Sana Göre Haber

Genetik Devrim: Üç Kişilik DNA Tekniği ile Sağlıklı Bebeklerin Doğumu

Genetik Bir Devrim: Üç Kişilik DNA ile Sağlıklı Bebekler Dünyaya Geliyor

Araştırmacılar, annelerin çocuklarına yıkıcı genetik hastalıkları aktarmasını önlemek amacıyla üç farklı kişiden alınan DNA’yı kullanan deneysel bir yöntem geliştirdi. Bu yenilikçi teknik sayesinde İngiltere’de sekiz sağlıklı bebeğin doğduğu açıklandı. Bu gelişme, kalıtsal hastalıklarla mücadelede önemli bir dönüm noktası olarak kabul ediliyor.

DNA’nın Temelleri ve Mitokondriyal Tehlike

DNA’mızın büyük bir kısmı, hücrelerimizin çekirdeğinde yer alır ve genetik özelliklerimizi belirler. Ancak, hücre çekirdeğinin dışında, mitokondri adı verilen enerji merkezlerinde de az miktarda DNA bulunur. Bu mitokondriyal DNA’daki tehlikeli mutasyonlar, çocuklarda kas zayıflığı, nöbetler, gelişimsel gecikmeler ve organ yetmezliği gibi ölümcül olabilen ciddi hastalıklara yol açabilir. Tüp bebek (IVF) sürecinde yapılan testler bu mutasyonları tespit edebilse de bazı nadir durumlarda sonuçlar net olmayabilir.

Üç Ebeveynli Bebek Tekniği Nasıl Çalışıyor?

CNN International’da yer alan habere göre, bilim insanları bu sorunu aşmak için donör bir yumurtadan alınan sağlıklı mitokondriyi kullanıyor. Bu yöntemde, annenin yumurtasından veya embriyosundan çekirdek genetik materyali alınıyor ve sağlıklı mitokondriye sahip ancak kendi çekirdek DNA’sı çıkarılmış bir donör yumurtasına aktarılıyor. Bu yöntemle ilk bebeklerin 2023 yılında doğduğu bildirilmişti.

Columbia Üniversitesi Doğurganlık Merkezi’ni yöneten ve çalışmaya dahil olmayan Dr. Zev Williams, son araştırmanın önemli bir kilometre taşı olduğunu belirterek, “Üreme seçeneklerinin genişletilmesi daha fazla çiftin güvenli ve sağlıklı gebelikler peşinde koşmasını sağlayacaktır” dedi.

Yasal ve Etik Boyutlar

Bu yöntemin kullanılması, embriyonun üç kaynaktan DNA taşıması anlamına geliyor: annenin yumurtası, babanın spermi ve donörün mitokondrisi. Bu nedenle, uygulamanın yasal hale gelmesi için Birleşik Krallık’ta 2016 yılında bir yasa değişikliği yapılması gerekti. Yönteme Avustralya’da da izin verilirken, ABD de dahil olmak üzere pek çok ülkede yasaklanmıştır. Eleştirmenler, bu tür yeni tekniklerin gelecek nesiller üzerindeki etkilerinin bilinmediği konusunda endişelerini dile getiriyor.

Araştırma Sonuçları ve Uzman Değerlendirmeleri

İngiltere’deki Newcastle Üniversitesi ve Avustralya’daki Monash Üniversitesi uzmanları, New England Journal of Medicine’da yayınlanan makalelerinde, 22 hastanın döllenmiş embriyolarında bu yeni tekniği uyguladıklarını bildirdi. Çalışmanın sonuçları oldukça umut verici:

Francis Crick Enstitüsü’nden Robin Lovell-Badge, doğan sekiz bebekten birinde beklenenden biraz daha yüksek düzeyde anormal mitokondri bulunduğunu, ancak bu seviyenin hastalığa neden olacak kadar yüksek olmadığını belirtti. Yine de bebeğin gelişiminin izlenmesi gerektiğini ekledi.

Oxford Üniversitesi’nde üreme sağlığı uzmanı olan Dr. Andy Greenfield, çalışmayı “bilimsel inovasyonun bir zaferi” olarak nitelendirdi.

Uzmanlar, donörden gelen DNA’nın bebeğin toplam genetik materyalinin %1’inden daha azını oluşturduğunu vurguluyor. Lovell-Badge, “Bir donörden kemik iliği nakli yaptırmış olsaydınız başka bir kişiden çok daha fazla DNA’ya sahip olurdunuz” diyerek bu durumu açıklıyor.

Aileler İçin Yeni Bir Umut Işığı

Birleşik Krallık’ta, bu yöntemle bebek sahibi olmak isteyen her çiftin ülkenin doğurganlık düzenleyici kurumu tarafından onaylanması gerekiyor. Bu ay itibarıyla 35 hastaya bu tekniğin uygulanması için izin verildiği bildirildi. Bu gelişme, özellikle bazı aileler için büyük bir umut kaynağı oluyor.

2006 yılında kızı Lilly’i mitokondriyal bir hastalıktan kaybeden Liz Curtis, bu hastalıktan etkilenen diğer ailelere destek olmak için kızının adına Lily Vakfı’nı kurdu. Curtis, “Hayatlarında fazla umudu olmayan aileler için bu çok heyecan verici” diyerek tekniğin önemini vurguladı.

Exit mobile version