Trump Yönetiminin Gümrük Vergisi Baskısı Asya’yı LNG Anlaşmalarına Yönlendiriyor
Asya ülkeleri, Başkan Donald Trump yönetiminin yabancı mallara yönelik kapsamlı gümrük vergilerinden kaçınmak amacıyla Washington ile yürüttükleri müzakerelerde daha fazla ABD sıvılaştırılmış doğal gazı (LNG) satın almayı bir koz olarak kullanıyor. Ancak analistler, bu stratejinin ilgili ülkelerin uzun vadeli iklim hedeflerine ve enerji güvenliğine ciddi zararlar verebileceği konusunda uyarıyor. ABD’nin Asya’ya LNG satma çabaları Trump öncesine dayansa da, başkanın ticaret anlaşmalarına yönelik agresif tutumu bu süreci hızlandırdı.
Asya Ülkelerinden Gelen LNG Hamleleri
Bu strateji doğrultusunda birçok Asya ülkesi somut adımlar atmaya başladı. Örneğin, Vietnam Başbakanı, süper soğutulmuş yakıttan daha fazla alma gerekliliğini vurguladı ve hükümeti, Mayıs ayında bir Amerikan şirketiyle gaz ithalat merkezi kurmak için anlaşma imzaladı. Benzer şekilde, Japonya’nın en büyük enerji şirketi JERA, Haziran ayında 2030’dan itibaren geçerli olacak şekilde yılda 5,5 milyon metrik tona kadar ABD gazı almak için 20 yıllık yeni sözleşmelere imza attı.
Gündemdeki Alaska LNG Projesi ve Bölgesel İlgi
ABD’nin LNG ihracatını artırma planlarının merkezinde 44 milyar dolarlık Alaska LNG projesi yer alıyor. Trump, bu projeyi Alaska’nın geniş Kuzey Yamacı’ndan güneydeki bir sıvılaştırma tesisine gaz taşıyarak ve Panama Kanalı’nı by-pass ederek doğrudan Asya’ya ihracat yapma fırsatı olarak tanıtıyor. Bu çağrıya yanıt veren ülkeler ise şunlar:
- Güney Kore: Projede iş birliği yapmak üzere Trump ile görüştü ve yetkilileri Haziran ayında sahayı ziyaret etti.
- Tayland: Amerikan yakıtı için uzun vadeli bir anlaşma teklif etti ve yaklaşık 1.300 kilometrelik bir boru hattı inşa edecek olan Alaska projesine ilgi gösterdi.
- Filipinler: Alaska’dan gaz ithal etme seçeneğini değerlendiriyor.
- Hindistan: Washington ile olan ticaret fazlasını azaltmak amacıyla ABD enerji sevkiyatları üzerindeki ithalat vergilerini kaldırmayı planlıyor.
Uzman Görüşü: Stratejinin Sürdürülebilirlik ve Enerji Hedeflerine Etkisi
Uzmanlar, bu LNG anlaşmalarının Asya’nın yenilenebilir enerjiye geçişini yavaşlatabileceği konusunda endişeli. APAC Energy Consultancy’den Tim Daiss, durumu şöyle özetliyor:
“Trump daha fazla ABD LNG’si satın almaları için Asyalı ticaret ortakları üzerinde baskı kurdu. Japonya, ‘yakıtın içinde boğulmasına’ rağmen daha fazla almayı kabul etti ve fazlasını Asya’nın büyüyen ekonomilerine aktarmak için projeleri ve sözleşmeleri iptal etmek zorunda kaldı. Bu, Güneydoğu Asya’nın sürdürülebilirlik hedefleri için iyi değil.”
Yenilenebilir Enerji Hedefleri Raydan Çıkabilir mi?
Norveç Uluslararası İlişkiler Enstitüsü’nden Indra Overland, uzun vadeli LNG anlaşmalarının ülkeleri modası geçmiş altyapılara mahkum edebileceğini belirtiyor. Boru hatları ve terminaller gibi pahalı yatırımlar, daha ucuz ve temiz olan güneş veya rüzgar enerjisine geçişi zorlaştırıyor. Ayrıca, birçok LNG sözleşmesi, hükümetleri yakıtı kullanmasalar bile ödeme yapmaya zorlayan “al ya da öde” maddeleri içeriyor. Enerji Ekonomisi ve Finansal Analiz Enstitüsü’nden Christopher Doleman, Pakistan örneğinde olduğu gibi, yenilenebilir enerji yaygınlaştıkça ülkelerin ihtiyaç duymadıkları gaza para ödemek zorunda kalabileceği uyarısında bulunuyor.
LNG Anlaşmalarının Ekonomik ve Jeopolitik Riskleri
Uzmanlara göre, Asya ülkelerinin ABD ile olan ticaret açıklarını sadece LNG ithalatıyla kapatması matematiksel olarak pek mümkün değil. Doleman’a göre, Güney Kore’nin açığı kapatması için yılda 121 milyon metrik ton LNG ithal etmesi gerekiyor ki bu, ABD’nin geçen yılki toplam küresel ihracatından %50 daha fazla. Ayrıca, Alaska LNG projesinin ekonomik olmaması, Çin çeliğine uygulanan gümrük vergilerinin inşaat maliyetlerini artırması ve küresel LNG bolluğunun fiyatları düşürme potansiyeli gibi ek engeller de mevcut.
Enerji Güvenliği Endişeleri
Analistler, uzun vadeli ABD LNG sözleşmelerine bağımlı kalmanın bölgesel enerji güvenliğini de tehdit edebileceğini vurguluyor. Indra Overland, “ABD çok öngörülebilir bir varlık değil. Ve oradan gelen enerjiye güvenmek çok riskli bir teklif,” diyor. Rusya’nın Ukrayna’yı işgali sırasında Asya’ya yönelik LNG kargolarının Avrupa’ya yönlendirilmesi, bu riskin somut bir örneği oldu. Zero Carbon Analytics’ten Dario Kenner‘a göre, asıl çözüm Asya’nın kendi enerji güvenliğini artırmasında yatıyor:
“Güneydoğu Asya’nın güneş ve rüzgar potansiyelinin sadece yüzde 1’inin kullanıldığı göz önüne alındığında, artan elektrik talebini karşılamak için gerçek seçenekler var. Mesele sadece LNG inşa etmek değil.”