Myanmar’da Yükselen Gerilim: Manastır Baskını ve Jeopolitik Yankıları
CNN TÜRK’e konuşan uzman Ali Fuat Gökçe, Myanmar’daki son durumu değerlendirdi. Gökçe’nin ifadelerine göre, ülke tarihsel olarak İngiliz sömürgesinden kurtulduktan sonra sürekli darbelerle anılan bir yönetim mekanizmasına sahip olmuştur. Son yıllarda ise demokrasiye geçiş mücadelesi veren bir tablo çizmektedir.
Ali Fuat Gökçe’nin ifadeleri şöyle: Myanmar’a baktığımızda, tarihsel sürecinde İngiliz sömürgesinden kurtulduktan sonra sürekli darbelerle bir yönetim mekanizması içerisinde yer alan ve son yıllarda demokrasiye geçmek için mücadele eden bir ülke durumunda olduğunu görüyoruz.
Ancak ülkenin jeopolitik konumu, durumu daha da karmaşık hale getirmektedir. Bölgede özellikle Çin Halk Cumhuriyeti ve Hindistan arasında büyük bir rekabet yaşanmaktadır. Batılı ülkeler de kendi politikalarını hayata geçirmek amacıyla Myanmar üzerinde çeşitli stratejiler izlemektedir. Bu durum, Myanmar halkını olumsuz etkilemektedir.
Gökçe’ye göre, Myanmar’daki demokrasiye geçiş çabaları, iki karşıt cephenin mücadelesi olarak sahaya yansımaktadır. Bir yanda sosyalist bir yapıyı destekleyen Çin Halk Cumhuriyeti ve diğer ülkelerin desteklediği ordu güçleri varken, diğer yanda demokrasi için mücadele eden ve son sivil hükümeti kuran yapı bulunmaktadır.
Stratejik Konum ve Ticaret Yolları
Myanmar, coğrafi olarak Hint Denizi’ne açılan ve Çin’den gelen ticaret yollarını doğrudan etkileyen stratejik bir konuma sahiptir. Bu durum Hindistan’ı da yakından ilgilendirmektedir. Bengal Körfezi ve Tayland Körfezi’ne olan yakınlığı, bölgeyi Çin, Hindistan ve Batılı ülkeler için bir etki alanı mücadelesi merkezi haline getirmektedir.
Manastırdaki Saldırı Bir İç Savaş Sinyali Mi?
Demokrasi yanlısı sivil hükümetin kurduğu Halk Savunma Güçleri, darbeci askeri yapıyı bir terör örgütü olarak tanımlamaktadır. Bu iki güç arasındaki mücadelenin bir iç savaşa evrilme potansiyeli taşıdığı belirtilmektedir.
Bu iki güç arasındaki mücadele bir iç savaşa dönüşebilir. Hatta o bölgede Müslümanların çok etkilendiğini de biliyoruz. Arakanlı Müslümanlarla, Rojinya Müslümanlarının Bangladeş’e sevk edilmesinde Türkiye’nin desteği oldukça büyüktü. Müslümanların da bu bölgede mağdur olduğunu da görüyoruz. İç savaş sinyalleri olabilir.
Bölgede zaten devam eden karışıklıklar, bu son gelişmelerle daha da alevlenmiştir. İki yapının doğrudan karşı karşıya gelmesi, Myanmar’daki istikrarsızlığı derinleştirmektedir. Bu süreçte, Arakanlı Müslümanların yaşadığı mağduriyet de önemli bir insani kriz olarak devam etmektedir.
