Suriye’nin Güneyinde Tırmanan Gerilim
Suriye’nin güneyindeki Süveyda bölgesinde bu hafta patlak veren ve yüzlerce kişinin hayatını kaybetmesine neden olan çatışmalar, ülkenin karmaşık iç savaş dinamiklerini yeniden gündeme getirdi. Bu olaylar, Beşar Esad’ın devrilmesinin ardından Heyet Tahrir Şam (HTŞ) öncülüğünde kurulan yeni Suriye geçici hükümetinin ülke kontrolünü sağlama konusunda karşılaştığı ciddi zorlukları ortaya koymaktadır. İç savaş döneminden farklı ittifaklar kurulsa da, bölgedeki aktörlerin çeşitliliği durumu karmaşıklaştırmaktadır. 13 Temmuz Pazar günü Süveyda’da başlayan ve ABD, Türkiye ve Arap ülkelerinin arabuluculuğuyla ateşkese varılan şiddet olaylarının kilit aktörleri şunlardır.
Şam Hükümeti ve Yeni Yönetim
Geçici Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara tarafından yönetilen yeni hükümet, Suriye’yi uluslararası alanda temsil etmektedir. Esad karşıtı saldırılara liderlik eden HTŞ, bir zamanlar El Kaide ile bağlantılı olup sonradan bu bağları koparmıştır. İktidara geldikten sonra daha ılımlı bir politika izleyen eş-Şara, ABD dahil olmak üzere Batılı ülkelerle diplomatik ilişkiler kurma çabasına girmiştir.
Ancak hükümet, Aleviler, Hristiyanlar, Suriyeli Kürtler ve Dürziler gibi azınlık gruplarının şüpheleriyle karşılaşmış ve mezhepsel şiddet olayları yaşanmıştır. Ayrıca, eski isyancı grupları profesyonel bir orduya dönüştürme konusunda da zorluklar yaşamaktadır. Süveyda’da, hükümet güçleri başlangıçta Bedevi aşiretleri ile Dürzi milisler arasındaki çatışmalara müdahale etse de, sonrasında Dürzilerle çatışmaya girmiş ve İsrail’in hava saldırılarına maruz kalmıştır. Bazı hükümet güçlerinin Dürzi sivilleri öldürdüğü ve evleri yağmaladığı iddia edilmektedir.
Dürziler: Bölünmüş Bir Topluluk
Dünya genelindeki yaklaşık bir milyonluk Dürzi nüfusunun yarıdan fazlası Suriye’de yaşamaktadır. Geri kalanı ise Lübnan ve İsrail’in 1967’de ilhak ettiği Golan Tepeleri gibi bölgelerde bulunmaktadır. Suriye iç savaşı sırasında Dürziler, Esad’ı desteklemek ile ona karşı çıkmak arasında bölünmüştü. Kendilerini İslamcı gruplara karşı korumak amacıyla kendi milis güçlerini oluşturdular. Son çatışmalara kadar Dürziler, yeni hükümete entegre olmak isteyenler ve özerkliklerini korumak isteyenler olarak ikiye ayrılmış durumdaydı.
Bedeviler: Süveyda’daki Diğer Güç
Dürzi nüfusun yoğun olduğu Süveyda, aynı zamanda Sünni Müslüman olan ve Dürzilerle zaman zaman gerilim yaşayan Bedevi aşiretlerine de ev sahipliği yapmaktadır. 2000 yılında bir arazi anlaşmazlığı nedeniyle çıkan olaylarda Esad güçleri Dürzi protestoculara ateş açmıştı. 2018’de IŞİD’in Süveyda’da düzenlediği ve 200’den fazla kişinin öldüğü saldırının ardından Dürziler, Bedevileri IŞİD’e yardım etmekle suçlamıştı.
