Vaadedilmiş Topraklar Nedir? İsrail’in Arz-ı Mev’ud Stratejisi ve Kapsadığı Alanlar

Ortadoğu’daki Çatışmaların İdeolojik Kökleri

Ortadoğu, bir asırdan fazla bir süredir karmaşık dini, etnik ve siyasi çatışmalara sahne olmaktadır. Bölgedeki gerginliklerin ve özellikle İsrail’in politikalarının ardında yatan en önemli tarihsel ve ideolojik unsurlardan biri “Arz-ı Mev’ud”, yani “Vaadedilmiş Topraklar” kavramıdır. Peki, bu kavram tam olarak ne anlama gelmektedir, hangi coğrafyayı işaret etmektedir ve İsrail’in günümüzdeki adımlarıyla ilişkisi nedir?

Arz-ı Mev’ud Nedir ve Tevrat’taki Yeri Neresidir?

Arz-ı Mev’ud (İbranice: ha’aretz hamuvtakhat), Yahudi inancına göre Tanrı’nın Hz. İbrahim ve onun soyuna vadettiği topraklardır. Bu ilahi vaat, kutsal kitap Tevrat’ın birçok bölümünde geçmekle birlikte, en bilinen referans Tekvin 15:18-21 ayetleridir. Bu ayetlerde Arz-ı Mev’ud’un sınırları net bir şekilde çizilir.

“Mısır Irmağı’ndan büyük Fırat Irmağı’na kadar uzanan bu toprakları –Ken, Keniz, Kadmon, Hitit, Periz, Refa, Amor, Kenan, Girgaş ve Yevus topraklarını– senin soyuna vereceğim.”

Vaadedilmiş Topraklar Hangi Ülkeleri Kapsıyor?

Tevrat’ta belirtilen bu sınırlar modern haritalara uyarlandığında, Nil Nehri’nden Fırat Nehri’ne kadar uzanan devasa bir coğrafyayı kapsadığı görülmektedir. Bu alan günümüzde şu bölgeleri içermektedir:

  • Mısır’ın Sina Yarımadası ve Nil’e kadar olan bölümü
  • Tüm Filistin toprakları
  • Ürdün’ün tamamı
  • Suriye’nin güney bölgeleri
  • Irak’ın batı kesimleri
  • Suudi Arabistan’ın kuzeyi

Bununla birlikte, çeşitli platformlarda paylaşılan ve “Büyük İsrail” ideali olarak bilinen haritalarda bu sınırların çok daha geniş yorumlandığı dikkat çekmektedir. Türkiye’nin doğu illerinden bazılarını ve İran’a kadar uzanan toprakları da içeren bu haritalar, İsrail’in “Vaadedilmiş Topraklar” idealini canlı tuttuğu algısını yaratarak bölgedeki güvensizliği ve gerilimi artırmaktadır.

Arz-ı Mevud: İsrail’in vaadedilmiş topraklar rüyası

İsrail’in Genişleme Politikası ve Arz-ı Mev’ud İdeali

İsrail devleti, resmi dış politikasında Arz-ı Mev’ud’u bir hedef olarak belirtmese de, bazı aşırı sağcı Siyonist çevreler bu idealin hayata geçirilmesi gerektiğini aktif olarak savunmaktadır. İsrail hükümetinin resmi söyleminin aksine attığı bazı adımlar, genişleme politikasının bu ideal doğrultusunda ilerlediği şeklinde yorumlanmaktadır. Bu adımlardan bazıları şunlardır:

  • Batı Şeria’daki yasa dışı Yahudi yerleşimlerinin sürekli genişletilmesi
  • Ürdün Vadisi’nde kalıcı askeri ve idari kontrol sağlanması
  • Golan Tepeleri’nin tek taraflı olarak ilhak edilmesi

Bu eylemler, birçok gözlemci tarafından İsrail’in fiili olarak Arz-ı Mev’ud sınırlarına doğru genişlediğinin bir kanıtı olarak görülmektedir.

Arz-ı Mevud: İsrail’in vaadedilmiş topraklar rüyası

İdeolojik Bir Mücadele Alanı Olarak Arz-ı Mev’ud

Arz-ı Mev’ud ideali, tarih boyunca bölge ülkeleri tarafından İsrail’in potansiyel bir genişleme tehdidi olarak algılanmış ve bu durum derin bir kuşkuya neden olmuştur. Bu nedenle, başta Filistin sorunu olmak üzere bölgesel çatışmalarda İsrail’in toprak politikaları yalnızca bir güvenlik meselesi değil, aynı zamanda ideolojik bir mücadele olarak da değerlendirilmektedir.

Günümüzde İsrail’in resmi devlet politikası doğrudan bu söyleme dayanmasa da, hükümette yer alan aşırı milliyetçi koalisyon ortaklarının ve yerleşimci grupların eylem ve söylemlerinde Arz-ı Mev’ud’un etkileri açıkça görülmektedir. Bu durum, iki devletli çözüm umutlarını zayıflatmakta ve Ortadoğu’daki istikrarsızlığı daha da derinleştirmektedir. Sahadaki gelişmeler, bu kadim idealin zihinlerde ve haritalarda varlığını sürdürdüğünü göstermektedir.