Filistin’den Uluslararası Topluma Acil Çağrı: E1 Planı Durdurulsun
Filistin Dışişleri Bakanlığı, İsrail’in E1 olarak bilinen tartışmalı Yahudi yerleşim planını yeniden uygulama kararına sert tepki gösterdi. Yapılan yazılı açıklamada, bu planın iki devletli çözüm sürecine ve bölgedeki kalıcı barış umutlarına yönelik ciddi ve tehlikeli bir tehdit oluşturduğu kuvvetle vurgulandı.
Bu ciddi konuyu uluslararası toplumun tüm bileşenleri ve tüm ülkeler nezdinde takip ediyoruz. İsrail’in sömürge projesinin uygulanmasını durdurmak için herkes sorumluluğunu yerine getirmeli.
Açıklamada, İsrail’in bu projeyle Kudüs’ü Filistin coğrafyasından daha da tecrit etmeyi amaçladığına dikkat çekildi. Bu doğrultuda, başta Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi olmak üzere tüm uluslararası aktörlere, İsrail üzerindeki baskıyı artırarak planın derhal durdurulması için harekete geçme çağrısı yapıldı.
E1 Planı Kapsamında 3 Binden Fazla Yasa Dışı Konut
İsrail ordusuna bağlı “Yüksek Planlama ve Sivil Yönetim Konseyi” tarafından duyurulan plana göre, Kudüs’ün doğusunda 3 binden fazla yeni yasa dışı konutun inşası öngörülüyor. Bu planın hayata geçmesi, Batı Şeria’daki Filistin bölgeleri arasındaki coğrafi bütünlüğün kalıcı olarak bozulması anlamına geliyor.
Planın temel hedefleri arasında, Kudüs’ün dört bir yandan Filistin topraklarından ayrıştırılarak fiilen İsrail içlerine bağlanması yer alıyor. Filistin yönetimi, iki devletli çözüme bağlılıklarını sıkça dile getiren Avrupa ülkeleri başta olmak üzere tüm devletleri somut adımlar atmaya ve İsrail’e karşı net bir tutum sergilemeye davet etti.
Projenin Stratejik Hedefleri ve Sonuçları
İsrail, “E1” projesi ile tarihsel olarak Doğu Kudüs’ün bir parçası olan ancak Ayrım Duvarı’nın Batı Şeria tarafında kalan Azeriye mahallesinin yakınına inşa edilen “Maale Adumim” Yahudi yerleşimini Batı Kudüs’e bağlamayı amaçlıyor. Bu projenin potansiyel sonuçları oldukça ağır:
- Bölgeye 4 binden fazla yerleşim birimi ve otel inşa etmek için 12 bin dönüm Filistin toprağının gasbedilmesi.
- Doğu Kudüs’ün, Batı Şeria’daki diğer Filistin topraklarıyla olan bağlantısının tamamen kesilmesi ve izole edilmesi.
- Proje kapsamında 5 binden fazla Filistinlinin topraklarından sürülme riskiyle karşı karşıya kalması.
Uluslararası Hukuk ve BM’nin Tutumu
Birleşmiş Milletler (BM), işgal altındaki Filistin topraklarında bulunan tüm İsrail yerleşimlerini yasa dışı olarak kabul etmektedir. BM’nin en üst yargı organı olan Uluslararası Adalet Divanı, Temmuz 2024’te İsrail’in tüm “yeni yerleşim faaliyetlerini” durdurması ve gasbedilen Filistin topraklarından çekilmesi gerektiği yönünde bir görüş kararı bildirmişti. Ancak İsrail yönetimi bu kararı tanımadığını açıklamıştı.