Trigeminal Nevralji: ‘Delirten Hastalık’ Nedir?
Beyin ve Sinir Cerrahisi (Nöroşirürji) Uzmanı Prof. Dr. Abuzer Güngör, halk arasında ‘delirten hastalık’ veya ‘intihar hastalığı’ olarak da bilinen trigeminal nevralji hakkında önemli bilgiler paylaştı. Bu rahatsızlık, yüzün bir yarısında ortaya çıkan, ani ve şiddetli ağrı ataklarıyla karakterize nörolojik bir durumdur.
Yüzünüze hafifçe dokunduğunuzda ya da sadece yemek yerken birden elektrik çarpması gibi bir acı tüm başınıza yayılırsa, bu tarif edilmesi zor ağrının adı trigeminal nevraljidir. Bazı hastalıklar vardır ki, tetkiklerde kolayca görünmez ama etkisi yaşamı durdurur. Trigeminal nevralji, beşinci kafa siniri olan trigeminal sinirin etkilenmesiyle ortaya çıkar. Bu sinir yüzün duyu bilgisini beyne taşır. Ağrı genellikle yüzün tek tarafındadır, ani başlar ve şimşek çakması gibi keskin, kısa süreli, fakat tekrarlayıcıdır.
Kimler Risk Altında?
Prof. Dr. Güngör, trigeminal nevraljinin belirli gruplarda daha sık görüldüğünü belirtiyor. Hastalığın ortaya çıkmasında çeşitli faktörler rol oynayabilir.
Risk Faktörleri
- Genellikle 50 yaş üstü bireylerde görülür.
- Kadınlarda erkeklere oranla daha sık rastlanır.
- En yaygın neden, trigeminal sinire baskı yapan bir kan damarıdır.
- Nadir durumlarda, tümörler veya multipl skleroz (MS) gibi nörolojik hastalıklar da etken olabilir.
Trigeminal Nevraljinin Belirtileri Nelerdir?
Hastalığın belirtileri oldukça tipiktir ve genellikle günlük aktiviteler sırasında tetiklenir. Prof. Dr. Güngör, bu belirtileri şu şekilde sıralıyor:
- Yanak, çene, dudak ve göz çevresinde hissedilen keskin ve batıcı ağrı.
- Elektrik çarpması benzeri, saniyeler süren şiddetli ağrı atakları.
- Diş fırçalama, konuşma, çiğneme veya yüze dokunma gibi basit eylemlerle ağrının tetiklenmesi.
- Ağrının sıklıkla yüzün sadece tek bir tarafında görülmesi.
Tanı Süreci ve Yanlış Teşhis Riski
Trigeminal nevraljinin tanısı, belirtilerin doğru değerlendirilmesine dayanır. Ancak, semptomların yeri nedeniyle sıklıkla başka hastalıklarla karıştırılabilir.
Trigeminal nevralji, sıklıkla diş ağrısıyla karıştırılır. Pek çok hasta yanlışlıkla diş çektirmiştir. Bu yüzden doğru tanı büyük önem taşır. Tanı klinik öyküyle başlar. Ağrının tipi, süresi ve tetikleyicileri dinlenir. Manyetik Rezonans (MR) görüntüleme ile sinire baskı yapan damar ya da kitle araştırılır.
Modern Tedavi Yöntemleri
Günümüzde trigeminal nevralji için oldukça etkili tedavi seçenekleri mevcuttur. Tedavi, hastanın durumuna göre kişiselleştirilir.
İlaç Tedavisi
Tedavide ilk basamak genellikle ilaçlardır. Antiepileptik ilaçlar, sinirdeki anormal sinyalleri baskılayarak ağrı kontrolü sağlayabilir. Ancak zamanla ilaçların etkisi azalabilir veya yan etkileri hastalar için tolere edilemez hale gelebilir.
Girişimsel Tedaviler (Radyofrekans)
İlaç tedavisinin yetersiz kaldığı veya cerrahiye uygun olmayan hastalar için girişimsel yöntemler bir seçenektir. Bu yöntemde ince bir iğne ile trigeminal sinire ulaşılır ve ağrıyı ileten sinir lifleri özel bir ısı tekniği (radyofrekans) ile devre dışı bırakılır.
Cerrahi Tedavi (Mikrovasküler Dekompresyon)
Mikrovasküler dekompresyon, trigeminal nevralji tedavisinde ‘altın standart’ olarak kabul edilen cerrahi bir yöntemdir. Bu operasyonda, mikroskop altında sinire baskı yapan damar bulunarak sinirden ayrılır ve araya özel bir yastıkçık konulur. Prof. Dr. Güngör, “Günümüzdeki bilgi birikimi, ileri görüntüleme teknikleri ve mikroskobik cerrahi deneyimi sayesinde trigeminal nevralji tedavisinde başarı oranları oldukça yüksektir” diyor.
Tedavide Amaç: Yaşam Kalitesini Artırmak
Prof. Dr. Güngör, tedavinin sadece ağrıyı dindirmekle kalmayıp, hastanın yaşam kalitesini de iyileştirmeyi hedeflemesi gerektiğini vurguluyor.
Trigeminal nevralji yalnızca sinirsel bir hastalık değildir; aynı zamanda psikolojik ve sosyal bir yıkım kaynağı olabilir. Sürekli ağrı çeken hastalar konuşmaktan, yemek yemekten ve hatta gülümsemekten bile kaçınabilir. Bu hastalıkla mücadelede yalnızca ağrıyı değil, yaşam kalitesini de iyileştirmek hedeflenmelidir. Siniri cerrahiyle rahatlatırken, insanın içindeki yaşam enerjisini de yeniden uyandırıyoruz. Gelişmiş mikroskobik cerrahi teknikler sayesinde bu hastalık etkili ve kalıcı şekilde tedavi edilebiliyor.