Anıtkabir Yakınındaki Cami Projesi 4. Kez Mahkemeden Döndü: Bakanlığın Planı da İptal Edildi

Ankara 3. İdare Mahkemesi, Türkiye’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün anıt mezarı Anıtkabir‘e yakın bir alanda yapılması planlanan cami inşaatına bir kez daha ‘dur’ dedi. Mahkeme, bölgenin ‘ibadet alanı’ olarak değiştirilmesine yönelik Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından yapılan imar planı değişikliğini iptal ederek, projeye dördüncü kez engel oldu. Daha önce Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin (ABB) yaptığı üç imar planı değişikliği de mahkemelerce iptal edilmişti.

Yıllardır Süren Hukuk Mücadelesi

Anıtkabir’e yaklaşık 300 metre mesafede, Beşevler metrosunun arkasında yer alan arazinin statüsü, yıllardır hukuki tartışmalara konu oluyor. Süreç, ilk olarak 2016 yılında, dönemin Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek tarafından arazinin ‘eğitim alanı’ statüsünden ‘ibadet alanı’ statüsüne çevrilmesiyle başladı. Bu karara karşı çıkan yurttaşlar ve sivil toplum kuruluşları, inşaatın Anıtkabir’in silüetine zarar vereceğini savundu.

Mimarlar Odası Ankara Şubesi‘nin konuyu yargıya taşıması üzerine mahkeme, imar planı değişikliğini iptal etti. Ancak, Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından 2019 (Mustafa Tuna dönemi) ve 2023 (Mansur Yavaş dönemi) yıllarında benzer plan değişiklikleri tekrarlandı ve bu girişimler de idare mahkemesi tarafından geçersiz kılındı.

Bakanlık Devreye Girdi, Mahkeme Yine İptal Etti

En son iptal kararının Ekim 2024’te verilmesinin ardından bu defa Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı devreye girerek söz konusu alan için yeni bir imar planı değişikliği hazırladı. Bu değişikliğe karşı açılan davayı karara bağlayan Ankara 3. İdare Mahkemesi, alanın ibadet alanına dönüştürülmesi işleminin yürütmesini durdurma kararı aldı.

Mahkeme kararında, imar planı değişikliklerinin “kamu yararı amaçlı, teknik ve nesnel gerekçelere dayanılarak” yapılması gerektiğinin altı çizildi. Kararda ayrıca, “Dava konusu plan değişiklikleri yapılırken Ankara 6. İdare Mahkemesinin (Ekim 2024 tarihli) kararının göz önünde bulundurulmadığı görülmüştür” ifadelerine yer verildi.