Yeni Şap Virüsü Alarmı: Türkiye’de Et ve Süt Üretimi Tehlikede
Türk Veteriner Hekimleri Birliği Merkez Konseyi Başkanı Ali Eroğlu, Türkiye’yi etkisi altına alan şap hastalığı hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Eroğlu, mevcut salgının Türkiye’de daha önce karşılaşılmamış bir mutasyon olan SAT-1 suşundan kaynaklandığını ve bu nedenle eski aşıların koruma sağlamadığını belirtti. Bu durumun hayvan popülasyonu ve ülke ekonomisi için ciddi bir tehdit oluşturduğunu vurguladı.
Hastalığın özellikle 2 yaşından küçük hayvanlarda yüksek ölüm oranlarına yol açtığını ifade eden Eroğlu, yetişkin hayvanlarda ise ciddi verim kayıplarına neden olduğunu, bu yüzden hayvancılık ekonomisi açısından büyük bir tehlike arz ettiğini dile getirdi.
Şap Hastalığının Ekonomik Etkileri ve Verim Kayıpları
Ali Eroğlu, şap hastalığının hayvan sağlığını tehdit etmesinin yanı sıra ülke ekonomisine de büyük darbe vurduğunu belirtti. Hastalığın yol açtığı verim kayıpları oldukça endişe verici boyutlarda.
- Süt Verimi Kaybı: Hastalık nedeniyle süt veriminde yüzde 70‘e varan düşüşler yaşanmaktadır.
- Et Verimi Kaybı: Et veriminde ise kayıp oranı yüzde 40‘a kadar çıkabilmektedir.
Eroğlu, hastalığı atlatan hayvanların eski verim seviyelerine dönmesinin uzun zaman aldığını, bu durumun hayvancılık ekonomisi için sürdürülebilir olmadığını ifade etti.
“Sadece şunu tekrar vurgulamak lazım insan sağlığı açısından tehlikeli bir hastalık değil. Ancak hayvanlarda özellikle süt veriminde büyük kayıplar oluyor, yüzde 70’e varan. Yine et veriminde yüzde 40’a kadar. Dolayısıyla hayvancılığın verimi, hayvancılık ekonomisi açısından önemli dikkat edilmesi gereken bir hastalık.”
Acil Aşılama ve Alınan Önlemler
Hastalığın kontrol altına alınabilmesi için atılması gereken adımlara dikkat çeken Eroğlu, acil ve kapsamlı bir aşılama programının hayati önem taşıdığını söyledi.
Aşılama Süreci ve Bağışıklık
“Şap hastalığı çift tırnaklılarda, büyükbaş ve küçükbaş hayvanlarda görülen bir hastalık. En az yüzde 80 popülasyonunun kısa sürede aşılanması lazım,” diyen Eroğlu, aşılama sonrası bağışıklığın oluşması için yaklaşık 3 haftalık bir süre gerektiğini belirtti. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın Dünya Hayvan Sağlığı Örgütü’ne (WOAH) gerekli bildirimleri yaptığını ve 81 ile hayvan hareketlerinin durdurulması gibi tedbirleri içeren bir yönerge gönderdiğini ekledi.
Hayvan Üreticilerinin Sorumlulukları
Eroğlu, salgınla mücadelede hayvan yetiştiricilerine de büyük görev düştüğünü vurguladı. “Hayvan yetiştiricilerimizin, işletme sahiplerimizin daha fazla bilinçlenmesi lazım. Bireysel olarak kendileri alması gereken ahıra giriş çıkışlarda dezenfeksiyonların kullanımında da görevlerinin olduğunu, bireysel olarak tedbirlerinin alınması gerektiğini söylemek gerekiyor.” diyerek bireysel önlemlerin önemini hatırlattı.
Hastalığın Kaynağı ve Yapısal Sorunlar
Başkan Eroğlu, hastalığın kökeni ve sektördeki yapısal eksiklikler hakkında da önemli tespitlerde bulundu.
“Hastalığın Nereden Girdiği Muamma”
Hastalığın Kurban Bayramı sonrası ortaya çıkmasının düşündürücü olduğunu belirten Eroğlu, şu ifadeleri kullandı:
“Hastalığın girişi önemli. Nereden geldi bu hastalık? Doğu sınırımızdan bu hastalık girdi. Bugün şap yarın başka bir şey. Doğumuzda bulunan ülkelerdeki veteriner servisleri çok yetersiz. Şap ve diğer hastalıkların ülkemizde görülmesinin sebeplerinden bir tanesi, sınırdan kontrolsüz hareketler ve girişler olarak tanımlanabilir.”
Eroğlu, bu tür salgınların önüne geçmek için Türkiye’nin doğu sınırlarında bir “tampon bölge” oluşturulması gerektiğini savundu.
Kamudaki Veteriner Hekim Sayısı Yetersiz
Salgınla mücadelede en ön safta yer alan veteriner hekimlerin sayısının yetersizliğine dikkat çeken Eroğlu, kamuda acilen yeni istihdamlara ihtiyaç olduğunu belirtti. “Ülkemizde hala kamuda istihdam edilen veteriner hekim sayısı maalesef yeterli değil. Talebimiz bu ihtiyaca göre ve en kısa zamanda veteriner hekimlerin kamuda istihdam edilmesi. Yeni alımların olması ve bunun için Türkiye’de ciddi anlamda bir planlama yapılması gerekiyor,” diyerek sözlerini tamamladı.