İznikli Ustanın 59 Yıllık Sanatı: Çırak Bulunamayan Yorgancılık Mesleği Tehlikede

İznik’te Bir Mesleğe Adanmış 59 Yıl

Bursa’nın İznik ilçesinde yaşayan Ali Topkara, tam 59 yıldır yorgancılık mesleğini icra ediyor. Henüz 13 yaşındayken ailesinin teşvikiyle bir yorgan ustasının yanında çırak olarak başladığı bu yolculukta, bugün mesleğinin son temsilcilerinden biri haline geldi. Çıraklık ve kalfalık dönemlerinin ardından 1980 yılında kendi dükkanını açan dört çocuk babası Topkara, ilerleyen yaşına rağmen el emeği göz nuru yorganlarını müşterilerine ulaştırmaya devam ediyor.

Çırak Bulunamayan Sanatın Hüznü

Bir zamanlar her evde aranan yün yorganlar diken Ali Topkara, mesleğinin altın çağlarında yanında 2-3 kişi çalıştırdığını belirtiyor. Ancak günümüzde talebin neredeyse durma noktasına geldiğini ve yorgancı sayısının bir elin parmaklarını geçmediğini ifade ediyor. Yetiştirdiği çırak ve kalfaların da zamanla farklı mesleklere yöneldiğini dile getiren usta, bu durumun sadece kendi sanatı için değil, pek çok geleneksel meslek için geçerli olduğunu vurguluyor.

“Bu işi sabredemeyen yapamaz. 59 senedir bu işle uğraşıyorum. Şimdi arkadan gelen yok, bir çocuk al buraya, durduramazsın imkanı yok. Mesleğin yavaş yavaş ölüyor olmasına üzülüyorum.”

Vergiden Muaf Ama Gelecekten Umutsuz

Topkara, devletin geleneksel el sanatlarını yaşatmak amacıyla 20 meslek dalını vergiden muaf tuttuğunu, yorgancılığın da bunlardan biri olduğunu belirtiyor. Ancak bu desteğin tek başına yeterli olmadığını, asıl sorunun zanaatı devralacak yeni nesillerin yetişmemesi olduğunu söylüyor.

“Bu insanlar neyle yatacak, neyle kalkacak? Bu da bir mesele. Kültür yok oluyor işte. Bütün meslek dalları bitiyor. Tamirci, yorgancı, terzi bitiyor.”

Son Kuşaktan Devlete Çağrı

Ali Topkara, mesleğin geleceği için tek umudun devlet desteğiyle açılacak kurslar ve çırak yetiştirme programları olduğunu düşünüyor. Kendi ustasının vefat ettiğini ve kendilerinden sonra bu sanatı sürdürecek kimsenin kalmayacağını üzülerek ifade ediyor.

“Devlet el atarsa, bir yer açar, çırak yetişir, bu iş yürür. Yani devlet buna sahip çıkmazsa bu da yarın ölecek. Biz zaten son kuşağız. Benim ustam öldü, biz de öleceğiz. Arkadan gelen yok. Yurt dışında yorganlarımızın kıymeti biliniyor ama biz bilmiyoruz.”