DMM: İddialar Sistematik Bir Dezenformasyon Kampanyası
Dezenformasyonla Mücadele Merkezi (DMM), bazı basın yayın organlarında yer alan ve Türkiye’nin Suriye’de yaşayan Dürzi topluluğunu hedef aldığı yönündeki iddiaların gerçeği yansıtmadığını duyurdu. Yapılan açıklamada, bu tür provokatif içeriklerin sistematik bir şekilde dolaşıma sokulduğu ve bunun Türkiye’nin insani temellere dayanan dış politikasını hedef alan açık bir dezenformasyon kampanyası olduğu vurgulandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Net Duruşu
Açıklamada, Türkiye’nin Suriye politikasına ilişkin önemli bir detaya dikkat çekildi:
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin Suriye politikasına ilişkin yaptığı açıklamalarda, etnik veya mezhebi kimlikler üzerinden ayrımcılığı kesin bir dille reddettiğini defalarca ve açık biçimde ifade etmiştir. Bu tutum, yalnızca sözde kalmamış; sahada uygulanan tüm insani yardım faaliyetlerine ve diplomatik girişimlere de yön vermiştir.
“Bu Tür Girişimlere Asla Prim Verilmemektedir”
DMM, Suriye krizinin başından itibaren Türkiye’nin, zorla yerinden edilmiş Suriyelilere hiçbir ayrım yapmaksızın kucak açtığını belirtti. İnsani yardım ve sosyal destek programlarının tüm grupları kapsayacak şekilde yürütüldüğünün altı çizilen açıklamada, şu ifadeler yer aldı:
“Suriyeli hiçbir topluluk dışlanmamış, mezhebi ya da etnik kimliği ne olursa olsun herkes eşit muamele görmüştür. Öte yandan, Türkiye’ye yönelik bu mesnetsiz ithamlarda bulunan bazı çevrelerin, bölgedeki hassas demografik yapı ile dini gruplar arasında kargaşa çıkartmayı hedeflediği, bu doğrultuda jeopolitik çıkar odaklı bir kara propaganda faaliyeti yürüttükleri açıkça görülmektedir.”
Türkiye’nin Bölgesel Barış Vurgusu
Açıklamanın devamında, Türkiye’nin bölgesel barış, istikrar ve toplumsal bütünlüğün tesisi yönündeki sorumluluklarını kararlılıkla yerine getirmeye devam ettiği ifade edildi. Suriye’nin siyasi birliğini, egemenliğini ve toprak bütünlüğünü tehdit eden bölücü faaliyetlere ve mezhep temelli çatışma senaryolarına karşı net bir duruş sergilendiği ve bu tür girişimlere asla prim verilmediği vurgulandı.
DMM, ulusal ve uluslararası kamuoyunu gerçekler ışığında doğru bilgilendirmeyi sürdürdüklerini belirterek, doğruluğu teyit edilmemiş, çarpıtılmış ve kasıtlı olarak üretilmiş içeriklere itibar edilmemesi çağrısında bulundu.