Trump’ın Gümrük Vergisi Stratejisi ABD Hazinesine Rekor Gelir Sağladı
ABD Başkanı Donald Trump’ın uyguladığı agresif gümrük vergisi politikaları, ticaret ortaklarının tam ölçekli bir ticaret savaşına girmekte tereddüt etmesi sayesinde ABD hazinesine önemli ölçüde gelir sağladı. Uluslararası arenada tepkilerin sınırlı kalması, bu politikanın finansal başarısını pekiştirdi.
Gümrük Gelirlerinde Tarihi Artış
Financial Times’ın raporuna göre, ABD’nin uyguladığı gümrük vergilerine karşı gelen misillemelerin kısıtlı kalması, ülkenin gümrük gelirlerinde tarihi bir artış yaşanmasını sağladı. 2024’ün ikinci çeyreğindeki gümrük geliri rakamları dikkat çekici seviyelere ulaştı.
- 2024 İkinci Çeyrek Geliri: 64 milyar dolar
- Geçen Yılın Aynı Dönemine Göre Artış: 47 milyar dolar
Uluslararası Tepkiler ve Stratejiler
ABD’nin en büyük ticaret ortakları, doğrudan misilleme yapmak yerine farklı stratejiler izlemeyi tercih etti. Bu durum, küresel bir ticaret krizinin önüne geçti.
Ticaret Ortaklarının Temkinli Yaklaşımı
Avrupa Birliği, Meksika ve Brezilya gibi büyük ekonomiler, doğrudan karşılık vermek yerine müzakere masasını seçti. Özellikle AB, Trump yönetiminin 1 Ağustos olarak belirlediği son tarihe rağmen, planladığı karşı tarifeleri uygulamak yerine devam eden görüşmeleri gerekçe göstererek erteleme kararı aldı. Çin’in misilleme vergilerinin etkisi ise sınırlı kaldı; ülkenin gümrük gelirleri Mayıs ayında bir önceki yıla göre sadece %1,9 arttı. Kanada da 155 milyar Kanada doları tutarındaki ilk misilleme paketinin ardından daha temkinli bir duruş sergiledi.
Küresel Markaların Maliyet Yönetimi
Tedarik zinciri uzmanlarına göre, Apple ve Mercedes gibi küresel devler, artan vergi maliyetlerini yalnızca ABD’li tüketicilere yansıtmak yerine uluslararası pazarlara dağıtarak dengelemeye çalıştı.
Proxima’dan Simon Geale, durumu şöyle özetliyor: “Şirketlerin çoğu, tarife maliyetlerini küresel olarak dağıtmayı tercih ediyor. Amerikalılar %5’lik bir fiyat artışını tolere edebilir ama %40’ı edemez.”
Asimetrik Ticaret Yapısının Etkisi
Ekonomistler, ABD’nin dünyanın en büyük tüketici pazarı olmasının, küresel ticaretin asimetrik yapısını ortaya koyduğunu ve bu durumun doğrudan misillemeyi diğer ülkeler için ekonomik olarak riskli hale getirdiğini vurguluyor.
CUNY’den Marta Bengoa, “Günümüzün merkez-çevre sistemi, Trump’a 1930’larda mevcut olmayan bir koz sağlıyor,” diyerek bu avantajı açıklıyor.
Trump’ın %25 ila %50 arasında değişen gümrük vergileri tarihi seviyelerde olsa da, dünyanın gösterdiği temkinli yaklaşım, dünya savaşları arasında yaşanan küresel ticaret çöküşü gibi bir senaryonun tekrarlanmasını engellemiş oldu.