Türkiye’nin 2025 İlk Çeyrek Finansal Durumu Açıklandı
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), 2025 yılının ilk çeyreğine ait finansal hesap verilerini kamuoyu ile paylaştı. Rapora göre, Türkiye ekonomisinin genel finansal yapısında önemli veriler öne çıktı.
Temel Finansal Göstergeler ve Pozisyon Açığı
Yılın ilk çeyreği itibarıyla yurt içi yerleşik sektörlerin finansal varlık ve yükümlülükleri şu şekilde gerçekleşti:
- Toplam Finansal Varlıklar: 136 trilyon TL
- Toplam Yükümlülükler: 146 trilyon TL
Bu veriler ışığında, Türkiye ekonomisinin net finansal pozisyon açığı, Gayrisafi Yurt İçi Hasıla’nın (GSYİH) yüzde 22,8‘i olarak hesaplandı. Bu oran, bir önceki çeyreğe göre 1,4 puanlık bir düşüş yaşandığını gösteriyor. Buna karşın, yılın ilk çeyreğinde Türkiye ekonomisi, GSYİH’nin yüzde 5,82‘si oranında net borç alan konumunda yer aldı. Bu oranın bir önceki çeyrekte yüzde 3,29 seviyesinde olduğu belirtildi.
Sektörel Borçluluk ve Alacak Analizi
Finansal pozisyonlar sektörel bazda incelendiğinde farklı bir tablo ortaya çıkmaktadır. Hanehalkı ve yurt dışı yerleşikler finansal olarak alacaklı konumdayken, reel sektör olarak bilinen finansal olmayan kuruluşlar ve genel yönetim sektörü ise borçlu pozisyondadır.
Hanehalkı Finansal Yapısı
Hanehalkının finansal varlıkları içerisinde en büyük payı yüzde 60 ile para ve mevduat kalemi oluşturmaktadır. Yükümlülük tarafında ise borçların neredeyse tamamı bankalardan temin edilen kredilerden kaynaklanmaktadır.
Reel Sektörün Finansal Durumu
Finansal olmayan kuruluşların (reel sektör) bilançolarında ise farklı kalemler öne çıkıyor. Varlık tarafında yüzde 64‘lük oranla “diğer alacaklar” kalemi, yükümlülük tarafında ise yüzde 50 oranla “diğer borçlar” kalemi belirleyici olmuştur. Bu durum, firmalar arası ticari borçların önemini vurgulamaktadır.
Genel Borçluluk Oranı ve Uluslararası Karşılaştırma
TCMB’nin raporunda, Türkiye’deki genel borçluluk seviyesine de dikkat çekildi. Kredi ve borçlanma senedi niteliğindeki toplam borcun GSYİH’ye oranı yüzde 93 olarak kaydedildi.
TCMB, Türkiye’deki sektörlerin borçluluk seviyelerinin uluslararası karşılaştırmalarda görece düşük olduğunu vurgulamaktadır.