CHP’li Vekilden TBMM Kürsüsünde ‘Beyaz Toros’ Protestosu
CHP Ankara Milletvekili Umut Akdoğan, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’nda, İstanbul Büyükşehir Belediyesi soruşturmasını yürüten bir savcının masasında beyaz Toros oyuncağı bulundurmasına yönelik sert bir tepki gösterdi. Akdoğan, protestosunu kürsüye bir Renault Toros direksiyonuyla çıkarak gerçekleştirdi.
‘Bu Direksiyon Milletin Utancıdır’
Kürsüde elindeki direksiyonu gösteren Akdoğan, bunun sıradan bir direksiyon olmadığını, 90’lı yıllardaki faili meçhul cinayetler ve kayıplarla özdeşleşen ‘Beyaz Toros’a ait olduğunu belirtti. Direksiyonun model yılının bile o karanlık döneme işaret ettiğini vurguladı.
“Bu direksiyon TOGG’un değil Toros’un direksiyonu, Renault Toros’un direksiyonu, bir beyaz Toros direksiyonu. Bunu alırken hurdacıya sordum, ‘Kaç model’ dedim. ’90 ile 94 arasındaki Toroslar böyle çıktı’ dedi. ‘Tam da bu model lazım’ dedim. Bu beyaz Toros direksiyonu, bu memleketin, milletin utancı. Bu, ölüm demek, işkence demek, vicdansızlık demek, gece yarısı alıp götürülmek demek, bir daha bulunamamak demek.”
HSK’ya Çağrı: ‘O Savcı Görevde Kalmamalıdır’
Akdoğan, Cumhurbaşkanı’nın “beyaz Toroslara son verildiği” yönündeki sözlerini hatırlatarak, bir savcının masasında bu sembolü bulundurmasının topluma yönelik bir tehdit olduğunu ifade etti. “Masasının üstüne beyaz Toros koyan savcı Toros kafalıdır” diyen Akdoğan, Hâkimler ve Savcılar Kurulu’nu (HSK) derhal göreve çağırdı.
“Sayın Cumhurbaşkanı’na, Cumhurbaşkanı’nın HSK Başkanı olan Bakanı’na buradan sesleniyorum: Söylediğiniz doğrudur, destekliyorum, beyaz Toroslar bir daha sokakta gözükmemelidir ama beyaz Toros’u masasının üstüne koyan savcı bir gün daha orada oturmamalıdır, derhâl HSK görevini yapmalıdır.”
‘Toros Kafalı’ Zihniyetine Eleştiri
Konuşmasında “Toros kafalı” olarak tanımladığı zihniyeti eleştiren Akdoğan, bu anlayışın günümüzdeki yansımalarına dair çeşitli örnekler sıraladı:
- Gerekçesiz şekilde tutukluları sürgün eden yetkililer.
- Gözaltındaki kişileri savaş suçlusu gibi kaydedip filmini çekenler.
- Lekelenmeme hakkını ve masumiyet karinesini hiçe sayanlar.
- İstenilen ifadeyi alabilmek için şantaj yapan ve aile üyelerini tehdit edenler.
- “Bana bakarak konuşma” diyerek İmamoğlu‘nu tehdit etmeye çalışanlar.
- Şüphelileri belirleyip onlara uygun delil uydurmaya çalışanlar.
İnsan Hakları İhlallerine Vurgu
Akdoğan, kanser hastası Murat Çalık‘ın durumuna da dikkat çekerek, hastane raporuna rağmen cezaevinde tutulmasını ve kötü muamele görmesini kınadı.
“İzmir’deki Eğitim ve Araştırma Hastanesi ‘Cezaevinde yatması uygun değil’ demiştir. Buna rağmen, gecenin üçünde yatağından kaldırıp ‘Seni İstanbul’a, adli tıbba götüreceğiz’ diyenler, orada bile kelepçesini sökmeyenler Toros kafalıdır. Bir saatlik ifadeyi dört günde alan ve Vatan Emniyetten yeni bir Diyarbakır Cezaevi yaratmaya çalışanlar Toros kafalıdır. Hepsine lanet olsun, onları görevde tutanlara da yazıklar olsun.”