İsrail’in Sürpriz Suriye Saldırısı ve Washington’un Tepkisi
İsrail’in Suriye topraklarına düzenlediği askeri operasyonun, ABD Başkanı Donald Trump yönetiminin bilgisi dışında gerçekleştirildiği ortaya çıktı. Güvenlik kaynaklarına dayandırılan Axios haberine göre, saldırının hemen ardından ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile oldukça “sert” geçtiği belirtilen bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Bu görüşmede Rubio’nun, Trump’ın “Suriye dosyasını yeniden şekillendirme niyetinde olduğunu” Netanyahu’ya ilettiği bildirildi.
Netanyahu’nun İç Politik Stratejisi ve Saldırının Perde Arkası
İsrail’de yayın yapan Haaretz gazetesine göre, Netanyahu’nun bu saldırıyı düzenlemesinin ardında sadece askeri değil, aynı zamanda iç politikaya yönelik taktiksel nedenler de yatıyor. Başbakan’ın beş koalisyon ortağından biri olan ultra-Ortodoks Shas Partisi‘nin, hükümete olan desteğini çekme tehdidinde bulunduğu belirtiliyor. Ayrıca, Netanyahu’nun kendi partisi Likud içindeki “sağcı blok” da, Başbakan’ın ABD’ye aşırı taviz verdiği ve “Trump tarafından yönetildiği” yönündeki eleştirilerini dile getirerek saldırı düzenlenmesini talep ediyordu.
Haaretz yazarı Amos Harel’e göre, Netanyahu bu saldırı hamlesiyle hem orduyu kendi safına çekmeyi başardı hem de ABD’ye karşı bağımsız hareket etme kapasitesine sahip olduğunu göstermiş oldu.
ABD-İsrail İlişkilerinde Güven Sarsıntısı
Amerikan medyası da saldırıyı yakından takip etti. CNN, olayı “Trump’ın haberinin olmadığı bir adım” olarak nitelendirerek, “Beyaz Saray ile Kudüs arasında açık bir güven krizi” yaşandığını vurguladı. MSNBC ise Netanyahu’nun saldırıyı tamamen iç kamuoyuna yönelik planladığını ve Trump’ın bu adımı bir ‘sabotaj‘ olarak gördüğünü iddia etti.
Bu gelişmeler, Trump ile Netanyahu arasındaki stratejik ittifakın, kamuoyuna yansıyan kardeşlik görüntüsünden ziyade bir “zorunlu evlilik” niteliğinde olduğunu gözler önüne serdi. Suriye’ye yönelik bu son saldırı, Trump’ın Orta Doğu stratejisinde “Netanyahu’yu sınırlama” girişimlerinin başarısızlıkla sonuçlandığını gösteriyor. Trump’ın, Netanyahu’nun bu “başına buyruk” eyleminin hem kendi İran politikalarını hem de yaklaşan seçim stratejisini baltaladığına inandığı belirtiliyor.