Pınar Kür’ün Mirası ve Raflardaki Yeni Hazineler: Devrim Mutfağı ve Barut

Edebiyatımızın Cesur Kalemi Pınar Kür’e Veda

Türk edebiyatının en cesur kadın seslerinden biri olan Pınar Kür, sonsuzluğa uğurlandı. O, hayatın, edebiyatın ve kadın olmanın karmaşık dokusunu kelimelerle ören, incelikle işleyen bir yazardı. Sadece bir yazar değil, aynı zamanda bir arkadaş, bir yoldaş; Diyarbakır’da, Adana’da veya Havana’da her zaman cesur ve dimdik duran bir insandı. Duruşuyla da örnek olan Kür, edebiyatın sadece bilinen değil, bilinmeyen dünyalara da yeni ufuklar açabileceğini kanıtladı.

Pınar Kür, okurlarına eşsiz bir okuma keyfi ve mutluluğu sundu. Kullandığı özgün dilin ve yazılarındaki o kendine has “müziğin” bunda büyük payı vardı. Ataerkil düzene karşı hem bireyi hem de toplumu sorguladı; bazen öfkeli, bazen ironik ama her zaman bilinçli bir sorgulamaydı bu.

PEN Yazarlar Derneği’nin duyurusunda da vurgulandığı gibi, öykü ve romanlarında kadın kimliğini, toplumsal ve bireysel baskıları ve özgürlük arayışını merkeze aldı.

Kür, okurlarının vicdanına kazınan karakterler yarattı ve en çok kadın hikâyelerini anlattı. Susturulan kadınları, görünmez acıları ve bastırılan arzuları ete kemiğe büründürdü. Asılacak Kadın’da idam sehpasındaki bir kadını, Yarın Yarın’da ise özgürlüğün eşiğindeki bir genç kadının çırpınışlarını okuduk. Bir Cinayet Romanı’nda ise “faili meçhul” denilerek üstü örtülen gerçeklerin aslında ne kadar yakınımızda olduğunu gösterdi. Pınar Kür cesurdu; cinselliği yazmaktan korkmadı. Dirençliydi; yasaklanan kitaplarını, kalemini ve düşüncesini her zaman savundu. Sevgili Pınar, artık dinlenebilirsin. Başta biricik oğlu Emrah Kolukısa olmak üzere tüm sevenlerine sabır diliyorum.

Devrimcilerin Sofrası: “Devrim Mutfağı” İncelemesi

Edebiyatın sunduğu eşsiz mutluluğu son bir haftada iki kitapla yeniden yaşadım. Bunlardan ilki, Umur Talu ve Dr. Bengi Başaran’ın birlikte kaleme aldığı “Devrim Mutfağı” oldu. Gastronomi ve mutfak kültürü uzmanı Bengi Başaran ile usta gazeteci Umur Talu’nun bu eseri, yavaş yavaş, sindire sindire okunacak bir başyapıt.

İkili, tarihe geçmiş devrimcilerin yeme içme alışkanlıklarını, mutfak zevklerini ve devrimci eylemleriyle günlük yaşamları arasındaki bağı inceliyor. Bunu yaparken düne ve bugüne köprüler kuruyor, muhteşem bir ironi, mizah ve hiciv dili kullanıyorlar. Bu kitap sadece mideye değil, aynı zamanda kalbe, akla ve en çok da ruha sesleniyor. Toplumsal belleği canlandırırken bireysel coşkuyu tetikliyor, sadece yeme iştahını değil, devrimden devrime ilerleme iştahını da açıyor. Teşekkürler Umur Talu.

Marx’tan Lenin’e, Napolyon’dan Churchill’e, Atatürk’ten Che’ye ve Deniz Gezmiş’e kadar birçok ismin sofrasına konuk olurken, düşünce ve siyasetin sofranın tuzu biberi haline geldiğini görüyorsunuz. Akıllı, akıcı ve çok lezzetli bir kitap. (Kafka Kitap)

Mine Kırıkkanat’tan Bir Özyaşam Hikâyesi: “Barut”

Meslektaşım ve gazetemizin yazarı Mine Kırıkkanat’ın yeni kitabı “Barut”u elime alır almaz bir solukta bitirdim. Kırıkkanat’ın gürül gürül akan, zengin Türkçesini bilenler zaten bilir. “Barut”, kronolojik bir sıralama izlemeyen bir özyaşam hikâyesi. Tarihsel ve bireysel olaylar arasında ileri geri sıçramalarla, gözlemlerle, deneyimlerle ve analizlerle ilerliyor.

Bazıları sevgili arkadaşımı fazla sivri dilli, fazla eleştirel ve fazla öfkeli bulabilir. Hatta onu agresif veya saldırgan olarak niteleyenler de vardır. Bu kitabı okuduktan sonra Mine’nin tepkilerini, o sert ve öfkeli dilin ardındaki hassasiyeti daha iyi anladım. Çocukluğundan itibaren yaşadıkları, düşünceleri ve kendini ifade ediş tarzı bir bütünlük oluşturuyor ve bu da anlattıklarını son derece inandırıcı kılıyor.

Kitap, hem yakın tarihimizin hem de bireysel bir öykünün ardındaki karanlık noktalara ışık tutuyor. Yaşar Kemal, Çetin Altan, Ahmet Altan, Mehmet Altan, Harun Karadeniz, Melih Cevdet Anday, İlhan Selçuk, Ali Sirmen, Nadir Nadi, Abdi İpekçi, Demirel, Ecevit gibi birçok ismin bilinen ve bilinmeyen yüzleriyle bir geçit töreni sunuyor. Kitabın sonunda kendimi, devamı niteliğindeki “Ateş” kitabını sabırsızlıkla beklerken buldum. (Kırmızı Kedi)