İngiltere merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’ne (SOHR) göre son gerginlik, bir Bedevi kabilesinin kontrol noktası kurup bir Dürzi’ye saldırmasıyla başladı. Hükümet güçleri sükuneti sağlamak için müdahale etse de Bedevilerin yanında yer aldı. Ateşkes sonrası bazı Dürzi grupların Bedevilere karşı intikam saldırıları düzenlediği de iddialar arasındadır.
İsrail’in Müdahalesi ve Hedefleri
İsrail, iç savaş boyunca Esad’ın müttefiki İran’a karşı sık sık saldırılar düzenlemiştir. Esad’ın devrilmesi sonrası yeni Şam hükümetine de şüpheyle yaklaşmaktadır. İsrail güçleri, BM denetimindeki tampon bölgenin kontrolünü ele alarak Şam’ın güneyinde askerden arındırılmış bir bölge oluşturma amacıyla hava saldırıları düzenlemiştir. Çarşamba günü Şam’daki Savunma Bakanlığı karargahını vuran İsrail, bu adımı Dürzi azınlığı korumak için attığını savunmuştur. Başbakan Binyamin Netanyahu, Dürzileri korumak için güç kullanmaya devam edeceklerini belirtmiştir.
Türkiye’nin Arabuluculuk Rolü
Hem ABD’nin hem de Şam hükümetinin müttefiki olan Türkiye, Süveyda’daki gerilimi düşürmek için arabuluculuk yapmaktadır. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve MİT Başkanı İbrahim Kalın, çatışmaları yatıştırmak için diplomatik temaslarda bulunmuştur. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise İsrail’in saldırılarına sert tepki göstermiştir.
İsrail Dürzileri bahane ederek Suriye’ye de saldırdı. İsrail hukuk tanımaz, şımarık, şımartılmış, bir terör devletidir. Bölgemizin en büyük sorunu İsrail’in saldırganlığıdır. Bu saldırganlık hiçbir zaman unutulmayacaktır. Canavar bir an evvel durdurulmazsa önce bölgemizi sonra da Dünya’yı ateşe atmaktan çekinmeyecektir.
Ankara’nın önceliği, Türkiye sınırındaki Kürt grupların, özellikle de terör örgütü olarak tanıdığı PKK’nın Suriye kolu olan YPG’nin etkisini azaltmaktır. TSK, bu amaçla bölgede Barış Pınarı ve Fırat Kalkanı harekatlarını düzenlemiştir.
ABD’nin Diplomatik Çabaları
Başkan Donald Trump’ın Ahmed eş-Şara ile görüşmesi, yeni yönetime Washington’dan gelen önemli bir destek olarak görülmüştü. Süveyda’daki şiddet olayları üzerine ABD, İsrail ile Suriye arasında arabuluculuk yaparak ateşkes için yoğun bir diplomasi yürüttü. Dışişleri Bakanı Marco Rubio, şiddetten “çok endişeli” olduklarını ve gerilimi düşürmek için taraflarla sürekli görüştüklerini ifade etti.
Çatışmalar Nasıl Başladı ve Gelişti?
Suriye’deki son gerginlik, yerel Bedevi aşiretleri ile Dürzi silahlı gruplar arasında başladı. Olayların kronolojisi şu şekildedir:
- 14 Temmuz: Hükümet güçleri, düzeni sağlama iddiasıyla Süveyda’ya zırhlı araçlar göndererek Dürzi milislerle çatışmaya girdi.
- 15 Temmuz: Şam yönetimi güçlerinin kente girmesi üzerine İsrail, zırhlı araçlara hava saldırıları düzenledi.
- 16 Temmuz: İsrail, Şam’daki Savunma Bakanlığı’nı vurdu.
- Ateşkes: ABD’nin arabuluculuğuyla taraflar arasında anlaşma sağlandı ve Şam’a bağlı güçler Süveyda’dan çekildi.
Perşembe günü bölgeden çatışma haberleri gelmeye devam ederken, Suriye geçiş hükümeti Dürzi savaşçıları ateşkesi ihlal etmekle suçladı.