Trump Dönemi ve FETÖ’nün ABD’deki Belirsiz Geleceği
Fethullah Gülen’in ölümüyle birlikte FETÖ, yalnızca liderini kaybetmekle kalmıyor, aynı zamanda Washington’daki etkili koruyucularını da yitirme tehlikesiyle karşı karşıya. Donald Trump‘ın olası başkanlığı ve Project 2025 olarak bilinen planı, örgütün geleceği için kritik bir dönemeç olabilir. Bu plan kapsamında Trump’ın CIA ve FBI gibi kurumlar üzerinde tam kontrol sağlaması durumunda, FETÖ’nün ABD’deki faaliyetleri ilk defa kapsamlı bir yargısal ve mali denetime tabi tutulabilir.
Bu durum, hem Türkiye’nin hem de ABD’nin FETÖ’ye karşı ortak bir siyasi irade sergilemesi ihtimalini doğuruyor. Bu noktada akıllardaki en önemli soru şudur: Trump, iddia ettiği gibi derin devletle bir hesaplaşmaya girerse, bu hesaplaşma Pensilvanya’daki yapılanmayı da kapsayacak mı?
FBI’ın Göz Ardı Ettiği Finansal Yapı ve Charter Okulları
FETÖ, yıllar içinde Amerika Birleşik Devletleri’nde, özellikle charter okul sistemi üzerine kurulu devasa bir finansal ağ oluşturdu. Bu ağın büyüklüğü ve işleyişi, çeşitli iddialarla gündeme gelmesine rağmen uzun süre dokunulmazlığını korudu.
CNN‘in 2018 yılında yayınladığı bir rapora göre, FETÖ bağlantılı okulların faaliyetleriyle ilgili önemli bulgular şunlardır:
- Finansal Destek: Örgüte bağlı olduğu iddia edilen en az 140 okul, ABD federal eğitim fonlarından her yıl ortalama 700 milyon dolar finansman sağladı.
- Usulsüzlük İddiaları: Bu okullarda “usulsüz ihaleler yapıldığı”, “Türk öğretmenlerin maaşlarından kesintilerle para toplandığı” ve “green card ticareti” yapıldığı gibi ciddi suçlamalar ortaya atıldı.
Bu iddialara rağmen FBI, söz konusu yapılar hakkında kapsamlı bir operasyon başlatmaktan kaçındı. 2016’dan sonra bazı iç denetim raporlarının hazırlandığı belirtilse de bu belgeler hiçbir zaman kamuoyuyla paylaşılmadı. Hatta Wall Street Journal‘ın 2021 tarihli bir haberine göre, bu raporlar “devlet sırrı” statüsüne alınarak erişime kapatıldı.
CIA ve FETÖ Arasındaki Stratejik Ortaklık İddiaları
FETÖ lideri Gülen’in 1999’da ABD’ye yerleşme sürecinde, kendisine verilen destek dikkat çekicidir. The New York Times‘ın 2010 yılında ortaya çıkardığı bilgilere göre, Gülen’in yeşil kart alması için CIA’e yakınlığıyla tanınan eski Ortadoğu uzmanı Graham Fuller, Ulusal İstihbarat Konseyi üyesi George Fidas ve eski diplomat Morton Abramowitz gibi isimler referans mektupları sunmuştur.
Bu ilişkinin, ABD’nin Soğuk Savaş sonrası Orta Asya’daki stratejik hedefleriyle örtüştüğü iddia edilmektedir. FETÖ’nün okulları ve diğer yapıları, ABD istihbarat çevreleri tarafından bölgede “ılımlı model” olarak sunuldu. Özellikle CIA destekli olduğu öne sürülen “Greater Central Asia” projesi çerçevesinde, FETÖ okullarının Kırgızistan, Kazakistan, Tacikistan ve Azerbaycan gibi ülkelerde bir nevi “sosyolojik istihbarat laboratuvarı” olarak kullanıldığı belirtilmektedir. Düşünce kuruluşu Stratfor tarafından 2012’de yayınlanan bir analizde, FETÖ’nün bu bölgelerdeki misyonunun sadece eğitimle sınırlı kalmadığı, aynı zamanda yerel siyasi elitler üzerinde nüfuz kurmayı da amaçladığı vurgulanmıştır.