Sana Göre Haber

Süveyde Krizi: Suriye, İsrail ve Dürzîler Arasındaki Çatışmanın Perde Arkası

Suriye’nin Güneyinde Yükselen Tansiyon: Süveyde Krizi

Suriye’nin güneyindeki Süveyde kentinde, 11 Temmuz‘da adli bir olay olarak başlayan gerginlik, hızla büyüyerek silahlı bir çatışmaya dönüştü. Suriye ordusunun müdahalesi ve ardından İsrail’in gerçekleştirdiği hava saldırılarıyla olaylar uluslararası bir boyut kazandı. Hem Dürzî milisler ve sivillerin hem de hükümet güçlerinin kayıplar verdiği bu çatışmalar, Şam yönetimi ile İsrail arasında yeni bir gerilim hattı yaratırken, bölgedeki kırılgan ateşkesi her an sona erdirebilecek bir potansiyel taşıyor. Süveyde’de yaşananlar, Suriye iç savaşının ne denli karmaşık ve istikrarsız bir zeminde devam ettiğini bir kez daha ortaya koydu.

Çatışmaların Başlangıcı ve Tırmanışı

Krizi tetikleyen olay, 11 Temmuz‘da Şam–Süveyde otoyolunda yaşandı. İddialara göre, Bedevî aşireti üyeleri tarafından durdurulan bir Dürzî seyyar satıcının arabasına ve mallarına el konuldu, kendisi de fiziksel şiddete maruz kaldı. Bu olay, Dürzî toplumu içinde büyük bir öfkeye neden oldu.

Ertesi gün, yerel Dürzî silahlı gruplar misilleme amacıyla bazı Bedevîleri kaçırdı. Karşılıklı adam kaçırma eylemleri, taraflar arasındaki gerilimi hızla tırmandırdı. 13 Temmuz‘da, Süveyde’nin El-Makvas mahallesinde silahlı çatışmalar patlak verdi. Çatışmalar kısa sürede El-Tireh, El-Mazraa ve El-Soura el-Kabira gibi dış mahallelere yayıldı ve taraflar ağır silahlar ile el yapımı patlayıcılar kullanmaya başladı.

Suriye Ordusunun Bölgeye Müdahalesi

14 Temmuz‘da şiddet olayları daha da arttı. Dürzî milisler ile Bedevî gruplar arasında topçu atışları ve ağır silahlı çatışmalar yaşandı. Suriye İçişleri Bakanlığı, olaylarda 30’dan fazla kişinin hayatını kaybettiğini ve yaklaşık 100 kişinin yaralandığını açıkladı. Aynı gün Suriye ordusu, çatışmaları durdurmak üzere bölgeye intikal etti. Ancak ordu birliklerinin bazı noktalarda Dürzî milisler tarafından engellendiği ve yer yer çatışmalar yaşandığı rapor edildi.

15 Temmuz sabahı, Suriye Savunma Bakanı Murhaf Abu Qasra, yerel Dürzî liderlerle anlaşarak bir ateşkes ilan etti. Anlaşmaya göre, hükümet güçleri yalnızca kendilerine ateş açılması halinde karşılık verecek ve bölgede geniş çaplı operasyonlardan kaçınacaktı. Fakat ateşkese rağmen, hükümet yanlısı milislerin sivillere yönelik sert müdahalelerde bulunduğu, yağma ve infaz gibi olayların yaşandığı iddia edildi. Suriye İnsan Hakları Gözlemevi ise çatışmalar boyunca en az 166 kişinin yaşamını yitirdiğini duyurdu.

İsrail’in Sürece Doğrudan Dahil Olması

Çatışmalar sürerken İsrail, Dürzî sivillere yönelik tehditleri gerekçe göstererek Süveyde kırsalındaki bazı Suriye askeri hedeflerini vurdu. Başbakan Netanyahu, İsrail’in güney Suriye’deki Dürzîleri korumak için ‘askerî caydırıcılık’ uyguladığını belirtti. 15 ve 16 Temmuz tarihlerinde düzenlenen İsrail hava saldırılarının, Suriye ordusuna ait mevzilerde önemli hasara yol açtığı bildirildi.

Güncel durumda, Suriye hükümet güçleri Süveyde merkezinde kontrolü kısmen sağlamış olsa da, çatışmalar tam olarak dinmiş değil ve istikrarsızlık devam ediyor. Son olarak İsrail ordusu, Şam’daki Savunma Bakanlığı karargâhını bir insansız hava aracı (İHA) ile hedef aldı.

İsrail ordusundan yapılan açıklamada, “Suriye’nin güneyinde, Dürzî sivillere yönelik gelişmeleri izlemeye devam ediyoruz. Bölgeye yönelik saldırılar sürecek ve farklı senaryolara karşı hazırlıklıyız” denildi.

İsrail’in hava saldırıları sonrası bölgede göreceli bir sakinlik yaşansa da, Dürzî liderler hem Şam yönetiminden hem de uluslararası aktörlerden güvenlik garantisi talep ediyor. Süveyde’deki kriz, yerel bir etnik gerilimin ötesine geçerek bölgesel dengeleri sarsan bir güvenlik sorununa dönüşmüş durumda.

Dürzîler ve İsrail ile Tarihsel İlişkileri

Dürzîler, 11. yüzyılda İsmailî Şiiliğinden doğan, ezoterik ve kapalı bir inanca sahip etno-dinsel bir topluluktur. Günümüzde çoğunlukla Suriye, Lübnan, İsrail ve Ürdün’de yaşamaktadırlar. İnançlarının gizli olması, dışarıdan dine geçişe kapalı olmaları ve kutsal metinlerinin yalnızca ruhban sınıfı tarafından okunabilmesi gibi özellikleriyle bilinirler.

İsrail’de yaşayan yaklaşık 150 bin Dürzî, İsrail vatandaşıdır ve Yahudi çoğunluk gibi zorunlu askerlik hizmetini yerine getirir. İsrail ordusunda subaylığa kadar yükselen ve siyasette aktif rol alan Dürzîler, İsrail tarafından ‘sadık vatandaşlar’ olarak görülmektedir.

Olası Gelişmeler ve Gelecek Senaryoları

İsrail’in Şam’daki Savunma Bakanlığı’na düzenlediği İHA saldırısı, yalnızca taktiksel bir hamle değil, aynı zamanda stratejik bir mesaj niteliği taşıyor. Bu saldırı, İsrail’in Suriye’deki angajman kurallarını genişlettiğinin bir işareti olarak yorumlanıyor. Özellikle Süveyde’deki çatışmaların ardından gelmesi, İsrail’in ‘Dürzîleri koruma’ bahanesiyle bölgede daha aktif bir rol üstlenmeye hazırlandığını gösteriyor.

Süveyde’deki Dürzîler ile Suriye devleti arasındaki gerilimin tırmanması, İsrail’in bölgeyi bir ‘koruma bölgesi’ olarak ilan etmesine yol açabilir. Çatışmaların derinleşmesi durumunda ise Suriye’nin güneyinden Ürdün, Lübnan ve hatta Türkiye’ye doğru yeni bir mülteci dalgasının başlaması riski bulunmaktadır.

Exit mobile version