Boğaziçi’ndeki Tartışmalı İsim Sayıştay’a Atandı
Boğaziçi Üniversitesi’nde 209 kişilik personel alım komisyonunda görev alan ve hakkında rüşvet soruşturması iddiaları bulunan Genel Sekreter Yardımcısı Mustafa Candan, üniversitedeki görevinden ayrıldı. Candan’ın yeni görev yerinin Sayıştay olduğu öğrenildi. Eğitim-Sen İstanbul Üniversiteler Şubesi Örgütlenme Sekreteri ve Boğaziçi Üniversitesi çalışanı Şenol Solum, yaşananları ve Candan’ın ardında bıraktığı mirası değerlendirdi.
Üniversitede Kurduğu Baskı ve Davranışları
Şenol Solum, Mustafa Candan ismini ilk olarak Genel Sekreter Yardımcısı olarak atandığında duyduklarını belirtti. Solum, Candan’ın göreve başlar başlamaz sergilediği tutumu şu sözlerle anlattı: “Geldiği andan itibaren, hiçbir açıklama ya da kurumsal nezaket göstermeden akademik ya da idari birimlere giriyor, gittiği her yerde koşulsuz saygı bekliyordu. Kendisiyle ilk kez karşılaşan personele ‘Mustafa Candan’ı nasıl tanımazsınız?’ diyerek baskı kurmaya çalıştığı olaylar yaşandı.”
Sendika Dayatması ve Tahliye Baskısı İddiaları
Candan’ın özellikle sözleşmeli personele yönelik sendikal baskı uyguladığına dikkat çeken Solum, ciddi iddialarda bulundu: “Sözleşmeli personele Eğitim Bir Sen üyelik formları zorla imzalatılıyor, imzalamayanlar sürgünle tehdit ediliyordu. Bu formların personel evrakları arasına bizzat Candan tarafından yerleştirildiğini biliyoruz.”
Solum, Candan’ın adının öğrenci kulüplerinin odalarından çıkarılması, spor alanlarının boşaltılması ve barınak gibi birimlerin taşınması gibi işlemlerde de sıkça geçtiğini belirterek, “Emeklilik tehdidiyle geri çekilmeye zorlanan birim sorumluları ya da susturulmak istenen öğrencilere karşı üniversite yönetiminin uygulayıcı yüzü yine oydu” diye konuştu.
Akademik Merkezlerin ‘Mavi Poşetle’ Boşaltılması
Boğaziçi Üniversitesi’nde akademik değeri yüksek birimlerin tahliyesi sırasında da Candan’ın bizzat sahada olduğu ifade edildi. Solum, hafızalara kazınan bu süreci şöyle anlattı:
“TETAM ve Barış Araştırmaları ve Eğitim Merkezi gibi merkezlerin ani ve gerekçesiz biçimde yerlerinden edilmesi sırasında, dosyalar ve evraklar mavi çöp poşetlerine doldurularak taşındı. Bu görüntüler üniversite kamuoyunun hafızasına kazındı. Artık ‘mavi poşet’, Boğaziçi’nde akademik değerlere yönelik keyfi müdahalelerin simgesidir.”
Lojman Karşılığı Sendika Üyeliği Şartı İddiası
Mustafa Candan hakkındaki bir diğer ciddi iddia ise, üniversite olanaklarından faydalanmak isteyen personele sendika üyeliği şartı koştuğu yönünde. İddialara göre, 2021’de göreve başlayan Candan, lojman gibi hizmetlerden yararlanmak isteyen personele Memur-Sen’e bağlı Eğitim Bir Sen’e üye olmaları için baskı yapıyordu.
“Gitti Ama Enkazı Kaldı”
Şenol Solum, Candan’ın üniversiteye katkılarından çok, yarattığı dönüşümün konuşulması gerektiğini vurguladı ve sözlerini şöyle tamamladı:
“Bize göre, Candan gerçek bir üniversite mensubu değil; yönetimin baskı ve sindirme politikalarının uygulayıcı aparatıydı. Şimdi Sayıştay’a geçmiş olabilir ama Boğaziçi’nde bıraktığı tahribat hâlâ sürüyor. Bu sürecin kamuoyu nezdinde daha ciddi bir şekilde incelenmesi gerekiyor.”
YÖK Kanununa Aykırı Kadrolaşma
2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’na göre bir üniversitede en fazla iki genel sekreter yardımcısı bulunabilir. Kanunda yer alan ifade nettir:
“Bir Genel Sekreter ile en çok iki Genel Sekreter Yardımcısından ve bağlı birimlerden oluşur.”
Bu düzenlemeye rağmen Boğaziçi Üniversitesi’nde Mustafa Candan ile birlikte toplam dört Genel Sekreter Yardımcısı görev yapıyordu. Candan’ın ayrılmasıyla bu sayı üçe düşse de, mevcut yapının halen yasalara aykırı olduğu belirtiliyor.