15 Temmuz 2016: Hain Darbe Girişiminden Türkiye Yüzyılı’na Uzanan Milli Zafer

Tarihin Dönüm Noktası: 15 Temmuz Zaferi

15 Temmuz, yalnızca Türkiye için değil, dünya tarihi için de bir dönüm noktasıdır. Bu tarih, emperyalistlerin ve onların beslediği terör örgütlerinin tarihteki en ağır yenilgilerinden birini tattığı gündür. Suriye, Irak, Filistin, Libya, Karabağ ve Mavi Vatan gibi cephelerde verilen mücadelenin ruhu, o gece vatan topraklarında zirveye ulaşmıştır. Bu zaferle birlikte Terörsüz Türkiye ve Türkiye Yüzyılı vizyonu başlamıştır. Cunta yapılanmalarının sivil görünümlü destekçileri, tankların arasından kaçarken milletin direnişini televizyon ekranlarından izlerken suçüstü yakalanmıştır.

İhanet Gecesi ve Darbe Bildirisi

15 Temmuz 2016 gecesi, saatler 00.13‘ü gösterdiğinde, bir yanda camilerden selalar yükselirken diğer yanda TRT’yi basan hainler, darbe bildirisini okutuyordu. Bu bildirinin dili ve kurgusu, 1960, 1971, 1980, 1997 ve 2007’deki müdahalelerle aynı ruhu taşıyordu; sadece ihanetin failleri farklıydı. Kendileri anayasayı ortadan kaldırırken, meşru hükümeti “dikta rejimi kurmakla” suçluyorlardı.

Yurtta Sulh Konseyi’nin İhanet Metni

“Bu metnin, Tüm Türkiye Cumhuriyeti kanallarında yayınlanması Türk Silahlı Kuvvetleri’nin bir isteği ve emridir. Türkiye cumhuriyetinin değerli vatandaşları, Sistematik bir şekilde sürdürülen anayasa ve kanun ihlalleri; devletin temel nitelikleri ve hayati kurumlarının varlığı açısından önemli bir tehdit haline gelmiş, Türk Silahlı Kuvvetleri dahil olmak üzere devletin tüm kurumları ideolojik saiklerle dizayn edilmeye başlanmış ve dolayısıyla görevlerini yapamaz hale getirilmiştir. Gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içerisinde olan cumhurbaşkanı ve hükümet yetkilileri tarafından; temel hak ve hürriyetler zedelenmiş, kuvvetler ayrılığına dayalı, laik ve demokratik hukuk düzeni fiilen ortadan kaldırılmıştır. (…) Bu ahval ve şerait altında, yüce Atatürk’ün önderliğinde milletimizin olağanüstü fedakarlıklarla kurduğu ve bugünlere getirdiği cumhuriyetimizin koruyucusu olan Türk Silahlı Kuvvetleri, “yurtta sulh, cihanda sulh” ilkesinden hareketle; Laik, demokratik, sosyal ve hukuk devleti ilkesi üzerine oturan anayasal düzeni yeniden tesis etmek, Devletimizin ve milletimizin kaybedilen uluslararası itibarını yeniden kazanmak, maksadıyla yönetime el koymuştur. (…) Meşruiyetini kaybetmiş siyasi iktidara görevden el çektirilmiştir. Vatana ihanet içerisinde bulunan tüm kişi ve kuruluşların en kısa zamanda ulusumuz adına hakkaniyet ve adaletle karar vermeye yetkili mahkemeler önünde hesap vermesi temin edilecektir. Tüm yurtta sıkıyönetim ilan edilmiştir.”

Milli İradenin Zaferi ve Cumhurbaşkanı’nın Çağrısı

Bu Siyonist zihniyetli hezeyana karşı milletin lideri, Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN, saatler 04.15‘i gösterdiğinde Atatürk Havalimanı’nda tarihi bir konuşma yaparak milletine seslendi ve direnişin fitilini ateşledi.

Recep Tayyip Erdoğan’ın Tarihi Konuşması

“Şimdi değerli arkadaşlar, bugün, bildiğiniz gibi, öğleden sonra bir hareketlilik, ne yazık ki silahlı kuvvetlerimizin içinde, mevcuttur. Ve bu hareketliliğin neticesinde de Türk Silahlı Kuvvetleri’nin içerisinde bir azınlık, ne yazık ki ülkemizin birliğini beraberliğini, bütünlüğünü hazmedemeyen; milletimizin birliğini, beraberliğini ne yazık ki kabullenemeyen bu grup, çok daha önceden söylediğim gibi paralel devlet yapılanmasının ta kendisiydi. (…) Şu andaki hareket bir ihanet hareketidir, bir ayaklanma hareketidir. Ve bu vatana ihanet hareketinin bedelini de tabii çok ağır ödeyecekler, bunu bir defa peşinen söyleyeyim. (…) Onlar hangi yola, başvururlarsa vursunlar, şunu bilmelerini özellikle istiyorum ki; biz bu yola, bu kutlu davaya başımızı koymuşuz, canımızla, kefenimizle bu yola çıkmışız. (…) Ne yaparlarsa yapsınlar, Türkiye eski Türkiye değil. Yeni Türkiye’nin davranış biçimleri çok daha farklıdır.”

Bu direniş ve zafer, Türkiye Yüzyılı’nın en sağlam temelini oluşturmuştur.