Sana Göre Haber

Kars Ani Ören Yeri’nde Dev Kazı: 1000 Yıllık Selçuklu Mirası Toprak Altından Çıkarılıyor

Ani Ören Yeri’nde Tarih Yeniden Canlanıyor

Orta Asya’dan Anadolu’ya geçişin kilit noktalarından biri olan Kars‘taki Ani Ören Yeri, 11. ve 12. yüzyıllara ait eşsiz Türk-İslam mimarisi eserlerini barındırmaktadır. Tarih boyunca Bagratlı Hanedanlığı, Bizans, Büyük Selçuklu, Gürcü Krallığı, Moğollar, İlhanlılar, Karakoyunlular, Akkoyunlular ve Osmanlı Devleti gibi birçok medeniyete ev sahipliği yapan bu kadim şehir, Hristiyan ve Müslümanların bir arada yaşadığı kültürel bir merkez olmuştur.

6 Farklı Noktada Kapsamlı Kazı Çalışmaları

Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Kafkas Üniversitesi işbirliğinde yürütülen 2024 yılı kazı çalışmaları, ören yerinin 6 farklı noktasında yoğun bir şekilde devam etmektedir. Aralarında sanat tarihçileri, arkeologlar, mimarlar ve restoratörlerin bulunduğu 130 kişilik uzman bir ekip, toprak altındaki tarihi yapıları ve eserleri gün yüzüne çıkarmak için titizlikle çalışmaktadır.

Selçuklu Dönemi Mirası Gün Yüzüne Çıkıyor

Ani Ören Yeri Kazı Başkanı Doç. Dr. Muhammet Arslan, nisan ayında başlayan kazı sezonunun 31 Aralık’a kadar süreceğini belirtti. Arslan, farklı üniversitelerden bilim insanları ve öğrencilerin de katkı sağladığı çalışmalar hakkında şu bilgileri verdi:

Çalışmalarımız 6 farklı alanda kazı, koruma ve çevre düzenleme olarak eş zamanlı devam ediyor. Kazı alanlarımızdan Selçuklu Konutları önemli. Anadolu’da Türklerin inşa ettiği ilk camimiz olan Ulu Cami’mizin (Ebu’l Menuçehr Camisi) batısında büyük bir mahallenin varlığını düşünüyoruz. 2019’dan beri de buradaki çalışmalarımız devam ediyor. Bu sene de yine Ani’deki Selçuklu dönemine ait sivil mimarinin önemli örnekleri olan konutları gün yüzüne çıkarmaya devam ediyoruz.

Tarihi Çarşı ve Mezarlık Alanları

Kazıların bir diğer önemli odağını Selçuklu Çarşısı ve Mezarlığı oluşturuyor. Doç. Dr. Arslan, bu alanlardaki bulguları şöyle detaylandırdı:

Özellikle Ani’nin tam ortasında Aslanlı Kapı‘dan Ani Ulu Cami‘ye kadar uzanan uzunca bir aksın ticarete ayrıldığını düşünüyoruz ki, kazılardan elde ettiğimiz veriler de bu yönde. Burada hem atölyeler hem satış mağazaları şeklinde düzenlenmiş, Selçuklu devrine ait ticari mekanları da gün yüzüne çıkarmış oluyoruz. Bir diğer önemli kazı alanımız, ilk kez 2021’de kazısına başladığımız ve bu sezonda da devam ettiğimiz Selçuklu Mezarlığı. Fethiye Camisi‘nin 30 metre kadar güneybatısında bulunan bu alan, Anadolu’daki ilk Türk İslam mezarlığı olarak kabul edilmekte. Burada hem sekizgen gövdeli bir kümbet kalıntısı hem de sandukalı ve akıt tipi dediğimiz mezarları gün yüzüne çıkarıyoruz.

Koruma ve Ziyaretçi Deneyimini İyileştirme Projeleri

Kazı çalışmalarının yanı sıra, ortaya çıkarılan eserlerin korunması ve gelecek nesillere aktarılması için de yoğun çaba harcanıyor. Arslan, bu konuda şunları söyledi: “Koruma çalışmaları kapsamında 1000 yıldır toprak altında duran ve kazılarla ortaya çıkardığımız mimari taşınmaz eserlerin konservasyonunu yaparak, bunları daha uzun ömürlü bir hale getirip, sağlıklı şekilde gelecek nesillere aktarmak için de uğraş vermekteyiz. Ayrıca kazı evimizde bulunan ekibimiz ise laboratuvarda taş, pişmiş toprak, cam, kemik gibi taşınır nitelikteki buluntularımızın restorasyonunu yapıyor.”

Ören yerindeki ziyaretçi deneyimini artırmak amacıyla çevre düzenleme çalışmaları da yapılıyor. Arslan, “Sur içi yürüyüş yolları yapımına devam ediyoruz. Neredeyse 5,5 kilometreyi bulan bir gezi rotasını doğal taşlarla ve ahşap traverslerle birlikte inşallah sezon sonunda tamamlayarak, ziyaretçilerimizin daha konforlu bir alanda gezi yapmalarına imkan sağlamış olacağız.” dedi.

Exit mobile version