Sana Göre Haber

Küresel Finansın Yeni Gerçeği: Sabit Coinler ve Merkez Bankalarının Strateji Savaşı

Sabit Coinlerin Yükselişi ve Merkez Bankalarının İkilemi

Dünya genelindeki merkez bankaları, hızla büyüyen sabit coin fenomenine nasıl bir yanıt verecekleri konusunda büyük bir kararsızlık yaşıyor. Özellikle ABD yönetiminin özel şirketler tarafından ihraç edilen bu dijital varlıklara yönelik güçlü desteği, sabit coinleri küresel finansal sistemin merkezine doğru itiyor. Financial Times’ın haberine göre, diğer ülkeler için iki temel yol bulunuyor: Bu yeni teknolojiyi benimsemek ya da kendi dijital para alternatiflerini geliştirmek.

ABD’nin Stratejisi ve Doların Gücü

Washington’da, ABD Merkez Bankası’nın (Fed) kendi dijital para birimini çıkarmasını engelleyecek ve özel sektörün çıkardığı sabit coinler için yasal bir çerçeve oluşturacak yasa tasarıları tartışılıyor. Trump yönetimi, büyük ölçüde dolar varlıklarıyla desteklenen bu tokenları, doların küresel hakimiyetini pekiştirecek bir araç olarak görüyor.

Uluslararası Ödemeler Bankası’ndan Uyarı Geldi

Ancak merkez bankalarının çatı kuruluşu olan Uluslararası Ödemeler Bankası (BIS), geçtiğimiz ay yayımladığı bir raporda, kontrolsüz büyüyen sabit coin piyasasının parasal sisteme olan kamu güvenini sarsabileceği konusunda uyardı. BIS, bu durumun mevcut para sistemini tehlikeye atabileceğini ve finansal istikrar için ciddi riskler oluşturabileceğini belirtti. Ayrıca, bu varlıkların suç gelirlerinin aklanması gibi yasa dışı faaliyetlerde kullanılmasından duyulan endişeler de dile getirildi.

Alternatif Arayışı: Merkez Bankası Dijital Paraları (CBDC)

Bazı ülkeler, bu duruma karşı kendi merkez bankası dijital paralarını (CBDC) geliştirmeye odaklanmış durumda. Bu projeler, halka merkez bankası güvencesinde dijital para sunarak dolarizasyonun önüne geçmeyi amaçlıyor. Ancak, şimdiye kadar bu girişimlerde elde edilen başarı oldukça sınırlı kaldı.

Massachusetts Institute of Technology (MIT) Kriptoekonomi Laboratuvarı Kurucusu Christian Catalini, “Şu anda dolar destekli sabit coin’lerin baskın olduğu tuhaf bir dönemdeyiz. Eğer bu durum kontrol altına alınmazsa, kontrolden çıkmış bir dolarizasyona doğru ilerliyoruz” şeklinde konuştu.

Catalini, dünyanın geri kalanının bu durumu fark ettiğini ve şimdi bir ikilemle karşı karşıya olduklarını belirtiyor: “Bu gidişatı yavaşlatmaya mı çalışmalılar, yoksa sabit coin’lerin yerel versiyonlarını teşvik ederek bunu bir finansal inovasyon aracı olarak mı görmeliler?”

Piyasanın Büyüklüğü ve Gelecek Projeksiyonları

Mevcut durumda dünya genelinde dolaşımda yaklaşık 250 milyar dolarlık sabit coin bulunuyor ve bunların neredeyse tamamı dolara endeksli. Yatırımcılar bu varlıkları, kripto para ticaretinde nakit pozisyonu almak veya hızlı ödeme aracı olarak kullanıyor. İşlemler, geleneksel bankacılık sistemine kıyasla çok daha düşük maliyetlerle ve günler yerine dakikalar içinde gerçekleştirilebiliyor.

Analistler, sektörün büyümesinin devam edeceğini öngörüyor. Citi Enstitüsü, sabit coin arzının 2030 yılına kadar 1,6 trilyon dolara ulaşabileceğini, daha kripto dostu ABD düzenlemeleriyle bu rakamın 3,7 trilyon dolara kadar çıkabileceğini tahmin ediyor. Bu hızlı büyüme, adım atmayan ülkelerin hem gelişmelere ayak uyduramama hem de düzenleyici süreçleri şekillendirme fırsatını kaçırma riskini beraberinde getiriyor.

