Tarihteki “Criollo” Sınıfı ve Günümüzdeki Yansımaları
Benedict Anderson’un çığır açan eseri “Hayali Cemaatler”, tarihin belirli bir dönemine ait gibi görünen ancak günümüz küresel düzenini anlamak için kilit bir kavram sunar: “criollo” sınıfı. Bu sınıf, bir zamanların sömürge valilerinin yerini alan modern kurumların ve yapıların zihniyetini anlamak için mükemmel bir başlangıç noktasıdır. Günümüzde dünyayı şekillendiren kararları alan uluslararası örgütler, finans devleri ve teknoloji şirketleri, aslında bu criollo zihniyetinin çağdaş birer versiyonudur. İsimler ve kostümler değişse de, misyonları temelde aynı kalmıştır: güçlü olanın adına yönetmek.
Geçmişte Avrupalı kralların sömürge topraklarına valiler atadığı sistem, bugün form değiştirmiştir. Artık bu görevi uluslararası örgütler, finans kurumları ve teknoloji devleri üstleniyor. Kendilerini “yerli” veya “tarafsız” gibi gösterip “küresel iyilik” sloganı altında faaliyet gösterseler de, asıl hizmet ettikleri yerel halklar değil, küresel sistemin efendileridir.
Tarihsel Bağlamda “Criollo” Kimdir?
Anderson’a göre criollo terimi, özellikle İspanyol sömürge sisteminde, Avrupa kökenli olup sömürge topraklarında doğmuş elit sınıfı tanımlar. Bu kişiler, köken olarak İspanyol olsalar da İspanya’da değil, Meksika veya Arjantin gibi sömürge topraklarında doğmuşlardır. Bu durum onları ne tam anlamıyla İspanyol ne de yerli yapmıştır. Ancak güç tamamen onların elindeydi: toprakların sahibi, vergilerin tahsildarı, kilisenin yöneticisi ve devletin yerel temsilcisi onlardı.
Anderson’un altını çizdiği en önemli noktalardan biri, criollo sınıfının Avrupa’dan gelen sömürgecilerden farklı olarak kendisini “yerli” gibi pazarlamasıdır. Millet fikri, bu sınıf için hem bir tehdit hem de bir araçtı. Çünkü halkın milliyetçilikle bilinçlenmesi, criollo’ların sahip olduğu ayrıcalıkları tehlikeye atabilirdi.
Günümüzün Modern “Criollo”ları Kimlerdir?
Bugün criollo tipi elitler büyük bir dönüşüm geçirse de, sistemin özü varlığını sürdürmektedir. Artık sömürgelerde doğan aristokratlar yerine, yerli gibi görünüp küresel sistemin yerel taşeronluğunu yapan yeni elitler bulunmaktadır.
Dijital Çağın Sömürge Valileri
Küresel düzen artık yalnızca askeri veya ekonomik güçle değil, aynı zamanda yapay zeka, algı ve zihin yönetimiyle de kuruluyor. Teknoloji devleri, dijital dünyanın yeni sömürge valileri gibi hareket etmektedir. Verilerimizi toplar, tüketim alışkanlıklarımızı yönlendirir ve hangi içeriği göreceğimize karar verirler. YouTube’daki bir öneri, Facebook akışındaki bir içerik veya Google’daki bir arama sonucu, aslında karmaşık bir filtreleme sisteminin ürünüdür. Bu şirketler, kendilerini “tarafsız teknoloji platformları” olarak sunsalar da, gerçekte küresel kültür mühendisliğinin en önemli aktörleridir. Criollo sınıfı artık dijitalleşmiştir.
Uluslararası Kurumlar ve Küresel Yönetim
Modern criollo yapısının diğer önemli ayaklarını ise uluslararası kurumlar oluşturur. Bu yapının en bilinen örnekleri şunlardır:
- Birleşmiş Milletler’e üye 193 ülkeden sadece beşinin gerçek anlamda söz sahibi olması.
- Pandemilerle anılan Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) küresel sağlık politikalarındaki yönlendirici etkisi.
- IMF’nin borçlandırma yoluyla ülkelerin iç politikalarını şekillendirme gücü.
- FAO’nun küresel tarım politikaları üzerindeki belirleyiciliği.
- Davos’ta toplanan küresel zenginlerin dünyanın gelecek senaryolarını çizmesi.
Bu yeni criollo sınıfı, halkın değerleriyle çelişen politikaları “Batı öyle istiyor” gerekçesiyle savunarak kendi toplumunu küçümseyen kültürel bir üst sınıf yaratır. Tıpkı Anderson’un tarif ettiği gibi, halkla aralarına görünmez bir duvar örerken “bizden biriymiş” gibi davranırlar. Asıl sorun da tam olarak burada başlar.
Kısacası, günümüzün yeni “criollo”ları artık eski sömürge topraklarında değil; New York’un gökdelenlerinde, Brüksel’in karar merkezlerinde, Londra’nın finans koridorlarında ya da Silikon Vadisi’nde yaşamaktadır. Belki de yanı başımızdalar. Ancak etkileri çok daha yakınımızda: yanımızda taşıdığımız aklımızı alan telefonlarda, gözümüzün önündeki ekranlarda ve zihinlerimizin derinliklerinde…