“Hayallerimizi Dikiyoruz” Projesi: Koruma Altındaki Kızlar Kendi Modalarını Yarattı

“Hayallerimizi Dikiyoruz” Projesi: Koruma Altındaki Genç Kızlar Kendi Modalarını Yarattı

İstanbul Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü ve Kalpten Kalbe Derneği iş birliğiyle, devlet koruması altındaki kız çocuklarının geleceğe umutla bakmasını sağlamak amacıyla “Hayallerimizi Dikiyoruz” projesi hayata geçirildi. Proje, gençlerin hayallerini gerçeğe dönüştürmeleri için önemli bir adım oldu.

Proje kapsamında, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı Atatürk Çocuk Evleri‘nde koruma altında bulunan 10 kız çocuğu, “Bir zamanlar sadece hayal kurabiliyorduk, şimdi o hayalleri dikeceğiz” mottosuyla yola çıktı. Hayatlarında ilk kez dikiş makinesinin başına geçen ve tasarım yapmayı öğrenen gençler, 6 ay süren atölye çalışmaları boyunca ilmek ilmek kendi hikayelerini ve hayallerini kumaşa işledi.

Tiyatro ve Defile ile Gelen Öz Güven

Eğitim sürecinin sonunda kız çocukları, kendi tasarladıkları ve diktikleri elbiseleri giyerek özel bir tiyatro gösterisi sahneledi. Bu gösteride, proje süresince yaşadıkları zorlukları, çabalarını ve hayata karşı kazandıkları yeni duruşu anlattılar. Ardından düzenlenen defile ile de emeklerinin ürünü olan kıyafetlerini gururla sergilediler. Tiyatro gösterisi ve defile, izleyicilere duygu dolu anlar yaşattı.

“Bu Proje Çok Önemli”: Yetkililerden Anlamlı Destek

İstanbul Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü Ömer Turan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, devlet korumasındaki çocukların hayata bir başarı öyküsüyle hazırlanmasının en büyük idealleri olduğunu belirtti.

“Kızlarımızın geleceğe daha güvenle bakmasını sağlayacak, öz güvenini artıracak, onların becerilerine uygun şekilde hayatlarına yön verebilecek çalışmaların içinde olmak çok kıymetli. Bu proje çok önemli. Hem ruh dünyalarını görmek hem duygularını dışa yansıtabilecekleri bir ortamı sergilemek ve bunu fiziken de yaşamaları onlarda unutulmaz bir gün ve tecrübeye neden oldu, çok ciddi bir öz güven de kazanmış oldular.”

Turan, çocukların koruma altına alındığı andan itibaren hayatlarının her anında yanlarında olduklarını vurgulayarak, “Çocukluk döneminde atılan temellerin doğru atılması halinde sporcularımız, sanatçılarımız, tiyatrocularımız, çok farklı alanlarda üniversite okuyan, hayatı başaran kızlarımız, erkeklerimizin kazanımlarını yaşamaya başladık. Bu da vatanımız, milletimiz, kendisi için ve toplum için de çok büyük kazanç,” dedi.

Genç Tasarımcılar Anlatıyor: “Hayallerinizin Peşinden Koşun”

Projeye katılan gençler, yaşadıkları deneyimin hayatlarına kattığı değeri ve mutluluğu paylaştı.

J: “Tasarımım Kelime Olsaydı ‘Doğanın Neşesi’ Olurdu”

Hayalini gerçeğe dönüştürdüğü için gururlu olduğunu belirten J, “Tasarım yaparken beni en çok heyecanlandıran şey, kendime tasarlayabileceğim şeyleri öğrenmek oldu. Gösterimizle, tasarımlarımızla insanlara şunu söyledik, ‘Biz vazgeçmedik, denedik ve hepimiz başardık. Siz de vazgeçmeyin.’” ifadelerini kullandı. Tasarımını “Doğanın Neşesi” olarak adlandıran J, herkese şu mesajı verdi:

“Hayallerinizin peşinden koşun, asla vazgeçmeyin, koşmayı bırakırsanız yine sonunda pişman olacak kişi siz olursunuz. Yaşlı olsun, genç olsun, çocuk olsun, ne olursa olsun kimse hayallerinden vazgeçmesin.”

C: “Sanki İçimdeki Beni Yeniden Dikiyordum”

16 yaşındaki C, en büyük hayalinin oyunculuk olduğunu belirterek, 6 aylık sürecin zorlu ama sonucunun harika olduğunu söyledi. “Hayallerimiz vardı, bunu ilmek ilmek diktik, hayallerimizi üzerimize giydik, bunu başardık,” diyen C, duygularını şöyle ifade etti:

“İlk dikişim çok yamuktu ama pes etmedim, her ilmekte daha iyi hissettim kendimi. Sanki içimdeki beni yeniden dikiyordum. Bu sadece bir defile değil, bu, gölgelerden çıkan ışığımızın, suskunken kurduğumuz hayallerin, görünmeyen emeğin, sabrın, dostluğun ve yeniden doğuşun sahnesi.”

H: “Elbisemin Adı Karanlıktan Doğan Işık”

12 yaşındaki H. ise bu işe “Yapamam” diye başladığını ama hayal gücünü kullanarak harika bir sonuç elde ettiğini belirtti. Elbisesine “Karanlıktan Doğan Işık” adını verdiğini söyleyen H, şunları kaydetti:

“Çünkü karanlıkta parlayan biri olması lazım, o kişinin de kendim olduğunu düşünüyorum. Bu yüzden elbiseme bu ismi verdim. 10 kız yola çıktığımızda birbirimizle çok samimi değildik ama birlikte hayaller edindik, güzel şeyler kurduk. Tiyatrodaki iğne batma olayı, anlattığımız her şey bu süreçte yaşadıklarımızdı.”