Gazze’deki İnsani Kriz ve Uluslararası Tepkisizlik
İşgalci İsrail’in Gazze’ye yönelik yaklaşık iki yıldır devam eden işgal ve soykırım politikası, şiddetini artırarak sürdürüyor. Sömürgeci ABD ve Avrupa’dan destek alan Siyonist güçlerin okulları, çadırları ve pazarları bombaladığı, hayatta kalan Müslümanların ise açlıkla mücadele ettiği belirtiliyor. Gazze’nin dört bir yandan kuşatma altında olduğu ve geçtiğimiz günlerde Suriye’nin başkenti Şam’ın da bombalandığı vurgulandı.
Toplantıda, İslam ülkeleri yöneticilerinin bölgeye bir lokma ekmek veya bir yudum su dahi ulaştıramadığı, ABD-İsrail ortaklığındaki sözde “insanî yardım dağıtım noktalarının” ise adeta birer ölüm tuzağına dönüştüğü ifade edildi. Sivillerin bir çuval un alabilmek için ölümü göze aldığı ve bu noktalarda her gün onlarca masum sivilin keyfi şekilde katledildiği dile getirildi.
Yaklaşık iki yıldır devam eden bu trajedi karşısında, İslâm İşbirliği Teşkilatı (İİT) üyesi 57 devletin sadece kınama mesajları yayımladığı, ancak işgalci varlığa karşı caydırıcı ve somut adımlar atmadığı eleştirildi. Bu pasif tutumun işgalcileri daha da cesaretlendirdiği kaydedildi.
Adana’da Geniş Katılımlı İstişare Toplantısı
Gazze’nin bu yalnızlığına son vermek ve yöneticiler, âlimler, dernekler ile siyasi partilerin sorumluluklarını ele almak amacıyla önemli bir adım atıldı. İstanbul, Ankara, İzmir ve Van’ın ardından 18 Temmuz Cuma günü Adana’da, Köklü Değişim‘in ev sahipliğinde ve Aziz Terzi’nin moderatörlüğünde geniş katılımlı bir “Gazze İstişare Toplantısı” gerçekleştirildi.
Toplantı Sonucunda Öne Çıkan Çözüm Önerileri
Toplantı sonunda, Gazze’deki krize yönelik acil ve uzun vadeli çözüm önerileri şu şekilde sıralandı:
- Terör varlığı İsrail ile diplomatik ilişkilerin derhal kesilmesi ve Türkiye’deki tüm İsrail diplomatlarının sınır dışı edilmesi.
- İşgalci varlıkla yapılan doğrudan ya da dolaylı tüm ticaretin kanunen yasaklanması.
- İşgal ordusunda görev alan ve bebek katillerine destek veren çifte vatandaşların vatandaşlıktan çıkarılması.
- Ülke genelindeki boykot çalışmalarının genişletilerek toplumsal alandan siyasal alana taşınması.
- Somut adımların atılması için büyük mitinglerin düzenlenmesine devam edilmesi.
- Sorunların Kur’an ve Sünnet çerçevesinde, imanî bir yaklaşımla ele alınması.
- Tabelacılığın terk edilerek Müslümanlar arasında vahdetin sağlanmasına yönelik adımlar atılması.
- Yöneticileri harekete geçmeye çağırmanın yanı sıra, yeni nesillerin İslam ile yetişmesi için güçlü çalışmalar yapılması.
- Meselenin bir Filistin-İsrail sorunu olarak değil, bir hak ile batıl mücadelesi olarak görülmesi ve bu doğrultuda toplantılar yapılması.
- Sosyal medya platformlarının aktif kullanılarak Müslümanların ortak paydada birbirine destek olması.
- 57 İslam ülkesinin askeri ve ekonomik gücünün küçümsenmemesi ve bu gücün Gazze’nin kurtuluşu için seferber edilmesi.
- İslam ülkelerinin, ekonomik ve askeri olarak ABD ile Avrupa’nın güdümünden kurtulması.
- Müslümanların ve İslâmî camiaların, Gazze için üzerlerine düşen vazifeleri ayrım gözetmeksizin yerine getirmesi.
- Özel ve genel çalışmalarda Hilafet söylemlerinin artırılması; zira ‘Halife kalkandır’ hadisi gereği mazlum coğrafyaların kurtuluşunun Hilafet ile mümkün olacağı vurgulandı.