Ülkelerin Yaklaşımları Değişiyor

Güney Kore Merkez Bankası, kendi CBDC projesinin denemelerini durdurma kararı alırken, ülkedeki sekiz ticari banka won destekli ortak bir sabit coin geliştirmek için iş birliği yapıyor. İngiltere Merkez Bankası (BoE) ise son dönemde sabit coin ihraççılarına yönelik daha önceki katı tutumunu yumuşattığına dair sinyaller veriyor.

İngiltere’nin Değişen Duruşu

Kripto firması Fireblocks’un Finansal Piyasalar Kıdemli Direktörü ve BoE Fintek Birimi eski Başkanı Varun Paul, “İngiliz yetkililer, ABD’nin sabit coin’leri ana akım yapma hamlesi karşısında rekabet gücünü yitirme endişesiyle harekete geçti” dedi. Paul, BoE’nin 2023’te ilk istişareyi başlattığında durumun farklı olduğunu, teknolojinin artık finansal sistemin merkezine yaklaştığını ve BoE’nin yaklaşımını esnetmezse kural koyma gücünü kaybedeceğini anladığını belirtti.

Ancak BoE Başkanı Andrew Bailey, büyük bankaların kendi sabit coin’lerini çıkarmasının finansal istikrarı tehdit edebileceğini ifade etti. Bailey, İngiltere için daha mantıklı yolun, daha hızlı işlemler sunan ve “tokenlaştırılmış mevduatlar” olarak bilinen ticari banka paralarının dijital versiyonları olabileceğini savundu.

Euro Bölgesi ve Dijital Euro Projesi

Euro Bölgesi’nde ise Avrupa Merkez Bankası (ECB), merkez bankası destekli dijital paraların en güçlü savunucularından biri konumunda. ECB, 2021’den bu yana üzerinde çalıştığı dijital euro projesi ile birliğin ABD merkezli ödeme altyapılarına olan bağımlılığını azaltmayı hedefliyor.

CBDC Projelerinin Zorlu Süreci: Nijerya Örneği

Düşünce kuruluşu Atlantic Council‘a göre, dünya çapında 69 perakende CBDC projesi geliştirilme aşamasında. Ancak bunlardan sadece üçü tam olarak hayata geçirilirken, ikisi iptal edildi. CBDC’lerin en bilinen başarısızlık öyküsü ise Nijerya‘nın deneyimi oldu. Ülkenin 2021’de çıkardığı e-naira, tüketiciler tarafından büyük ölçüde benimsenmedi ve halk bunun yerine dolar destekli özel sabit coin’lere yöneldi.

Birleşmiş Milletler dijital varlıklar kurumu UNDCIF’ın Genel Müdür Yardımcısı Nitin Datta, projenin başarısızlığını, e-naira’nın halkın zaten güvenmediği bir para biriminin dijital versiyonu olmasına bağladı ve “Piyasayı tamamen dışlayamazsınız” dedi.

Geleceğe Dair Değerlendirmeler

Birleşik Krallık Ödeme Sistemleri Mevzuat Başkanı Ruth Wandhofer, sabit coin’lerin geniş ölçekte kullanım için henüz kendilerini kanıtlamadığını belirtti. Wandhofer, döviz kuru maliyetlerine dikkat çekerek, “Küresel bir şirket, sınır ötesi büyük işlemlerde sabit coin’leri verimli bir şekilde kullanamaz” dedi. Ayrıca, tüketici eğitimi, altyapı eksiklikleri ve şeffaflık gibi sorunların devam ettiğini vurguladı.

Atlantic Council‘dan Josh Lipsky ise dijital euro projesinin artık bu alanda bir “turnusol kâğıdı” olduğunu belirtti. Lipsky, “Eğer Euro Bölgesi bu işi doğru yaparsa, dünyaya yeni ve geçerli bir seçenek sunabilir ve küresel standartların belirlenmesinde öncü olabilir” dedi.

Exit mobile version