Avrupa’da Rekor Düzeyde Orman Yangını: Yanan Alan Lüksemburg’u Aştı
Avrupa, bu yıl benzeri görülmemiş orman yangınlarıyla mücadele ediyor. Avrupa Orman Yangınları Bilgi Sistemi (EFFIS) verilerine göre, 15 Temmuz itibarıyla kıta genelinde yanan toplam alan 231.539 hektara ulaştı. Bu rakam, yılın bu dönemi için 105.586 hektar olan uzun vadeli ortalamanın yüzde 119 üzerinde bir artışa işaret ediyor ve neredeyse Lüksemburg’un yüzölçümüne denk geliyor.
Son haftalarda yaşanan yangınlar, on binlerce insanı evlerini terk etmeye zorladı. Türkiye’de en az üç kişi hayatını kaybederken, Katalonya’da sokağa çıkma yasakları ilan edildi, Girit’te toplu tahliyeler yapıldı ve Marsilya çevresinde büyük yıkımlar meydana geldi. Bu yıkıcı tablo, yaz ilerledikçe daha da kötüleşme potansiyeli taşıyor.
Global Forest Watch araştırma görevlisi Sarah Carter, “Bu yılın oldukça aşırı göründüğünü görebiliyoruz. Bu belki de beklenen bir şey çünkü 2023’ün kayıtlardaki en sıcak yıl olduğunu biliyoruz, 2024 kayıtlardaki en sıcak yıldı, dolayısıyla bu sıcak ve kuru koşulların devam etmesini bekliyoruz” diyor.
İklim Değişikliği ve Yangınların “Mükemmel Fırtınası”
Uzmanlar, mevcut durumu bir “mükemmel fırtına” olarak nitelendiriyor. Sarah Carter, “Sıcak hava dalgaları, kuraklık ve ayrıca orman yangınlarını tetikleyen ormanlarımızı yönetme şeklimiz bu tür mükemmel bir fırtına” diyerek durumu özetliyor.
Artan Yangın Sayısı ve Genişleyen Sezon
EFFIS verileri, sadece yanan alanın değil, aynı zamanda yangın sayısının da arttığını gösteriyor. 15 Temmuz itibarıyla kaydedilen 1.230 yangın, 478 olan ortalamanın oldukça üzerinde. Bu artışın önemli bir kısmı, Şubat ve Mart aylarında batı ve orta Avrupa’yı etkileyen kuru ve sıcak hava koşullarından kaynaklandı.
Fosil yakıtların neden olduğu sera gazı emisyonlarındaki artış, yaz mevsimlerinin uzamasına ve daha sıcak geçmesine yol açıyor. Sarah Carter, bu durumu şöyle açıklıyor: “Eğer bir yangın sezonu normalde yaz ortasında birkaç çok sıcak ayda yoğunlaşıyorsa, iklimin ısınma şekli nedeniyle bunun her iki tarafına doğru genişleyecektir. Sıcak yaz mevsimi temelde genişliyor.”
Karbon Emisyonlarının Yıkıcı Döngüsü
Atmosferdeki karbon artışı, daha az yağış ve daha yüksek sıcaklıklar anlamına geliyor. Bu durum, ormanları kurutarak yangınlara karşı savunmasız bırakıyor. Copernicus Atmosfer İzleme Servisi (CAMS) kıdemli bilim adamı Mark Parrington’a göre, 16 Temmuz’a kadar AB ülkelerindeki yangınlardan kaynaklanan toplam karbon emisyonu 1.9 megaton olarak tahmin ediliyor. Bu emisyonlar, küresel ısınmayı hızlandırarak yangınların daha da şiddetlenmesine neden olan yıkıcı bir döngü yaratıyor.
Hangi Ülkeler Yangınlardan En Çok Etkilendi?
Bu yıl yangınların etkisi Avrupa genelinde hissedilse de bazı ülkeler özellikle ön plana çıktı.
- Türkiye: Haziran sonu ve Temmuz başında yaşanan büyük ölçekli yangınlar, yılın bu dönemi için rekor düzeyde yanan alan ve emisyon rakamlarına yol açtı. Parrington’a göre, Türkiye’deki emisyonlar 22 yıllık GFAS veri setinde rekor seviyeye ulaştı ve şimdiden yıllık ortalamanın iki katına çıktı.
- İngiltere: Özellikle İskoçya’daki büyük yangınların ardından İngiltere’deki yangın emisyonları son 22 yılın en yüksek seviyesine ulaştı.
- Yunanistan: Yangınlara eğilimli olan ülkede, bu yıl yanan alan toplamı normalin üzerinde seyrediyor.
- Romanya: EFFIS verilerinde en dikkat çeken ülke ise Romanya oldu. Yıllık ortalama 23 bin hektar alan yanarken, bu yıl bu rakam 123 bin hektara fırladı. Yetkililer bu durumu, yılın başındaki anormal kuru ve sıcak koşullara bağlıyor.
Kuzey ve Güney Avrupa Arasındaki Fark
Sarah Carter, “Tüm Avrupa yanıyormuş gibi görünebilir, ama aslında kuzey Avrupa yangına karşı oldukça dirençli” diyor. Geçen yıl Avrupa’daki ağaç örtüsü kaybının sadece yüzde 3’ü yangından kaynaklanırken, büyük çoğunluğu ormancılık faaliyetlerinden kaynaklandı. Ancak Portekiz, Yunanistan ve İspanya gibi Güney Avrupa ülkelerinde yangınların orman kaybındaki payı çok daha yüksek.
Mücadele, Yönetim ve Geleceğe Bakış
Carter, yangınlarla mücadelede daha iyi orman yönetiminin kritik olduğunu vurguluyor. Mozaik desenli, farklı bitki örtüsüne sahip ve okaliptüs gibi yanıcı türlerden arındırılmış ormanlar oluşturmak önem taşıyor. Ancak bazı durumlarda, aşırı kuru koşullar ve şiddetli rüzgarlar nedeniyle “bazı yangınlarla artık mücadele edilemiyor.”
Bu noktada, EFFIS ve Global Forest Watch gibi erken uyarı sistemleri hayati önem kazanıyor. Carter, yazın geri kalanı için beklentilerini şöyle dile getiriyor: “İnsanların hava kalitesinin kötüleşmesine, evlerine ve geçim kaynaklarına yönelik tehlikelere karşı hazırlıklı olmaları ve bu güney bölgelerine giden turistlerin farkında olmaları gerektiğini düşünüyorum.”