PKK’nın ‘Süreç Karşıtı’ İlan Ettiği Orgeneral Levent Ergün ve Balyoz Gerçeği

PKK’nın Hedefindeki Komutan ve Balyoz Gerçeği

PKK’nın yayın organında yer alan bir haber, Aldous Huxley’nin ünlü sözünü akıllara getiriyor: “Deneyim, başınıza gelen bir şey değildir; başınıza gelen bir şey karşısında ne yaptığınızdır.” Bu söz, Türkiye’nin yakın tarihinde yaşanan karmaşık olayları ve günümüzdeki yansımalarını anlamak için bir anahtar niteliğinde.

PKK Yayın Organından Orgeneral Ergün’e Yönelik Suçlamalar

Terör örgütünün yurt dışındaki gazetesi Yeni Özgür Politika’da 4 Temmuz tarihinde yayımlanan “Bir grup gerillayla mesaj” başlıklı bir haber, kamuoyunun dikkatini çekti. Haberde bir grup PKK’lının silahlarını imha edeceği bilgisi yer alsa da, yazının asıl odak noktası 2. Ordu Komutanı Orgeneral Levent Ergün‘ü hedef almasıydı.

Metinde, Orgeneral Ergün kaba bir tabirle devlete şikâyet ediliyor ve “süreç karşıtı” olmakla itham ediliyor. Bu suçlamayı desteklemek için Abdullah Öcalan’a ait olduğu iddia edilen metinlerde geçen ve “derin devlet” anlamına gelen “Kürt tarafı ‘norm dışı devlet’ tarifiyle devlet içi barış ve çözüm karşıtlarına işaret etmişti” ifadesi kullanılıyor.

Kumpas Mağduru Bir Komutanın Biyografisi

Haberde, Orgeneral Levent Ergün’ün biyografisine de yer verilmiş. Ancak kullanılan dil, geçmişteki kumpas davalarının söylemlerini anımsatıyor:

“Bir dönem Balyoz davasında da yargılanan Ergün, 23 Kasım 2011’de kabul edilen 3. iddianameden açılan davada, 2012’de 13 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Hasdal Cezaevi’nde bir yıl kalan Ergün, Türk devletinin yeni savaş konsepti doğrultusunda Ergenekoncuları da iktidara ortak etmesi sonucu önce tahliye, sonra beraat ettirildi.”

Bu ifadeler, Türkiye’nin yakın geçmişinde yaşanan ve pek çok vatansever subayın hayatını karartan acı bir döneme işaret ediyor.

Balyoz Kumpası ve 15 Temmuz’a Giden Yol

Daha yeni andığımız 15 Temmuz darbe girişimi, Fethullahçıların TSK içinde nasıl bir yapılanmaya gittiğini gözler önüne serdi. Bu yapılanmanın en önemli basamaklarından biri Balyoz kumpası oldu. O süreçte, general olma arifesinde olan Kıdemli Albay Levent Ergün gibi Atatürkçü subaylar, sahte delillerle hapse atıldı. Onların tasfiyesiyle boşalan kadrolara Fethullahçı subaylar yerleştirildi ve bu subaylar, günü geldiğinde kendi halkına bomba yağdırdı.

İronik Bir İttifak: PKK ve FETÖ Söylemleri

O dönemde Atatürkçülere yönelik Ergenekon ve Balyoz gibi kumpasların bir benzeri, Kürt siyasi hareketi için KCK operasyonları ile yaşanmıştı. Ne var ki, bugün PKK ve uzantıları, sanki bu gerçekler hiç yaşanmamış gibi davranarak, Fethullahçıların kumpas diliyle ve “derin devlet”, “Ergenekoncu” gibi yaftalamalarla bir Türk komutanını hedef gösteriyor. İktidarın “süreç sabote edilmesin” diyerek en ufak bir soruyu bile tehditle karşıladığı bir ortamda, Kandil’in bedel ödemiş bir komutana Fethullahçıların diliyle saldırması, oldukça manidardır.

Zihinlerde Bitmeyen Savaş

Bugün kumpaslar yıkılmış, Levent Ergün aklanarak general olmuş ve Türkiye’nin sınırlarını tehditlere karşı koruyan kritik 2. Ordu’nun komutanlığına getirilmiştir. Ancak “ama barış” argümanı arkasına sığınılarak yapılan bu tür saldırılar, fiziki mücadelenin ötesinde, zihinlerde devam eden bir başka savaşın varlığını açıkça ortaya koymaktadır.