.”
Zafer ve Onurlu Görev
İşgali Geri Püskürttük
“Uzun süren tedavi ve ameliyatlardan sonra kendime geldiğimde hemşireler ‘kazandık’ diyordu. Cumhurbaşkanımızın görüntülerini izlediğimde içimde bir zafer duygusu kabardı. Evet, millet bu işgali geri püskürtmüştü. Bu mücadelede bana Gazilik ünvanı ve Devlet Övünç Madalyası verildi. Bu onuru taşımanın sorumluluğunu hep yüreğimde hissediyorum. Rabb’im bu millete bir daha böyle bir ihanet yaşatmasın. Biz de artık, şehitlerimizin emaneti olan bu vatanı daha büyük bir sadakatle savunmaya devam edeceğiz.”
“Tüm şehit ve gazi aileleri adına bizi bir an olsun yalnız bırakmayan, dertlerimizle dertlenen Cumhurbaşkanlığı Özel Kalem Müdürü Sayın Büyükelçimiz Hasan Doğan beyefendiye de teşekkür etmeyi bir borç biliriz.”