Yanan Ormanlar Nasıl Hayata Dönüyor? OGM’den Rapor: Doğayı Taklit Eden Ağaçlandırma Stratejisi

2024 Yılı Yangın Bilançosu ve Rehabilitasyon Çalışmaları

Orman Genel Müdürü Bekir Karacabey, 2024 yılı itibarıyla Türkiye genelinde meydana gelen orman yangınlarında yaklaşık 24 bin hektar ormanlık alanın zarar gördüğünü açıkladı. Karacabey, yanan bu alanların doğayı taklit eden yöntemlerle hızla yeniden ağaçlandırıldığını vurguladı.

Orman yangınlarıyla mücadelenin üç temel aşamadan oluştuğunu belirten Karacabey, bu süreçleri yangın öncesi önlemler, yangın anında müdahale ve yangın sonrası rehabilitasyon olarak sıraladı. Yanan alanların yeniden ormanlaştırılmasının, yangınla mücadele kadar kritik bir öneme sahip olduğunu ifade etti.

Yangınların çıkması arzu edilen bir şey değil; ama bu alanların tekrar ormanlaştırılması, en az yangınla mücadele kadar önemli. Bu manada yangın söndürülür söndürülmez hemen ertesi gün sahada tekrar ormanlaştırma çalışmalarına başlıyoruz. Hemen tespitleri yapıp, sahada zarar görmüş ağaçların çıkarılması ve akabinde gerekiyorsa toprak işlemesi dediğimiz fidanların çimleneceği uygun ortamın oluşturulması ve en kısa sürede sahanın ağaçlandırması yerine getirilir.

Doğayı Taklit Eden Ağaçlandırma Stratejisi

Yeniden ağaçlandırma çalışmalarında temel prensibin, yanan bölgenin arazi, iklim ve toprak yapısına uyumlu türlerin kullanılması olduğunu belirten Karacabey, ormancılık biliminin esasının doğayı taklit etmek olduğunu söyledi.

Bölgeye Uygun Tohum ve Fidan Seçimi

Karacabey, yanan bir ormanda yangın öncesinde hangi bitki ve ağaç türleri varsa, rehabilitasyonun da aynı türlerle yapılması gerektiğini belirtti. “Doğayla savaşılmaz. Doğa size neyi vermişse onu alıp doğayı taklit etmek gerekir,” diyerek bu yaklaşımın altını çizdi. Özellikle kızılçam ağaçlarının bu konuda özel bir yeteneği olduğunu vurguladı:

Kızılçamın tohumları toprağa döküldüğünde, yangından kolay kolay etkilenmez. Siz yanan ağaçları sahadan çıkardığınızda 1 sene sonra toprağa önceki yıllarda dökülmüş tohumlar çimlenir, tekrar zaten onunla ormanlaşır. Bu da doğanın kendi içerisinde nasıl bir denge kurduğunu bize gösteriyor. Diğer türlerde ise, eğer ağaçlar tohum tutacak yaşa gelmemişse, o bölgedeki sağlıklı ormanlardan topladığımız tohumları ekeriz ki o bölgenin iklim ve arazi şartlarına dayanıklı türler olsun.

Ekosistemin Geri Dönüşü 30 ila 80 Yıl Sürebiliyor

Yanan bir alanda ilk fidanların bir yıl sonra görülmeye başladığını belirten Karacabey, “Aradan 3-5 yıl geçtiğinde sahada bir yeşillenme, 10 yıl geçtiğinde ise fidanların boy verip serpildiğini görürüz” dedi. Ancak Karacabey, yananın sadece ağaçlar olmadığına dikkat çekti.

Orman yangınlarında tüm ekosistemin yok olduğunu ifade eden Genel Müdür, toprağın üstündeki flora ve faunanın yanı sıra, toprağın altındaki biyolojik yaşamın da yeniden oluşmasının zaman aldığını belirtti. Bu sürecin tamamlanması ve ormanın tüm ekolojik fonksiyonlarını yeniden kazanması için Türkiye şartlarında 30 ile 80 yıl arasında bir süre gerektiğini söyledi.

İklim Değişikliği ve İnsan Faktörüne Dikkat

Bekir Karacabey, uzmanların verilerine göre geçmişe kıyasla nem oranlarının düştüğünü ve sıcaklıkların rekor seviyelere ulaştığını belirtti. “2024 yılı son 140 yılın en sıcak yılı olarak tarihe geçti. Eskisine göre çok daha şiddetli rüzgarlar esiyor. Bütün bunlar en ufak bir kıvılcımın anında büyük bir yangına dönüşmesine sebep olacak unsurlar,” diyerek iklim krizinin tehlikelerine işaret etti.

Bu meteorolojik şartları değiştirmenin mümkün olmadığını, bu nedenle topluma büyük görevler düştüğünü vurgulayan Karacabey, yangınların büyük çoğunluğunun insan kaynaklı olduğunu hatırlattı.

O kıvılcımı çakmamak gerekiyor. Bu bazen bir sigara izmariti olabiliyor. Bazen bir piknik ateşi ya da bir anız yangını veya bahçe temizliğinden kalan artıkların yakılması. Her ne olursa olsun insan eliyle çıkarılmış bir kıvılcım büyük felaketlere sebep olabiliyor.

(DHA)