Erken Yaşamı ve Denizcilik Kariyeri
Aslen Kafkasya kökenli olan ve Trablusgarp Valiliği yapmış Mehmed Muzaffer Paşa’nın oğlu Hüseyin Rauf Orbay, 1881 yılında İstanbul’da dünyaya geldi. İlk eğitimini Trablusgarp’ta tamamladıktan sonra Trablusgarp Askeri Rüştiyesi’ne devam etti. Denizciliğe olan ilgisi onu İstanbul’a yönlendirdi ve burada Mühendishane-i Bahri-i Hümayun‘a (Heybeliada Bahriye Mektebi) kaydoldu. 1899’da mühendis asteğmen rütbesiyle mezun olarak Osmanlı Donanması’nda subay olarak görevine başladı.
“Hamidiye Kahramanı” Unvanının Doğuşu
I. Balkan Savaşı sırasında, komutasındaki Hamidiye Kruvazörü ile Çanakkale’deki Yunan ablukasını yarmayı başaran Orbay, tarihin ilk korsan kruvazör harekatını gerçekleştirerek büyük bir başarıya imza attı. Bu kahramanlığı, kamuoyunda geniş yankı uyandırdı ve kendisine “Hamidiye Kahramanı” unvanını kazandırdı.
Donanmada Alman Etkisine Karşı Mücadelesi
Donanma yönetiminde Alman subayların nüfuzunun arttığı bir dönemde, Bahriye Nezareti Erkan-ı Harbiye Reisliği görevini yürüten Rauf Orbay, Alman amirallerin askeri projelerine karşı bir Osmanlı planı hazırlayarak direniş gösterdi. Bu karşı teklif, Enver Paşa‘ya sunuldu ve kabul edilerek donanmadaki Alman etkisinin artması önlendi. Orbay, liyakatsiz atamalara da sert bir dille karşı çıktı. Dönemin Bahriye Nazırı Cemal Paşa‘ya yönelik tepkisini şu sözlerle dile getirdi:
“Bu görevin ehli değilseniz bırakın.”
Milli Mücadele’de Öncü Rolü
1918’de Bahriye Nazırı olarak Osmanlı Devleti adına Mondros Mütarekesi‘ni imzalayan Rauf Bey, kısa bir süre sonra İstanbul hükümetiyle yollarını ayırarak Anadolu’da başlayan Milli Mücadele‘ye katıldı. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü Samsun’a uğurlayanlar arasında yer aldı ve ardından Batı Anadolu’da direnişin örgütlenmesinde kilit rol oynadı.
Kongreler, Sürgün ve Başbakanlık
Atatürk’ün en yakın mücadele arkadaşlarından biri olan Orbay, Amasya Genelgesi‘nin hazırlanmasına katkı sağladı, Erzurum ve Sivas Kongreleri’ne katıldı. 1920’de toplanan Son Osmanlı Meclis-i Mebusanı’nda Felah-ı Vatan grubunun kurulmasına öncülük etti. Meclis’in İngiliz kuvvetlerince basılmasının ardından tutuklanarak Malta’ya sürgüne gönderildi. 1921’de sürgünden döndükten sonra Sivas milletvekili olarak TBMM’ye katıldı. 12 Temmuz 1922 – 4 Ağustos 1923 tarihleri arasında İcra Vekilleri Heyeti Başkanı (başbakan) olarak görev yaptı. Bu dönemde Büyük Taarruz ve Mudanya Ateşkesi gibi kritik süreçleri yönetti. Ancak Lozan görüşmeleri sırasında İsmet Paşa ile yaşadığı anlaşmazlıklar nedeniyle görevinden istifa etti.
Cumhuriyet’in İlk Muhalefet Partisi ve Yargılanma Süreci
Cumhuriyetin ilanından sonra, Türkiye’nin ilk muhalefet partisi olan Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası‘nın kurucuları arasında yer aldı ve genel başkan yardımcılığını üstlendi. Ancak parti bir yıl içinde kapatıldı. Daha sonra, Atatürk’e İzmir’de planlanan suikast girişimiyle ilgili davada idamla yargılandı ve 10 yıl hapse mahkum edildi. Orbay, bu kararı ve suçlamayı asla kabul etmedi. 1933’te çıkarılan Af Kanunu’ndan yararlanmayı şu sözlerle reddetti:
“…benim asla ve hiçbir suretle en ufak bir cürümle dahi suçlu olmadığım için ilan edilen aftan katiller ve şakiler gibi faydalanmayı düşünmem mümkün değildir.”
Diplomatik Görev ve Son Yılları
1935 yılında siyasete dönerek TBMM’nin 6. döneminde Kastamonu’dan bağımsız milletvekili seçildi. II. Dünya Savaşı‘nın sürdüğü yıllarda, Türkiye’nin hassas dış politikasını dengelemek amacıyla 1942’de Londra Büyükelçisi olarak atandı. Bu görevdeyken Türkiye’nin savaşa girmemesi yönünde önemli raporlar sundu. 1944’te kendi isteğiyle büyükelçilikten ayrıldı. 1949’da bağımsız aday olarak seçime girse de meclise giremedi ve siyasi hayatını noktaladı.
Emeklilik ve Vefatı
Yaşamının geri kalanında üniversitelerde dersler ve konferanslar veren Rauf Orbay, 16 Temmuz 1964‘te İstanbul’da geçirdiği kalp krizi sonucu 83 yaşında hayatını kaybetti. Anıları, vefatından sonra iki ciltlik bir eser olarak yayımlandı.