Mimar Sinan’ın Unutulan Mirası: İstanbul’daki Eserleri Neden Kaderine Terk Edildi?

Mimar Sinan’ın Mirası Tehlikede: İstanbul’daki Eserleri Neden İhmal Ediliyor?

Osmanlı İmparatorluğu’nun başmimarı Mimar Sinan, vefatının 437. yıldönümünde anılırken, yüzyıllara meydan okuyan eşsiz eserlerinden bazıları günümüzde ilgisizlik ve ihmal nedeniyle kaderine terk edilmiş durumda. İktidar yetkilileri, başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere, sıkça Mimar Sinan’dan övgüyle bahsetse ve yeni projelere onun adını verse de, mimarın kendi mirası aynı değeri görmüyor.

Mimar, sanatsever ve öğrencilere ilham kaynağı olmaya devam eden Koca Sinan’ın İstanbul’daki bazı paha biçilmez yapıları unutulmuş ve yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Cumhuriyet, bu durumu ve restorasyon kurbanı olan eserleri Arkeolog Ömer Faruk Yavaşçay ile mercek altına aldı.

İstanbul’un Orta Noktası Taşı: Unutulmuş Bir Hazine

Mimar Sinan’ın en dikkat çekici ancak en az bilinen eserlerinden biri, Kanuni Sultan Süleyman’ın emriyle şehrin tam merkezine yerleştirilen silindir şeklindeki ‘İstanbul’un orta noktası taşı’. Bugün taşın önemli bir kısmı toprağın altında kalmış, etrafı kaldırım taşlarıyla çevrilmiş ve üzerinde ciddi çatlaklar bulunuyor.

Arkeolog Yavaşçay, taşın durumunu şöyle anlatıyor: “Ziyaret edilebiliyor ama yanından geçen insanlar bile taşın farkında değil. İlk önce taşın restore edilmesi gerekiyor. Çünkü taşın yarısı toprağın altına girmiş durumda. Etrafı da kaldırım taşlarıyla çevrelenmiş ve eserin bir kısmını kapatmış. ‘İstanbul’un Orta Noktası’ taşının üzerinde çatlaklar mevcut. Ayrıca buranın önemini bilen bazı kişiler taştan parçalar çalıyor. Bunu önleyebilecek ne bir güvenlik ne de bir kamera var.”

Yavaşçay, eserin korunması için yanına bir müze açılması, tarihsel ve restorasyon sürecinin anlatılması ve bir hediyelik eşya bölümüyle tanıtımının yapılması gerektiğini öneriyor.

Image

Mimar Sinan Mescidi: Orijinalliğini Yitirmiş Bir Yapı

Fatih ilçesinde bulunan Mimar Sinan Mescidi, yok olma tehlikesiyle yüzleşen bir diğer eser. Minarenin dışında kalan kısımları tamamen değiştirilerek orijinal yapısından uzaklaştırılmış ve sıradan bir mahalle camisine dönüştürülmüş durumda.

Yavaşçay, bu eser için şu tespitlerde bulunuyor: “Buranın tekrar orijinaline en yakın haliyle restore edilmesi gerekiyor. Ayrıca buranın önünde yine Mimar Sinan’ın yapmış olduğu bir çeşme var. Çeşme de yerin altında kalmış durumda. Tekrar gün yüzüne çıkarılması gerekiyor. Bir de etrafı dikenli tellerle çevrilmiş. Tüm bunların düzeltilmesi gerekiyor.”

Image

Haramidere Köprüsü: Ulaşılması İmkansız Tarih

Büyükçekmece’deki Haramidere Köprüsü, çarpık kentleşmenin kurbanı olmuş bir başka Sinan eseri. E5 Karayolu üzerindeki bir kavşağın ortasında kalan köprüye ulaşım neredeyse imkansız hale gelmiş durumda. Yavaşçay, insanların ziyaret edebilmesi için alana bir altgeçit veya üstgeçit yapılmasının ve güvenlik önlemlerinin alınmasının şart olduğunu belirtiyor.

Image

Kara Ahmet Paşa Camii ve Diğerleri

Topkapı’da bulunan Kara Ahmet Paşa Camii de ihmal edilen yapılar arasında. Cami kompleksindeki türbenin kubbe kısmındaki kurşunların döküldüğü ve yapının bakımsız kaldığı görülüyor.

Uzman Görüşü: “Tarihi Eser Sevgisi Küçük Yaşta Aşılanmalı”

Arkeolog Yavaşçay, tüm bu eserlerin acilen orijinaline en uygun şekilde restore edilerek ziyarete açılması gerektiğini vurguluyor. Hem yetkililerin hem de toplumun tarihi mirasa yeterli özeni göstermediğini belirten Yavaşçay, çözüm önerisini şu sözlerle noktalıyor:

“Okullarda tarih dersleri veriyoruz ama tarihi eserleri tanıtıp, sevdirmiyoruz. Küçük yaştan itibaren çocuklara tarihi eser sevgisinin aşılanması lazım. Gelişmiş ülkelerde böyle değil, o ülkelerde çocukları tarihi eserlere götürüyorlar, bunlara sahip çıkmaları gerektiği anlatılıyor. Bizde ise okullarda yılda bir kere tarihi yerlere gezi oluyor ve hızlıca geçiştiriliyor, neyin ne olduğu anlaşılmıyor.”