İsrail’in Suriye’deki Çifte Stratejisi: Baskı ve Müzakere
İsrail, Dürziler ve Bedevi aşiretleri arasındaki çatışkıları gerekçe göstererek Şam’ı bombalarken, Suriye Cumhurbaşkanı Ahmet Şara‘yı iki temel hedefe zorlamayı amaçlamaktadır. İsrail hükümeti, bir yandan Azerbaycan’da Suriye hükümetiyle diplomatik görüşmeler yürütürken, diğer yandan Suriye topraklarındaki işgalini genişletmekte ve başkenti doğrudan hedef almaktadır.
Benzer şekilde ABD, Şara‘yı yaptırımları kaldırma vaadiyle İsrail’le normalleşmeye iterken, Eylül ayında Beyaz Saray’da bir Netanyahu-Şara anlaşması için zemin hazırlamaktadır. Ancak bu süreçte İsrail’in Suriye politikalarına tam destek vermektedir. Bu durum bir çelişki değil, emperyalist ABD ve siyonist İsrail’in karakteristik politika yapma biçimidir. Bu, havuç-sopa taktiğinin ötesinde, zor kullanarak muhatabını masaya oturtmayı ve kendi şartlarını dayatmayı hedefleyen bir hukuk dışı saldırganlıktır.
Güney Suriye İçin Federalizm Planı
İsrail, aylardır Ahmet Şara‘nın Şam’daki iktidar yolunu açarken, aynı zamanda onu silahlı baskı altında tutarak Suriye adına tavizler vermeye zorlamaktadır. Şara‘nın, bilinen diğer adıyla Colani’nin terör örgütü HTŞ’nin İdlib’den Şam’a ilerleyişini kolaylaştırmak için Suriye ordusu mevzilerini vuran İsrail, şimdi de Colani’nin “federal Suriye” planını kabul etmesi için Şam’ı bombalamaktadır.
İsrail’in hedefi üniter bir Suriye değil, federal bir yapıdır. Bu plan dahilinde güneyde Dürzilerin, kuzeyde ise Kürtlerin özerkliğini desteklemektedir. Dürzi özerkliğini Şam ile arasında bir tampon bölge oluşturmak, Kürt özerkliğini ise Türkiye’ye karşı bir koz olarak kullanmak istemektedir. Dürzilerin özerkliği silahla, Kürtlerin özerkliği ise şimdilik siyasi yollarla savunulmaktadır.
Suriye Topraklarında Genişleyen İsrail İşgali
Beşşar Esad rejiminin yıkılmasının ve Colani’ye verdiği desteğin bir karşılığı olarak İsrail, Suriye’yi güneyden işgal etmektedir. ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack‘ın açıkladığı rakamlara göre, Suriye’nin yaklaşık 400 kilometrekarelik toprağı şu anda İsrail işgali altındadır.
İsrail yönetimi, bu işgali kalıcı kılmak ve Şam yönetimini askeri baskı altında tutmak amacıyla bu 400 kilometrekarelik alanda tam 10 askeri üs kurmuştur. Bu üslerden biri, başkent Şam’a sadece 40 kilometre mesafededir. Netanyahu yönetimi, Azerbaycan’da yürütülen görüşmelerde bu toprakların pazarlık konusu dahi olmadığını net bir şekilde ifade etmektedir.
Ankara’nın Stratejik Hatası ve “8 Aralık Devrimi”
Esad’ın devrildiği ve terör örgütü HTŞ’nin Şam’da iktidara geldiği tarih olan 8 Aralık, ne yazık ki Ankara tarafından bir dış politika “başarısı” ve “8 Aralık devrimi” olarak nitelendirilmektedir. Ankara, 15 yıllık ısrarlı politikasının bir sonucu olarak gördüğü bu rejim değişikliğini kendi adına bir kazanç olarak yorumlamakta ve mevcut tabloyu bir “zafer” olarak okumaktadır. Bu hesap, Colani ile kurulan ilişkilerin ve İdlib’de HTŞ’ye sağlanan korumanın yeni Suriye’de Ankara’ya avantaj sağlayacağı varsayımına dayanıyordu.
Colani Üzerindeki Baskı ve İsrail’in Nihai Hedefi
Ancak Esad’ın devrilmesinin Ankara’dan çok Tel Aviv’e yaradığı açıktı. Colani’ye en büyük desteği ABD vermişti; eski büyükelçiler James Jeffrey ve Robert Ford, onu nasıl koruduklarını ve siyasete hazırladıklarını açıklamışlardı. İsrail Başbakanı Netanyahu da Şara‘nın işini kolaylaştırdıklarını kabul etmişti. Mesele artık kimin daha çok destek verdiği değil, kimin desteğiyle Colani’nin Suriye’yi yönetebileceğidir. Ankara ile Washington-Tel Aviv arasında sıkışan Colani, bu durumu idare etmeye çalışmaktadır. İsrail’in son bombardımanları, tam olarak bu sıkışıklığı kendi lehine gevşetmeyi amaçlamaktadır. Unutulmamalıdır ki emperyalist güçler, kullandıkları piyonları işleri bittiğinde bir kenara atmaktan çekinmezler.