İmamoğlu’nun Avukatı Mehmet Pehlivan’ın Tutukluluk İncelemesi ve Savunması
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu‘nun avukatı Mehmet Pehlivan, 19 Mart’ta “suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma” suçlamasıyla başlatılan bir operasyon kapsamında tutuklanmıştı. Pehlivan’ın tutuklanmasına, “etkin pişmanlık” hükümlerinden yararlanmak isteyen bazı kişilerin ifadeleri ve “delilleri karartma, tanıklara baskı yapma şüphesi” gibi iddialar gerekçe gösterilmişti. 19 Haziran’da hakkında tutuklama kararı verilen Pehlivan, aylık tutukluluk incelemesi duruşmasında 9. Sulh Ceza Hakimliği karşısına çıktı.
“İfadelere Ulaşmak Örgüt Üyeliği ise Soruşturma Makamı da mı Örgüt Üyesi?”
Avukatlarının protesto amacıyla katılmadığı duruşmaya SEGBİS ile bağlanan Pehlivan, yaptığı savunmada suçlamaların avukatlık faaliyetleri kapsamında olduğunu belirtti.
“Ben avukatım, beni tutukladığınız sevk yazısında her satır avukatlık faaliyetidir. Gerçek de olsa ifadelere ulaşmaya çalışmak suç değil avukatlıktır. İfadelere ulaşmaya çalışmak eğer örgüt üyeliği ise dosyadaki ifadeleri, görüntüleri, belgeleri bir kısım medya kuruluşlarına servis eden soruşturma makamı örgüt üyesi mi oluyor? Örgüte yardım eden biri mi oluyor bunu merak ediyorum? Avukatı, usulü işlemler için zorunlu görmek yerine hukuk devletinin, bağımsız yargının asli bir unsuru olarak görmek soruşturma makamı için faydalı olacaktır.”
“Tutuklama Kararı Adaletin ve Hukukun Açıkça İnkarıdır”
Pehlivan, tutukluluğuna yönelik ulusal ve uluslararası tepkilere dikkat çekti:
“Hakkımda verilen tutuklama kararı sonrası 80 baro başkanı ve yüzlerce yönetim kurulu üyesi resmi olarak açıklama yaptı. Bunun haricinde dünyanın en önemli uluslararası kuruluşu ortak bir metin imzalayarak tutukluluğumun haksız ve avukatlığın suç sayılması olarak değerlendirmiştir. Bu kuruluşların çoğu AİHM tarafından görüşleri kabul edilen saygın kuruluşlardır. Anayasa madde 90 uyarınca AİHM kararlarının bağlayıcı olduğu değerlendirildiğinde hakkımda tutuklama kararı vermek adaletin ve hukukun açıkça inkarıdır.”
“Beyan Tek Başına Tutukluluk Gerekçesi Olamaz”
Savunmasında, delillerin yetersizliğine vurgu yapan Pehlivan, sadece beyanlara dayalı bir tutuklamanın hukuksuz olduğunu ifade etti.
“Etkin pişmanlıkta bulunan 2 şahsın beyanı neticesinde gerekçe gösterilerek tutuklandım. Beyan ne zaman tutukluluk için gerekçe oldu bilemiyorum. Şahsın beyanlarında suç isnadı yok ancak suç isnadı olsa dahi tek başına beyan delili, hiçbir yan delil araştırılması yapılmadan tutuklamaya gerekçe gösteriliyor. İşte bu soruşturmada tek başına bu bile, etkin pişmanlık ifadeleri ile amaçlarını ortaya koymaktadır.”
“İddialar Kurgu ve İftira Dolu”
Pehlivan, kendisine yöneltilen suçlamaların ve tanık ifadelerinin gerçeği yansıtmadığını, kurmaca olduğunu savundu.
“Adem isimli şahıs ifadesinde diyor ki, ‘Bugüne kadar ifade vermememin beklememin nedeni, ne olup bittiğini anlamaya çalışmaktır’. Yani, tehdit edildiğim için ifade vermedim, demiyor. Ancak, savcılık sevk yazısında tehdit metninden bahsediliyor… Şahsın bahsettiği toplantıya katılmadığım bizzat avukatı tarafından ispatlandı ancak bu hakikatın önemi yok… Şahsa avukat ayarlamadığım, şahsın avukatının zaten 14 yıldır aynı kişi olduğu resmi evraklarla ispatlandı ancak bu hakikatın da bir önemi yok… İftira ve kurgu dolu ithamlara cevap vermek zuldür. Fakat özgürlüğüm elimden alındığı için maalesef cevap veriyorum.”
“2.5 Yaşındaki Kızıma Adalet ve Ahlak Duygusunu Öğreteceğim”
Savunmasını kişisel bir noktayla tamamlayan Pehlivan, mensubu olduğu tek örgütün İstanbul Barosu olduğunu vurguladı.
“Hakkımdaki beyanların tamamı kurgudur. Avukatlığımı, meslek onurumu, şeref ve haysiyetimi bir kaç tutukluluk için çiğnemeyeceğim. 30 yaşındayım, hayatımın geri kalanını da beni yetiştiren anne ve babamın öğrettiği adalet ve ahlak doğrusunda yaşayacağım. 2.5 yaşındaki kızıma da bu adalet ve ahlak duygusunu öğreteceğim, bu SEGBİS odasından hücreme mesleki ve insani ahlakımı koruyarak başım dik gideceğim.”
Duruşma sonunda, 9. Sulh Ceza Hakimliği, avukat Mehmet Pehlivan’ın tutukluluğunun devamına karar verdi.