Türkiye’nin Yıllık Deprem Bilançosu
Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü (KRDAE) verilerine göre, Türkiye’de her yıl ortalama 20 bin ila 25 bin arasında deprem meydana gelmektedir. 2024 yılı verileri, bu sarsıntıların büyük bir çoğunluğunun 4 büyüklüğünün altında olduğunu göstermektedir. KRDAE Müdürü Prof. Dr. Nurcan Meral Özel ve Deniz Bilimleri Koordinatörü Dr. Tuğçe Ergünür, bu depremlerden yaklaşık dört bin ila beş bininin yerleşim yerlerinde hissedilebildiğini belirtmektedir.
Türkiye’nin Sismik Aktivitesini Belirleyen Ana Fay Hatları
Uzmanlara göre Türkiye’deki depremlerin ana kaynakları, ülkedeki doğu-batı yönlü tektonik sıkışmanın bir sonucu olarak ortaya çıkan üç büyük fay sistemidir. Bu sistemler, Marmara’dan Doğu Anadolu’ya ve Ege’ye kadar geniş bir coğrafyada sismik aktivite üretmektedir.
Kuzey Anadolu Fayı (KAF)
Doğudan batıya doğru Anadolu’yu kesen sağ yanal atımlı bir fay sistemi olan Kuzey Anadolu Fayı, tarih boyunca Türkiye coğrafyasında çok sayıda büyük depreme neden olmuştur.
Doğu Anadolu Fayı (DAF)
Güneydoğuda yer alan Doğu Anadolu Fayı, sol yanal atımlı karakteriyle, özellikle levha sınırı boyunca yüksek deprem üretme potansiyeline sahip bir yapı olarak tanımlanmaktadır.
Batı Anadolu (Ege) Graben Sistemi
Prof. Özel ve Dr. Ergünür, batıdaki Ege graben sisteminin kuzey-güney doğrultusundaki açılmaya bağlı normal faylanmalarla sık sık, ancak genellikle orta büyüklükte depremler ürettiğini ifade etmektedir.
Bölgesel Deprem Karakteristikleri
Farklı bölgelerdeki fay hatları, kendilerine özgü deprem davranışları sergilemektedir. Ege, Yalova ve Kütahya gibi bölgelerdeki sismik aktivitenin kendine has özellikleri bulunmaktadır.
Ege, Yalova ve Kütahya’daki Depremlerin Özelliği Ne?
Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Deprem Teknolojileri Enstitüsü’nden Dr. Öğretim Üyesi Yasemin Korkusuz Öztürk, Ege Bölgesi’ndeki depremlerin genellikle 5 büyüklüğünün altında kaldığına dikkat çekiyor.
Buradaki faylar normal fay biçiminde hareket ederler, yanal atımlı değildirler. Aynı zamanda faylar çoğunlukla birbirine paralel olarak dizildiklerinden depremler komşu fayları eşzamanlı olarak tetiklemez. Dolayısıyla Ege Bölgesi’nde genellikle, küçük ve orta büyüklüklü depremler gözlemleriz.
Dr. Öztürk ayrıca, Yalova ve Kütahya gibi sıcak su kaynaklarının bol olduğu bölgelerde gözlemlenen çok sayıda küçük depremin, büyük depremlerden bağımsız olarak gerçekleştiğini ekliyor.
Türkiye’nin En Büyük ve Yıkıcı Depremleri
Uzmanlar, en çok deprem olan yerlerle en yıkıcı depremlerin yaşandığı yerlerin her zaman aynı olmadığına işaret ediyor. Dr. Yasemin Korkusuz Öztürk, Kuzey Anadolu Fay Zonu, Doğu Anadolu Fay Zonu, Ege Yayı ve Kıbrıs Yayı gibi ana kuşakların büyük depremler üretebildiğini, ancak yıkıcılığın fayın yerleşim yerine uzaklığıyla doğrudan ilişkili olduğunu vurguluyor. Prof. Dr. Özel ve Dr. Ergünür, Türkiye’deki en yıkıcı depremlerin ağırlıklı olarak Doğu Anadolu ve Kuzey Anadolu Fay Zonları üzerinde gerçekleştiğini belirtiyor.
Son Yüzyılın Büyük Sarsıntıları
Son yüzyılda yaşanan en büyük depremlerden bazıları şunlardır:
- Kahramanmaraş Depremleri (6 Şubat 2023): Doğu Anadolu Fayı’nın Pazarcık ve Elbistan segmentlerinde meydana gelen 7,8 ve 7,6 büyüklüğündeki bu depremler, yüzeyde 300 km’yi aşan bir kırık oluşturmuş ve yer yer yedi–sekiz metreye ulaşan atımlarla büyük bir yıkıma yol açmıştır.
- Elazığ-Sivrice Depremi (2020): Aynı fay üzerinde gerçekleşen 6,8 büyüklüğündeki bu deprem, bölgesel ölçekte önemli hasara neden olmuştur.
- Erzincan Depremi (1939): Kuzey Anadolu Fay Zonu üzerinde meydana gelen 7,9 büyüklüğündeki bu deprem, tarihteki en büyük sarsıntılardan biridir.
- Gölcük Depremi (1999): Yine KAF üzerinde yaşanan 7,4 büyüklüğündeki bu deprem, Marmara Bölgesi’ni derinden etkilemiştir.
Her iki fay zonu da Türkiye’nin en yüksek sismik tehlikeye sahip alanlarını oluşturarak doğu, güneydoğu ve kuzey bölgelerdeki yerleşim alanlarını doğrudan etkilemeye devam ediyor.