Sana Göre Haber

Türkiye’nin Kayıp Yüzyılı: Ekonomi, Siyaset ve Toplumsal Çöküşün Analizi

Türkiye’nin Kayıp Yüzyılı: Genel Bir Değerlendirme

Türkiye’nin bu yüzyılı da ıskaladığı gerçeği, durumu 조금 olsun hissedenler için derin bir acı kaynağıdır. Ülke, birçok alanda ciddi gerilemeler yaşarken, gelecek umutları da tükenmektedir.

Dış Politikada Yaşanan Hüsran

Dış politika arenasında yaşananlar tam bir hüsran olarak nitelendirilebilir. Suriye’deki “Colani Devrimi” sonrası MHP lideri Bahçeli’nin “Şam’ın fethi tamamdır, sıra Kudüs’tedir” şeklindeki açıklaması ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu hedefe “Türk-Kürt” kardeşliğine Arapları da ekleyerek cila çekmesi, bugünden bakınca büyük bir yanılgı olarak görülmektedir. “Kemalistler büyük Türkiye için engeldir” gibi sanrılar, bu siyasi hastalığın dışavurumundan başka bir şey değildir. Bu söylemler bazı kesimleri uyutsa da, İsrail Başbakanı Netenyahu’nun, ABD eski Başkanı Trump’ın desteğiyle Şam’a yönelik saldırıları, kurulan rüyaları bir karabasana çevirmiştir.

Ekonomik Çöküş ve Güvensizlik Ortamı

Yaklaşık çeyrek yüzyıllık bir iktidar dönemine rağmen, ekonominin temel dengeleri bir türlü oturtulamamıştır. “Nas” politikası ve ardından gelen “kur korumalı mevduat” gibi adımlar, ekonomik çöküşü engelleyememiştir. Bir zamanlar “Vergileriniz size yol, su, elektrik olarak geri dönecek” denirken, şimdi toplanan vergilerin nereye gittiği büyük bir soru işaretidir. Emekliler, ömürlerinin sonbaharında adeta cezalandırılırken, maaşları sefalet seviyesindedir. Toplanan vergilerin, iktidar elitlerinin zenginliğini artırmak için kullanıldığına dair yaygın bir kanı bulunmaktadır. Bu güvensizlik ortamında, ülkede para kazananlar dahi sermayelerini yurtdışına çıkarmaktadır. Ekonomi çökmüşken, “Kudüs’ün fethi” gibi söylemler havada kalmaktadır.

Eğitim Sisteminin Amacı ve Sonuçları

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, koltuğunu korumak için sık sık ana muhalefet partisi CHP’ye saldırmayı tercih etmektedir. Oysa liselerdeki öğrencilerin gerçek düşüncelerini öğrenmeye cesaret edebilse, beyinlerde kopan fırtınaları görebilirdi. Üniversite giriş sınavları olan TYT ve AYT, hem öğrenciler hem de aileler için bir yıkım projesine dönüşmüştür. Birçok öğrenci, umutsuzluk içinde AYT’ye girmekten vazgeçmiştir. LGS sonuçlarında ise başta imam hatipler olmak üzere çok sayıda okulun birincilik elde etmesi, sistemin güvenilirliğini sorgulatmaktadır.

Sağlıkta ve Adalette Derinleşen Kriz

İktidarın “Giderlerse gitsinler” diyerek hedef gösterdiği doktorların yurtdışına göçü hız kesmeden devam etmektedir. Ülkenin büyük kaynaklarla yetiştirdiği değerli hekimler, bir bir ülkeyi terk etmektedir. Sadece doktorlar değil, yolunu bulan nitelikli her birey yurtdışına gitmenin yollarını aramaktadır. Bu durum, gidenlerin yeni hayatlarında, kalanların ise ülkede mutsuz olduğu bir tablo yaratmaktadır. Her ile bir üniversite açılmasına rağmen, bu binaların çoğu nitelikli eğitimden uzak ve öğrencisiz kalmıştır.

Hukuksuzluk ve Siyasi Baskı

Hukuksuzluk, ülkenin iliklerine kadar işlemiş durumdadır. Ankara’da deneyimli bir yargı mensubunun, mahkemeden aldığı kararları uygulatamaması, durumun vahametini gözler önüne sermektedir. Adalet sistemi, artık ana muhalefet partisi CHP’yi felç etme aracı olarak kullanılmaktadır. İktidar partileri, çeyrek yüzyılda yapılanların hesabını vermekten korktuğu için iktidarı bırakmak istememektedir. Özellikle İmamoğlu’nun olası bir adaylığı, en büyük korkularından biridir.

Umutsuzluk ve Kültürel Çoraklaşma

23 yıllık iktidarın sonunda Türkiye, dünyanın en pahalı ülkelerinden biri haline gelmiştir. Gelecek beş veya on yılda neyin düzeleceğine dair kimsenin bir umudu kalmamıştır; iktidar, kendi seçmeninin çocuklarına dahi bir gelecek vaat edememektedir. Sanat, kültür, bilim ve felsefe alanında büyük bir çoraklaşma yaşanmaktadır. Şiir kitapları basılmazken Kültür Bakanlığı, topraklar susuz kalırken Tarım Bakanlığı bulunmaktadır. Ormanlar vahşice kesilirken veya yanarken herkesin seyirci kalması, bu anlamsız zamanların bir özetidir. Anlaşılacağı üzere, bu yüzyıl maalesef ıskalanmıştır.

Exit mobile version