İstanbul’un Askeri Alanları Sosyal Donatı Yerine Lüks Konuta Dönüştü
İBB Genel Sekreter Yardımcısı Akgün, İstanbul’daki askeri alanların akıbetine ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Akgün, 2009 yılında İBB Meclisi tarafından oybirliği ile onaylanan Çevre Düzeni Planı’na dikkat çekti. Bu plana göre, askeri statüsünü kaybeden arazilerin İstanbul’un sosyal ve teknik altyapı eksikliklerini gidermek amacıyla eğitim, sağlık, mezarlık ve yeşil alan olarak kullanılması kararlaştırılmıştı. Akgün, “Ancak bu planın tam tersi yönünde bir süreç yaşandı” diyerek mevcut durumu özetledi.
Akgün, 2009’da 15 bin hektar olan askeri alanların, Gaziosmanpaşa ilçesinin altı katı büyüklüğünde olduğunu belirtti. Bu alanların İstanbul’un kuzey ormanları ve su havzalarına doğru kontrolsüz büyümesini engelleyen bir tampon görevi gördüğünü vurguladı. “Gelinen noktada askeri alanların yüzde 47’sinin statüsü kaldırıldı, bu süreç 15 Temmuz darbe girişimi sonrası hızlandı” ifadelerini kullandı.
Lüks Konut Projeleri Rantı Artırdı
Yapımı tamamlanan veya devam eden yerleşim bölgelerinin yüzde 96’sının konut olarak planlandığını belirten Akgün, bu konutların da yüzde 85’inin lüks konut projesi olduğuna dikkat çekti.
Bu süreci “Muazzam bir özelleştirme ve rant transferi” olarak nitelendiren Akgün, “Kentsel dönüşüm gerçeği ortada dururken milyon dolarlık lüks sitelerle birileri çok büyük paralar kazandı. Bizlere ise bunun altyapı, trafik gibi maliyetlerini ödemek düştü” dedi.
Hukuki Süreçler ve Durdurulamayan Yapılaşma
Ekrem İmamoğlu’nun İBB başkanı olmasının ardından, askeri statüsü değiştirilen 13 bölge için hukuki süreç başlattıklarını belirten Akgün, yargı kararlarına rağmen yapılaşmanın sürdüğünü ifade etti. Akgün, “Kazandığımız davaların ardından bakanlık tarafından yeni imar planları çok küçük değişikliklerle yeniden yürürlüğe konuyor” şeklinde konuştu. 19 Mart operasyonları sonrası rant sürecinin daha da hızlandığını belirten Akgün, Kanal İstanbul çevresindeki Sazlıbosna’daki ihale ve yapılaşmaları örnek gösterdi.
Başakşehir ve Sultangazi’deki Yeni Projeler
Akgün, bölgedeki yeni projelere dair endişelerini dile getirdi:
“Başakşehir’deki eski Ahmet Öztürk Kışlası’nda Emlak Konut tarafından 5 bin 500 konut ve 260 ticaret birimlik projenin ÇED süreçlerinin başladığı geçtiğimiz haziran ayının başında ilan edildi. Bunu, hemen güneyinde 910 konut 43 ticari birimlik yine bir Emlak Konut projesi takip etti. Bu demek oluyor ki bu bölgede de yakın zamanda lüks konut ve ticaret projesi bir ucundan başlayacak. Sultangazi ilçesi gibi yapı stoğunun son derece kötü, yoğun ve depreme dayanıksız olduğu bir bölgenin bitişiğinde bunları yapmak gerçekten hayret verici.”
İstanbul’a Yeni Bir İlçe ve 2,5 Milyonluk Ek Nüfus Tehlikesi
Akgün, Başakşehir’deki İSTOÇ’un kuzeyini kapsayan kışla arazisinin önemine dikkat çekti. “Hemen bitişiğindeki Esenler Topkule-Baştabya Kışlası ile birlikte 600 bin kişinin yaşayacağı bir yer planlandı. Bu yeni bir ilçe demek. Kimsenin haberi yok, İBB’nin de ilçe belediyelerinin de İstanbul halkının da,” dedi. Bu projenin devamının Kanal İstanbul ve Yenişehir Projesi olduğunu belirten Akgün, tüm bunların İstanbul’a ilave 2,5 milyonluk bir nüfus getireceğini ve şehrin bunu kaldırmasının mümkün olmadığını vurguladı. Akgün, sözlerini “Durum ortada. Artık topyekûn zihniyet değişikliğine ihtiyaç var” diyerek tamamladı.