İsrail’in Bölgesel İstikrarsızlık Stratejisi
Uzmanlara göre, İsrail’in Ortadoğu’daki temel motivasyonu, bölgenin gelişmesi veya istikrara kavuşması değil, tam aksine kaos ve belirsizlik ortamının devam etmesidir. İstikrarsız bir Ortadoğu ve ayağa kalkamayan komşu ülkeler, İsrail’in mevcut güvenlik politikasını destekleyen ana unsurlar olarak görülüyor. Bu nedenle İsrail’in bölgedeki gerilimi artırmaya yönelik adımlarına devam etmesi bekleniyor.
Suriye’deki Denge ve İsrail’in Tutumu
İsrail’in bu stratejisi, özellikle Suriye üzerinde belirginleşiyor. Ekonomik olarak kalkınma sürecine giren, dış yatırımları kabul etmeye başlayan ve istikrara kavuşmuş bir Suriye, İsrail’in bölgesel çıkarlarına hizmet etmiyor. Bu nedenle İsrail’in, Suriye’nin toparlanmasına ve yeniden inşa sürecine girmesine müsaade etmeyeceği ve bu süreci engellemek için elinden geleni yapacağı öngörülüyor.
ABD’nin Çatışan Çıkarları ve Bölge Vizyonu
Buna karşılık, eski başkan Donald Trump dönemiyle belirginleşen ABD’nin bölgeye bakışı daha farklı bir boyut taşıyor. ABD için İsrail’in güvenliği her zaman öncelikli olsa da, Washington aynı zamanda bölge ülkeleriyle, özellikle Körfez ülkeleriyle, daha fazla ticaret yapma ve işbirliği geliştirme motivasyonuna sahip. Bölgenin sahip olduğu genç nüfus, enerji kaynakları ve sermaye birikimi, ABD için önemli bir potansiyel barındırıyor.
Ancak İsrail’in saldırgan tutumu, bölge ülkelerini tedirgin ederek ABD’nin ticari hedeflerine zarar verme potansiyeli taşıyor. Çin’in de bölgedeki enerji anlaşmalarıyla artan etkisi, ABD’nin bölgedeki ticari ve jeopolitik çıkarlarını daha da önemli kılıyor.
Ekonomik Baskılar ve Askeri Destek
İsrail’in izlediği politikalar, ekonomik baskılara rağmen devam ediyor. Bu durumun arkasındaki en büyük güç ise şüphesiz ABD’nin sağladığı devasa askeri ve mali destektir.
ABD’nin İsrail’e Mali Desteği
- 1959’dan 2024’e: ABD’nin İsrail’e sağladığı toplam destek 250 milyar doları aştı.
- 2024-2025 projeksiyonu: Yaklaşık 40-50 milyar dolarlık ilave bir askeri destek daha planlanıyor.
İsrail Ekonomisi Üzerindeki Etkiler
Savaş durumu ve bölgesel gerilim, İsrail ekonomisi üzerinde de baskı yaratıyor. Yabancı göçmen işçiler arasında ülkeden kaçışlar yaşanırken, üretim sektöründeki çalışanların savunma sanayine kaydırılması iç piyasada sıkıntılara yol açıyor. İsrail ekonomisi 2023 yılında %1.5 büyürken, 2024 yılı için öngörülen %1.7’lik büyüme oranı, ülkenin nüfus artırma politikası dikkate alındığında neredeyse sıfır büyümeye işaret ediyor. Ancak bu ekonomik baskılar, İsrail’i mevcut politikalarından caydırmıyor.
Trump Faktörü ve Gelecek Belirsizlikleri
Bir tüccar zihniyetiyle hareket eden ve ülkesinin cari açığını azaltmayı hedefleyen Trump için bu durum sürdürülebilir olmayabilir. İran-İsrail geriliminin maliyetinin 12 ila 20 milyar dolar arasında olduğu tahmin ediliyor ve İsrail’in askeri altyapısını yenilemesi için milyarlarca dolara daha ihtiyacı var. Trump’ın bu maliyetleri ne kadar daha karşılamak isteyeceği büyük bir soru işareti olarak duruyor.
İsrail bu noktada Suriye’nin toparlanmasını istemiyor. Buna da müsaade etmeyecek gibi duruyor. Özellikle dış yatırımların gelecek olması, bölgenin tekrar inşa süreci noktasında elinden geldiğince engel olmaya çalışacaktır.
Şu an için ABD’nin müdahalesiyle bir ateşkes sağlanmış gibi görünse de, bu durumun ne kadar süreceği belirsizliğini koruyor.